4. Bölüm

570 73 79
                                    


Her geceye bir bölümcü yazardan bölüm geldi 🤭

Klâsik girişimizi yapalım; bol bol yorum, yıldıza tık tık ✔️

KEYİFLİ OKUMALAR 🌠
_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_

Ankara'da genellikle iş merkezlerinin bulunduğu ve yüksek binaların şehrin siluetini oluşturduğu bir bölgede indi taksiden. Aslında doğrudan eve gidebilirdi ama işkolik bir anne babanın günün bu saatlerinde evde olmayacağını daha küçücük bir kız çocuğu iken öğrenmişti. Diğer arkadaşları gibi piknik yapmak, yaz tatillerinde uzun kahvaltılar ve birlikte vakit geçirmek gibi olağan şeyler yaşamamıştı hiç Ayperi. İçinde uhde kalan bir yığın şeyi de alıp İstanbul'a gittiğinde henüz liseye başlayacaktı ve o zamandan beri ailesiyle arasındaki bağ olduğu yerde sayıyor, hatta giderek azalıyordu.

Üç katlı modern tasarımlı binadan içeri girerken hiç tahmin etmediği bir şey yaşadı. Kapıdaki güvenlik görevlisi gülümseyerek Ayperi'nin adını söyledi ve zarif bir biçimde kapıyı açarak kızı içeriye yönlendirdi. Buraya her geldiğinde kapıda iki saat kim olduğunu, neden burada olduğunu falan anlatır, sinirine hakim olabilmek için gerekenden fazla çaba gösterirdi oysa ki.

İlk katın sağ tarafında bulunan danışma görevlisi kız ayağa kalkıp kendisini selamlayınca daha da fazla şaşırdı. Hele, eğer isterse kendisine Timur Bey'in odasına kadar eşlik edeceğini söylediğinde ise ağzından laflar bir müddet çıkamadı. Gerek olmadığını söylediğinde kız mutlu bir kuş gibi şakıyarak kendisine bir sürü şey anlattı. Ayperi bunların hiçbirine yanıt verecek gibi değildi zira bu sıra dışı karşılama merasiminin müsebbibini düşünüyordu. Asansörü kullanma gereği görmeden aşırı abartılı süslemeleriyle her zaman dalga geçtiği merdivenle en üst kata çıktı. Babasının odasının kapısının önüne geldiğinde asistanı Timur Bey'in uluslararası bir hukuk sempozyumunda olduğunu, ancak öğleden sonra sempozyuma ara verildiğinde uğrayacağını söyledi.

"Annem de mi sempozyumunda?" diye sordu Ayperi bu kez.

"Canan Hanım sizi alanda karşılamak için çıkmıştı. Haberiniz yok mu?" diye cevapladı asistan.

Ayperi o an hatırladı telefonunu kapattığını. Çantasından çıkardığı telefonu açtığında annesinden sayısız arama ve bir sürü sesli mesaj olduğunu gördü. Tam geri arayacaktı ki Canan Hanım asansörden çıkıp koşarak yanına geldi.

"Canım, çok özledim..."

Ayperi annesine sımsıkı sarılarak yanağını öptü. "Ben de özledim anne... Ve özür dilerim."

"Neden canım?" dedi Canan Hanım. "Eğer kapalı olan telefonun yüzündense, aldırma. Hata benim. Sana dün gece sabah seni alandan alacağımı söylemem gerekirdi."

Kadın kızı bir daha kendine çekip sarıldı. Aralarındaki anne kız ilişkisi hiç arzu ettikleri gibi olmamıştı ama bundan sonrası için Canan Hanımın ümidi oldukça fazlaydı. Hele Ayperi kendisi için yapılan muazzam planı kabul ederse, bundan sonra asla birbirlerinden uzak kalmayacaklardı.

Annesinin odasına girdiklerinde Ayperi'ye bir gülme geldi. Yorgundu. Karnı açıkmıştı. Aklında sabah buraya gelmeden önce, hava alanındaki telefon görüşmesi geliyordu ve tüm duyguları birbirine geçmiş gibi gülmesi geliyordu. Annesi kısa bir telefon görüşmesi yapmak için odadan çıktığında deli gibi gülmeye başladı. Burada tam olarak ne yaptığına da, o konuşmayı bugüne kadar bekleyip şimdi yaptığına da anlam veremiyordu. Fakat anlam veremediği en saçma şey o adamı ne demeye aradığı idi. Aradan bunca zaman geçtikten sonra gereği yoktu ona göre...

Canan Hanım dışarıda telefon görüşmesini yaparken Ayperi de telefonunu açıp sosyal medya hesabına girdi. Gündeme kısaca bir göz atmak için girdiğinde aklına bambaşka bir şey geldi. Ne kadar umurunda değilmiş gibi yapsa da, umurundaydı işte... Arama kısmına Ateş Ulukan yazıp listelenen isimleri tek tek inceledi. Çıkan birkaç isimden ona ait olan profili bulamadı. O adamdan da böyle bir şey beklemiyordu zaten. Neden beklemediği ile ilgili ise en ufak bir fikri bile yoktu. Bu kez aklına başka bir isim geldi. Arama kısmına Oğuz Aksu yazıp beklemeye başladı. İlk profile tıkladığında ekrana o tanıdık sima geldi. Arkaya doğru taranmış kumral saçlar ve havuzdan çıkmış çıplak üst beden, davetkar bir şekilde sırıtıyordu. Adamın takip ettikleri kısmına gelmeden kısaca paylaşımlarına baktı. Beş yüz kadar paylaşım, adamın sosyal medyayı sıkı kullandığını net olarak ortaya koyuyordu. Fotoğrafları açmadan aşağıya doğru gitmeye başladı. Her fotoğrafta farklı bir mekanda, hep o aynı davetkar bakışla poz vermişti. Ne var ki bu paylaşımların hiçbirinde Ateş yoktu. Madem o kadar yakındılar, üstelik kuzendiler de neden ikisinin birlikte bir fotoğrafı yoktu?

EZBERBOZAN (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin