7. Bölüm

440 63 68
                                    


Keyifli okumalar...

\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

"Biricik," dedi ve Ateş'ten gelecek tepkiyi bekledi. Ateş herhangi bir tepki vermeyince' bismillah 'deyip başladı anlatmaya. "Ateş, Biricik'le evlen kardeşim."

Ateş önce güldü. Başını iki yana sallayarak koltukta kaykıldı ve ayaklarını öne uzattı. "Sıçtık şimdi de bir güzel sıvayalım yani?"

"Bu Mine rahat durmayacak canım kardeşim," dedi Oğuz, emin olduğu gerçeği söylerken.

"Kalbi kırık bir adamın, aşık bir kadına faydadan çok zararı olur ve ben bir kadına bunu yapacak kadar şerefsiz değilim. Biricik olmaz... Beni seven, bana aşık olan birine bu kötülüğü yapamam ben."

***

Uçağın havalanması ile başını çevirip bulutların altında kalan kasvetli şehri izledi Ayperi... Kendini ait hissetmediği, hissedemediği şehre, sanki son kez görüyormuşçasına baktı. Muhtemelen son kez görmüyordu ama içinden geçenler buna tezattı.

Son dakikaya kadar gayet iyi düşünceler ve parlak fikirler dönmüştü kafasında fakat aniden dibinde biten Gökhan tüm güzel duygularının katili oluvermişti. Sabah ailesinin evinde bulamadığı kız ile ilgili kurduğu hayaller, nasıl olsa görev yaptığı ilçeye geri dönecek şeklinde yeniden planlanmış ve soluğu hava alanında almıştı. Ayperi ile karşılaşması belki mucize değildi ama muhteşem bir sürpriz olduğu su götürmez bir gerçekti.

Uçağın hareket saatine kadar oturup salim kafayla konuşma talebini hiç ummadığı kadar makul karşılayan kızın yüzündeki tebessüm de onu yüreklendirmiști.

Gözlerden uzak, sessiz bir köşeye çekilip kahvelerini yudumlarken söze bir an önce girmenin faydalı olacağını bilen Gökhan daha fazla beklemeden konuşma girişiminde bulundu.

"Bana benimle, formalite ya da gerçek bir evlilik yapmak istememenin asıl sebebini söyler misin, Ayperi?" diye söze başlayan Gökhan, kızın müstehzi bir biçimde gülümseyip kahvesine uzanmasıyla kısa bir an sessizce bekledi. Ayperi'nin soruya kayıtsız kalması ile yeniden söze girdi.

"Bunun ikimizin de yararına olacağını biliyorsun. Burada tek bir kazanan ya da kaybeden olmayacak. Ikimiz de kazanacağız..."

Ayperi umursamazca bakışlar attığı adamdan gözleri ayırmadan kahvesinden içmeye devam etti.

"Sessiz kalmak yerine kısa da olsa bir cevap versen," diyen Gökhan küçüldüğünü, bunu yaparken ne durumda olduğunu umursamadı. "Lütfen..."

"Sessiz kalmak çoğu zaman çok büyük anlamlar içeren konuşmaların yerine geçer... Ben cevap verme hakkımı sana devrediyorum ve soruna soruyla karşılık vermek istiyorum. Senin benimle evlenmekteki sonu gelmeyen ısrarının sebebi ne? Neden illa ki ben?"

"Sana bu sorunun cevabını, daha sen sormadan ben söylemiştim zaten Ayperi... Ben seni ilk gördüğüm gün çarpıldım. Ben sana aşık oldum ve seninle bir geleceği paylaşmak istiyorum. Bunun yanı sıra kariyerimiz için de faydalı olabileceğini düşündüm. Bu kulağa çok hoş gelmeyebilir ama inan bana düşündüğün kadar zor olmayacak. İkimize de biraz zaman tanı. Bak gör, her şey çok güzel olacak. Zamanla, yani beni yakından tanıdığın zaman seveceksin. Ben buna yürekten inanıyorum."

"Buna önce benim inanmam lazım ki; ben aşka asla inanmıyorum, onu nasıl çözeceğiz? Hani her şey için hazırlanmıș müthiş cevapların var ya, ona da bir cevap versene?"

"Aşka inanmamak da ne demek? Bir insanın aşka olan inancını yitirmesi için çok büyük bir hüsran yaşamış olması gerek. Sen ne yaşadın ki, aşka olan inancını kaybettin?"

EZBERBOZAN (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin