1. BÖLÜM - NEFES

214 10 3
                                    




ŞARKI;

MAVİGRİ - BEN SENDE YANDIM

7 YIL ÖNCE

Bazen bazı durumlar anlamsız gelir insanlara. Birileri için derin duygular taşıyan şeyler, başkaları için boşluktan ibarettir. İnsanlar başkalarının değerleri üzerine küfretmek için yaratılmamışlardır ama bu konuda o kadar başarılılardır ki, bazen bu rezil davranışlarını ayakta alkışlatacak kıvama getirebilirler karşılarındakileri.

Çok mu zordu saygı duymak? Birinin mutluluğuyla mutlu olmak; eğer çok istiyorsak çalışıp, çabalayıp aynısına sahip olmak. Kötü düşünmeden, haset etmeden, yargılamadan. 

Zordu tabii. Söylemesi kolaydı, yapması zor. İnsan olarak yaratıldığımız şu dünyada, insan olmak gerçekten zor meziyetti.

Gecenin karanlığında göz gözü görmezken; bütün kapıların, pencerelerin kapalı olmasına ve hatta salonda yanan sobaya rağmen kış soğunu hissettiriyordu. Üç çekyat vardı salonda, yerde ise bir yer yatağı. 

"Uyumak istemiyorum."  dedi yer yatağının yanındaki çekyatta yatan kız. Pazar akşamı olduğu için annesi sırayla bütün çocuklarını yıkamıştı. Şimdiyse örgülü uzun saçlarından mis gibi bir şampuan kokusu yayılıyordu odanın içine. 

"Uyuma o zaman." dedi yerde yatan çocuk. Saat gece yarısını çoktan geçtiği için küçük evin salonunda yatan kızın abisi ve ablası çoktan uykuya dalmıştı. Üstelik yerde yatan oğlan çocuğu onun kardeşi bile değildi.

"Korkuyorum geri zekalı." dedi yorganın içine daha çok sokularak. Bunu üşüdüğü için değilde, sanki bir şeylerden kaçmak için yapıyor gibiydi.

Yüzünü buruşturdu çocuk. Bir eli kafasının altında tavanı izliyordu ve tek isteği mızmızlanan bu kızın susup uyumasıydı. "Korkmanı gerektirecek hiçbir şey yok."

Kız hala yorganın altında iki büklümken midesine istemsiz bir sancı girdi. Ne zaman bir duyguyu haddinden fazla yaşasa, bu sancıyı hep aynı yerde hissederdi. "Ya görmedin mi kocaman hamam böceğini?"

Çocuk gözlerini devirdi. Bakışları hala aynı yerde sabitti. Eğer kafasını kıza çevirirse ona kıyamayacağını biliyordu ama şu an bu durumda onu sakinleştirmek için ne yapacağı hakkında da hiçbir fikri yoktu. Bu yüzden soğukkanlılığını sürdürdü. "Aynen Hazar uyuma, uyursan Allah muhafaza atlar üstüne yer seni."

Çocuğun cümlesinden sonra Hazar aynı sancıyı, aynı yerde bir kez daha hissetti. "Sus be. Bulamadın da zaten. Nasıl uyuyacağım ben?"

"Uyumak istemiyordun hani?"

Göz devirdi. "Ama uyumam gerekiyor geri zekalı. Sabah okul var."

Bıkmıştı çocuk kızın bu argo tavırlarından. Sadece şu an değil, o hep böyleydi. Hele ki sinirliyse, kurtul dilinden kurtulabilirsen. "Bana geri zekalı demeyi kesecek misin? Kaç yaş büyüğüm ben senden?"

Üç yaş vardı aralarında. Bu normalde göze batacak bir yaş farkı değildi ama yaş büyüdükçe kapanırdı aradaki sayılar. Biri 12, diğeri 15 iken; 15 yaşındaki 12 yaşındakinin abisi sayılabiliyordu ve ister istemez bir saygı bekleniyordu ama bu durum Hazar ve Özgür arasında yıllardır kurulmamıştı.

"Aramızdaki yaş farkı senin geri zekalı olduğun gerçeğini değiştirmiyor." dedi Hazar ve bastıra bastıra adını söyledi çocuğun. "Özgürcüğüm."

Özgür de Hazar'ın ona abi demesi taraftarı değildi zaten ama saat ilerledikçe gözlerine yüklenen ağırlık ve sabah erken kalkmak zorunda olduğunun bilinciyle kızın ukalalığına sabredemeyecek boyuta gelmişti. "Eğer sesini kesmezsen bulur o hamam böceğini ağzına sokarım senin." dedi sesindeki ağır soğuklukla beraber ciddiyetini sürdürerek. Sadece iki saniyelik bir sessizlikte uykuya dalabilirdi ama Hazar buna izin vermedi.

Kırık PedalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin