6. BÖLÜM - NEDEN

160 8 31
                                    


ŞARKI;

GECE YOLCULARI - NEDEN

7 AY ÖNCE

Bazen çok mu şey istiyoruz? Çok mu şey istiyoruz da bir türlü kavuşamıyoruz arzularımıza? 'Neden böyle oldu' diye sorduğumuzda, dürüstçe cevap verecek kimseyi neden bulamıyoruz? Soru içinde, sorular soruyoruz değil mi? Bir kere sormaya başladığımızda, durduramıyoruz kendimizi. Zaten varoluşumuzda, yaşamımızda, geçmişimizde, geleceğimizde, amaçlarımızda ya da hedeflerimizde... Bizi belli noktalara getiren en büyük, hatta tek büyük şey sorduğumuz sorular. İnsan her şeysiz yaşar ama bilgisiz yaşayamaz ve siz soru sormadan, kimse size bilgi aktaramaz. 

19. kez mum üfledi bugün Ahu ve yine her sene olduğu gibi üflemeden önce bir dilek tuttu. Bu yaşına kadar hatırladığı her doğum gününde aynı şeyi dilerdi. 'Huzur, mutluluk ve sevdiği bütün insanlarla dolu bir ömür.' Bu dileği ona annesi öğretmişti. Aklına yatmış, içine sinmişti yıllarca.

Nitekim bugün iç dünyası onun başka bir şey dilemesine sebep olmuştu. Üstelik tek bir şey. 'Aşk.' Neden peki? Bir insan aşkı neden dilerdi? Zaten bir gün mutlaka yaşayacaktı. Çok uzakta olsa, hatta yaşama ihtimali olmasa bile aşk diye dilenmenin bir anlamı var mıydı?

"Yanlış kararlar." dedi kendini ikili koltuğa bırakarak. Bir anda koltuğa o kadar yayılmıştı ki, bütün bacakları ve kalçası koltuğun dışındayken, sanki belinin üstüne oturuyor gibiydi.

Karşısındaki aynı tip koltuğa yerleşti Hazar. "Yanlış insanlar." diyerek destekledi Ahu'yu. Aylardan şubat olmasına rağmen sweatshirtünün altına şort giymiş, ayağına da köpek figürlü pandufları geçirmişti.

"Yol yanlış, yol." diye bir ses duyuldu salonun kapısından. Elinde kısır, makarna salatası ve poğaça olan bir tabakla Görkem girdi içeri. "Yolumuz doğru olsa; insanlar da yanlış olmaz, kararlar da." Görkem elindeki tabakla Hazar'ın yanına bağdaş kurarak oturdu. O da Ahu'yu görüş açısına almak istedi. 

"Ya tamam. Daha doğum gününün bitmesine yarım saat var." diye bir telkinde bulundu Hazar bu sefer. O bile durumun umutsuzluğunun farkındaydı ama arkadaşının canını bu denli sıkmasına daha fazla teselli bulamayacak durumdaydı.

Ahu doğruldu. Öne doğru eğilerek dirseklerini dizine dayadı. "Koskoca bir gün yazmadı Hazar. Son yarım saatte yazsa ne kadar affettirebilir kendini?" derin bir nefes vererek ayağa kalktı. Sesi bu sefer daha sitemkar çıkmıştı. "Herkes kutladı ya, herkes. En alakasız insanlar bile bir 'iyi ki doğdun' yazıp yolladı. Bunu mu çok gördü bana?"

Ahu eli belinde salonda volta atmaya başladığında Hazar ve Görkem ne yapacağını bilmez bir halde birbirlerine baktılar. Görkem tabağındaki poğaçasından bir ısırık daha alırken gözlerini Ahu'ya dikti.

"Yetecek miydi?" dedi istemsiz boğuk çıkan sesiyle. 

Ahu'nun sırtı kızlara dönükken bir anda duraksadı. "Ne yetecek miydi?" diye sordu anlamaz bir ifadeyle.

"Basit bir 'iyi ki doğdun' mesajı."

Daha çok astı yüzünü. Omuzları düştü. Bir süre durduğu yerde dikilirken boşluğa dikti gözlerini. Ardından başını olumsuz anlamda sallayarak bir adım attı. "Yetmeyecekti." dedi bitik çıkan sesiyle. Kalktığı koltuğa tekrar oturdu. Gün boyunca zirvede tuttuğu enerjisinin dibini ekmekle sıyıracak kıvama gelmişti. 

Sabah tüm ekip doğum gününü kutlamak için Ahularda toplanmışlardı. Yemekler, balonlar, şarkılar, danslar... Görkem hafta sonu da çalıştığı için sadece pasta faslına uğrayabilmişti. Akşam herkes evine gittikten sonra da Görkem işten çıkıp gelmişti. Hazar'ı da Ahu yollamamıştı.

Kırık PedalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin