Ezhel - KüvetBÖLÜM 32: CESARET, ÖZGÜVEN VE GÜÇ
Jungkook'un hazırladığı sıcak suyla dolu küvete girdiğimde çok geçmeden o da ardımdan banyoya girmişti. Çıplak vücudunda gözlerim şöylece bir gezindi. Geniş omuzları, şekilli karın kasları ve sıkı bacaklarıyla... muhteşem bir şeydi.
Önüme oturup kafasını göğsüme yasladığında kollarımı beline sardım. Sıcak su kaslarımı rahatlatmıştı. Kafamı küvete yasladığımdan ikimiz de yarı uzanır pozisyondaydık.
"Bir daha asla bir araya gelemeyeceğimizi düşündüm," dedi, karnındaki elime ellerini örterek. Bacaklarımın arasındaydı, saçları göğsümde dağılmıştı.
Gözlerim düz, beyaz renkteki tavanda gezinirken, "Bundan sonra bana herhangi bir konuda dürüst olmadığını öğrenirsem öyle olacak zaten," diyerek onu tehdit ettiğimde gülüşüyle vücudu hafifçe sarsılmıştı. Elime doldurduğum suyu ufak ufak göğsüne dökmeye başlarken dudaklarım da güzel kokulu saçlarında geziniyordu. "Ciddiyim. Seni sevdiğim için affetmiş olabilirim ama hâlâ güvenimi kazanmış değilsin."
"Kazanacağım." Yüzünü bana çevirdi. Bakışları samimiydi. "Söz veriyorum, bundan sonra yalan yok. Sır yok. Sevgiliyiz değil mi, yeniden?" Masum masum sorduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bilmiyorum," diye mırıldandım sıkıntıyla. "Gelecek planları pek bana göre değil, biliyorsun ama istemsizce bundan sonra ne olacağını sorguluyorken buluyorum kendimi."
"Sana bu yüzden söylemek istemedim," dedi, önüne dönerek. Parmaklarımız iç içe geçmişti. "Uzun bir ilişkimiz olacaksa hiç değilse bu iki veya üç yılda kendi aile sorunlarımdan uzakta olmak istedim. Seninleyken onları düşünmek zorunda kalmak istemedim."
"Neden böyle bir şey yapıyorlar ki?" diye sordum anlamamış bir şekilde.
"Neden hayatına bu kadar burunlarını sokuyorlar?"
"Babamın düşünce yapısı Hitler'le aynı," diye mırıldandı, keyifsiz bir şekilde. "Saflık... Kendi kurduğu düzeni devam ettirecek kendine ait bir soy olsun istiyor. Erkek bir soy," dedi, gülerek. Sinirleri bozulmuş gibi.
Babasının o beyefendi tavırları, herkese karşı kucaklayıcı görünüşü... Hepsi bir yalandan ibaretti demek.
Ama neden?
Jungkook'a ve ondan önce doğmuş kız çocuklarına yaptığı şey çok alçakçaydı. Kendi çocuğun olduktan sonra cinsiyetinin ne önemi vardı ki? Hiç değilse onlara çıkarsız, beklentisiz bir sevgiyle yaklaşması gerekirdi; başka insanlara göndermemesi...
"Çocukken hiç oyuncağım olmadı biliyor musun?" diye sordu. Söylediği şeyle yüreğim burkuldu. O kadar kırgın çıkmıştı ki sesi... "Hep en iyi çocuk olmam gerekliydi. Doğduğum günden itibaren çok fazla dille büyümem için haftanın her günü başka milletten bir bakıcı gelirdi yanıma. Hep bir disiplin altındaydım. Okuldan sonra oturup ne yapacağımı kendim seçemezdim. Boş vaktim olmasına imkan yoktu. Bir çocuk patates kızartmasının tadını bilmeden büyür mü hiç?" Sesi titredi. Saçlarından öptüm. "Liseye geçene kadar bir asker gibi yetiştirildim. Hangi saatte uyanacağım, yemek yiyeceğim, öğünlerim, hangi kurslara gidip hangi insanlarla konuşacağım... Her şey babamın kontrolü altındaydı."
"Diğerleri, onlar da mı öyleydi? Kai, Yoongi..." Merak etmiştim. Yani Jennie ve Kai de mi zorunlu bir ilişki yaşıyordu? Ailelerinin baskıları ne dereceydi...
"Hayır, sadece babam takıntılı kancığın tekiydi. Biliyor musun? Bir kere bile başımı okşamadı. Ne annem ne de babam... Teyzemin Kai'yi öptüğünü her gördüğümde içim giderdi." Gözlerim yaşardı. "Liseye geçtiğimde ise bir anda etrafımdaki tüm parmaklıklar kalktı. Lise boyunca özgürsün ama sonra yeniden ne dersem onu yapacaksın dediğinde ben de tüm sınırları zorlamaya başladım. Babama göre ölmediğim sürece her şeyi yapmakta özgürdüm. Dikkatlerini çekmek, biraz olsun bana ilgi göstersinler istedim. Annem zaten bir Fiji'ye, bir Havai'ye uçuyor; kış mevsiminden dört bucak kaçıyordu. Bir çocuğu olduğunu bile sandığını sanmıyorum. Uyuşturucuya da bu yüzden başladım. Belki beni durdururlar diye ama umurlarında bile olmadım. En sonunda bir gün uyuşturucu yüzünden az daha öleceğimden beni bir yıllığına tedaviye kapattılar. Biraz kötü bir deneyimdi," diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑯𝒆𝒑 𝑺𝒐𝒏𝒓𝒂𝒅𝒂𝒏 𝑲𝒐̈𝒑𝒖̈𝒓𝒅𝒖̈ 𝑫𝒂𝒍𝒈𝒂𝒍𝒂𝒓 ASKIDA!
Fanfiction❝how could i hate him if he's such an angel?❞ Bu hikayenin yazarı 'vQuatris' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.