1.BÖLÜM

1.7K 106 102
                                    


Üçüncü ve en bahtsız hikayem ile yeniden buradayız;) Motivasyona ve varlığınıza ihtiyacım var. Lütfen beni yalnız bırakmayın. Bol yorumlu, keyifli okumalar 🩷

"Boşuna uğraşma, dönmeye niyetim yok..." diyerek açtı gelen aramayı.

"Sadece nasıl olduğunu sormak için aramıştım. Aramızda geçenlerden bağımsız olarak, sıradan şeylerden konuşmak için..."

"Sıradan mı" dedi diğeri, "Allah aşkına, bizim ne zaman sıradan bir konuşmamız oldu ki? Her yaptığımın bir başkaldırı olduğunu düşünüyorsunuz ve asla fikirlerime saygı duymuyorsunuz. Söyler misin, nasıl sıradan bir konuşma yapacağız biz?"

"Biz sana saygı duyuyoruz, saygı duymayan sensin. Biz senin iyiliğini istiyoruz, hepsi bu..."

"Siz; şımarık, hiç çalışmadan, sadece para harcayarak ve hayatını sosyal medyanın ışıltısı içinde sürdüren biri olsaydım eğer şikayetçi olmalıydınız benden, sevdiği mesleği yapan ve idealleri olan biri olduğum için değil."

"Biz babanla-" diye başladığı cümlesini, "Anne, siz babamla benim aynı senin yaşadığın hayatı yaşamamı istiyorsunuz, bu iyilik falan değil. Bu başlı başına dayatma..." diyerek kesti Ayperi.

"Kapatmam lazım, işim var..." dedi ve beklemeden telefonu kapattı. Elinde pimi çekilmiş bir bomba gibi tuttuğu telefonu var gücüyle duvara fırlattı. Duvardan seken telefon gürültüyle yere düştüğünde hızını alamayıp ayağa kalktı. Yerdeki telefona ayağıyla vurup bir daha duvara çarpmasını sağladı.

Rahatlamış mıydı, hayır... İçine dolan öfkeyi kontrol edebilmek için kendini evden dışarı attı. Coğrafyanın kader olduğu topraklara erken gelen kış kendisini iyiden iyiye belli etmiş, Kasım ayı tüm soğukluğu ile görev yaptığı köyü ayaza kesmişti.

"Yüzünde yine güller açmış, deli kız," dedi tahta bahçe kapısından giren kadın. Koynundan çıkardığı paketten bir dal sigara yaktı. "Yine aynı mesele mi?"

Kadının elindekini işaret etti gözleriyle, "Bir tane de bana versene."

Sultan, elini yeniden koynuna daldırıp paketi çıkarttı. "Sen naneli sigara içmezdin hani, ne oldu?"

"Ben zaten sigara bile içmem Sultan abla, biliyorsun."

"Benim bir bok bildiğim yok deli kız, sen neyi ne kadar anlatırsan ben ancak onu bilirim. Yine bir halt olmuş ama nasılsa anlatmayacak, kukumav gibi dağa taşa bakacaksın."

Ayperi iki parmağının arasındaki naneli sigarayı Sultan'ın elinden aldığı sigara ile yaktı. İlk nefesi çeker çekmez dumanı yutup öksürmeye başlasa da aldırış etmedi. Eğreti bir şekilde tuttuğu sigaranın ucuna bakıp," Anlatmaya değer olsaydı inan, bir tek sana anlatırdım."dedi.

"Ben belki anlatmaya değmeyen şeyleri dinlemeyi seviyorum, ne biliyorsun. Sen hele bir anlat, gerisine beraberce karar veririz. Olmadı koyarız götüne, gider..."

"Koyar mıyız hakikaten, Sultan abla?" dedi Ayperi gözlerini karşısında tüm heybetiyle dikilen dağ yamacından ayırmadan.

"Koyarız be gülüm, anasını bile ağlatırız sen istersen..."

Ayperi, acemice çektiği son nefesten sonra sigarayı yere atarak ayağıyla ezdi. "İstifa etmemi istiyorlar, abla..."

"Kim istiyor?" diye ayağa fırladı Sultan "Rahatsız eden filan mı var?" Bir süre kıstığı gözleriyle Ayperi'yi inceledi. "Seni burada severler, kimse yapmaz ki öyle şey... Başka bir şey var."

"Var,"dedi Ayperi" Başka bir şey var ve ben bunu anlatmaya bile utanıyorum. "

"Utanılacak bir şey varsa bu senin ayıbın değildir gülüm, sen hele anlat ablana da derdine çare var mıymış, bakalım."

EZBERBOZAN (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin