6. Bölüm

484 67 66
                                    

Oy ve yorum diye başlamayacağım cümleye, kafanıza göre takılın canım okurlar ve hayalet okurlar 😉 Her şeye rağmen burada olmak çok güzel 🧡

Ayperi ertesi gün öğlene doğru uyandığında fazla yatmaktan gerilen bedenini uzun uzun esnetmek zorunda kaldı. Komodinin üzerindeki telefonunu alıp saate bakmak istediğinde ekranda Gökhan'dan gelen arama ve mesajları gördü. Adamdaki istikrar takdire şayandı fakat bu istikrarı çok yanlış yerde kullanıyordu. Mesajların hiçbirini okumadan tek tek sildi. Telefonu yatağa fırlatıp kalktığında günlük planını yapmaya başladı. İlk olarak bir an önce evden çıkıp dün gece berbat ettiği montun yenisini alarak otele, sahibine götürmek vardı. Bunu düşünürken Ateş'in hala otelde olması için dua ediyordu.

Hazırlanıp aşağı indiğinde kendisini karşılayan ve eğer isterse kahvaltının beş dakika içinde hazır olacağını söyleyen yardımcı kıza gerek olmadığını söyleyerek evden çıktı. Her ne kadar bir taksiye binip gitmek istese de, bunun için uzun süre beklemesi gerektiğini biliyordu. Bu evin olduğu yer kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdi ve malesef koşullara ayak uydurmak gerekiyordu. Dün gece Sakarya'dan getirilip garaja konulduğundan adı gibi emin olduğu arabayı almak için evin yan tarafına dolandı. Tam da tahmin ettiği gibiydi. Araba garajdaydı. Siyah Range asla tercih edebileceği bir model değildi zira Ayperi daha mütevazi arabaları seviyordu. Kendi kendine sırıttı bu düşünce ile... Babası onun için kurguladığı hayata pahalı arabalar, yüksek mevkiler ve paha biçilmez evler eklemişti ama Ayperi kendi hayatını kendi kazanacak, kurgulanmış bir hayatı yaşamayacaktı.

Şehir merkezine geldiğinde arabayı ünlü bir alışveriş merkezinin otoparkında bıraktı. Dün gece üstüne kusarak mahvettiği montun aynısını bulabilmek için birkaç mağaza gezdi fakat bulamadı. Son çare olarak hiç değilse benzer bir model almayı düşündü. Girdiği mağazada uygun bir model bulduğunda bu kez de beden sorunu yaşadı. Az ileride reyon düzenleyen genç bir adam gördüğünde yapmak istediği şeyin yadırganmamasını diledi.

"Merhaba, rica etsem bu montu deneyebilir misiniz?"

Genç adam elindeki işi bırakıp Ayperi'nin yanına geldi. "Sebep?"

"Bir arkadaşım için almak istiyorum ama bedeni olacak mı, bilemiyorum. Emin olmam lazım,"dedi.

"Arkadaşınızın boyu ve kilosunu biliyorsanız, bu yeterli olur," dedi görevli.

"Yani," dedi Ayperi dudaklarını büzüp düşünerek, "Kilosunu bilmiyorum ama boyu en az bir doksan, belki daha da fazla,"

"Fazla kilolu değilse, bu beden uygundur bence," dedi görevli, kızın elindeki montu işaret ederek. "Bir sıkıntı olursa, değişim kartı ile kolayca halledebilirsiniz?"

Ayperi elindeki montla kasaya giderken sanki şu an en büyük problemi montun Ateş'in bedenine uygun olup olmamasıymıș gibi hissediyordu. Bu gereksiz ve haddinden fazla heyecan yaptığı histen acilen kurtulması lazımdı. Kendine gelebilmek için sağlam bir tokata ihtiyacı vardı. O kaba adam için bu kadar lüzumsuzca hislere girmesine gerek yoktu çünkü...

Alışveriş merkezinden çıkış yaptığında bu kez Ateş'in kaldığı otele gitmek için yollara düştü. Şehrin bir ucundan diğer ucuna yaptığı yolculuk ve hala çıkış yapmamış olması için dua etmek Ayperi'nin iyice kafasını karıştırdı. Değer miydi, bilmiyordu...

İkilem içinde arabayı otelin önüne park etti. Dün geceki dağınık halinin aksine şu an gayet iyi durumdaydı ve üstündeki giysiler de -ki bunu hatırladıkça muhtemelen kendisine hep kızacaktı- dikkat çekmekten fazlasıyla uzaktı.

Devasa kapıdan içeri girdiğinde doğruca resepsiyona yöneldi. Önce Ateş'i araması gerektiğini ve hala otelde olup olmadığını sorması gerekiyordu ama dün geceki tavrı buna engel oluyordu. Buna engel olan tavrı akıl almaz bir çelişki içinde berbat ettiği montunun özrünün peşindeydi. Resepsiyon görevlisine kibarca gülümseyip Ateş Bey'e bir paket bırakmak istediğini söyledi. Görevli beklemesini söyleyip bilgisayar ekranına bir kaç saniye baktıktan sonra, "Ateş Bey iki saat önce otelimizden ayrıldı hanım efendi," dedi.

EZBERBOZAN (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin