8. BÖLÜM - HENDEK

144 9 49
                                    




ŞARKI;

EVDEKİ SAAT - UZUNLAR

2 YIL ÖNCE

Kaça kadar sayayım? 100'e kadar sayarsam gelir misin? Gelip beni çıkartır mısın o karanlıktan? İyi de ben karanlıktan korkmam ki. Küçükken korkardım doğru ama çocuklukta kaldı artık. Karanlıktan korkmuyorum artık. Biliyorum, karanlık bana zarar veremez. Ancak karanlıkta, benim fark edemediğim biri zarar verebilir bana ama bunu aydınlıkta da yapıyorlar zaten. Bunu anladığımda bıraktım karanlıktan korkmayı.

Senden beni korumanı istemiyorum, elimi tut yeter. Yanımda olduğunu bileyim, gelecek zararda yalnız olmadığımı bileyim yeter bana. Kızma, küsme; beni de kızdırma, küstürme. Bana beni sevdiğini söyle, şenlik etsin kulaklarım. Aç kollarını, sar beni; yaza dönsün kışlarım. Ya da hiçbir şey yapma, dur sadece; varlığına şükretsin varlığım.

"Ya bir karışmasanıza."

Yine sarmışlardı bir masanın etrafını 12 kişi.

"Siz önce bir 18 olsanıza."

Sürekli yanlarındaki kızlara hükmetmeye çalışan, büyüklüklerini kullanan birileri.

"Bu masadaki herkesin abisi var biliyorsunuz değil mi? Bize abilik yapmayı kesin."

Haklıydı. Onların abiye ihtiyacı yoktu. Düz arkadaş olmayı neden beceremiyorlardı? Madem beceremiyorlar, neden sürekli birlikte planlar yapmaya devam ediyorlardı?

"Aşk olsun Ahu, benim yok. Rüya'nın da yok öz abisi."

"Tamam geri zekalı size yapsınlar o zaman." dedi Ahu bıkmış bir ifadeyle Deniz'e karşı. Deniz tamamen alay amaçlı söylemişti aslında ama şu an Ahu ne bu alayı anlayacak ne de kaldıracak moddaydı.

"Ne meraklısınız ya?"

"Meraklı falan değiliz. Bizi kontrol etmeyi bir kesseniz yeter."

Bu kavga Selim ve Ahu arasında sürüklenirken diğerleri sadece onları izliyordu. Aslında ne Ahu içmeye meraklıydı ne de Selim'in onun içeceği alkolle derdi vardı. Onlarınki sadece bir sidik yarışından ibaretti.

"Tamam, sadece bir kadeh o zaman." dedi Selim işaret parmağını Ahu'ya doğru kaldırarak. Ahu'nun bunu kabul etmeyeceğine adı kadar emindi ama kavgayı kendi çapında bitirmek istemişti.

Ahu, Selim'in önüne koyduğu dolu kadehi elinin tersiyle iterek yere düşürdü ve ardından oturduğu sandalyeden hışımla kalktı. "Taşşak geçiyor benimle ya."

"Ne dedim ben ya?"

Gözlerini önce Görkem'e sonra Hazar'a, ardından masadaki tüm kızlara diktikten sonra, "Kalkın amına koyayım kalkın." diye komut vermesiyle kızlar aynı anda sandalyelerini geri itip kalkmaya yeltendi.

"Nereye?" dedi İlhan sakin bir tonda.

Ahu'nun bahçe kapısına dönük yüzü, yönelen soruyla tekrar masaya döndüğünde, "Size ne?" diye çemkirdi adeta. İşaret parmağını masadaki erkeklere doğru sallarken, "Bak daha akşam ezanı okunmadı bile. Evden çıktık diye götümüzden gelmeyin, oturun ne zıkkımlanıyorsanız zıkkımlanın, rahat bırakın bizi." diyerek tekrar arkasını dönüp bahçe kapısından çıktı.

Kızlar koşar adımlarla Ahu'ya yetiştiklerinde, bir süre sessiz sedasız yeni kararmaya başlayan havayla birlikte etrafı izleyerek yürüdüler. Rüya'nın ailesi Hendek'teki bu yazlığı yeni almışlardı ve bu ekipçe buraya ilk gelişleriydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 29, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kırık PedalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin