"Ikizime napıyosun !"
"Evet dersimizin sonuna geldik gelecek derse sait faik abasıyanığın eserlerine biraz bakmanızı istiyorum görüşürüz çocuklar "diyen öğretmen eline kitaplarını sıkıştırıp sınıftan çoktan çıkmıştı . İkizi ve ülkü hakkındaki kafa karışlığı tuanada hala devam ederken elindeki kurşun kalemi bırakıp yanında oturan ülküye döndü . "Ülk-" diyemeden sustu çünkü ülkü dersin sıkıcılığından dolayı uyumuştu . Tuana kalkıp ülkünün üzerine montunu örttükten sonra arka sırasında oturan çağanla göz göze gelmemeye dikkat ederek onunda arkasındaki ikizine döndü . "Yağız ya ben çok susadım " yağız baygın gözlerini kaldırarak tuanaya bakıp gözlerini açmaya çalıştı . "Tamam git iç bana niye söylüyosun?" Tuana gözlerini devirerek kalkıp kantine giderken bir yandan da okulun içini keşfetmeye başladı öyleki kantinin nerede olduğunu bile bilmiyordu . Birden bire koluna çarpan çocukla arkasını döndü . Kaşlarını çattı çocuk elinde rulo yaptığı kağıt ve kahvesiyle hızlıca bir yere gidiyordu . "Kusura bakmayın , bir şeyiniz var mı?" Tuana bu nazik davranışa karsı hafifçe gülümsedi . "Yok sorun değil . " çocuk gülümseyerek bütün işini bırakmış gibi etrafa bakıp bir adım tuanaya yaklaşarak sırtını duvara yasladı . "Arda ben , arda kalaycı "
Tuana hafifçe kendisine uzatılan eli tuttu . Bu okulda normal çocuklarda varmış diye düşündü kendi kendine . "Tuana bende " çocuk gülümseyerek elini çekti . Tuana ortamın sessizliğinden çekinerek dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kısıp sınıfın önündeki kalabalığa baktı . "Kantinemi gidiyorsun ?" Dedi arda tuananın dikkatini dağıtmak istercesine . Tuana gözlerini kaçırıp ardaya baktı ve başını salladı . "Tamam o zaman birlikte gidelim mi?"
"Olur " dedi tuana bu sayede kantinin de nerede olduğunu bulabilirdi değil mi?
"Pisliksiniz olum siz ! Allahın varoşları!" Diyerek tiksinerek baktı çağan arkadaşlarının tuttuğu yağıza . Yağız gülerek gözlerini devirdi . "Abi napıyosun bıraksana çocuğu !" Diyerek koşarak içeri girdi ülkü . Hemen abisinin önüne geçti . "Sana noluyo ülkü?" Dedi çağan sinirini ülküyede yansıtarak .
Ülkü yüzü dağılmış yağıza baktı . Sonra tekrar abisine döndü . "Sen naptığını sanıyorsun abi ! Çocuğu ne hale getirdin !" Diyerek yüzünü buruşturup yağıza döndü ve yüzünü incelemeye başladı . "Ya bıraksanıza bora ! Kerem!" Dedi tek tek çağanın arkadaşlarına bakarak . "Ülkü?" Dedi çağan ülküye anlam veremeyerek . Ülkü umursamadan yağıza bakmaya devam ederken yağızda kitlenmiş gibi ülküye ve mimiklerine bakıyordu . Ülkü farkındamıydı şuan endişeli halinin yağızı fazlasıyla etkilediğinden ...
Tuana elindeki bir bardak suyla sınıfa girerken yağızı öyle görmesiyle koşarak bütün herkesin arasına daldı . "İkizime napıyorsun!"
Dedi tam çağanın karşısına dikilerek . Çağan şaşkınca tuanaya baktı . "İkizin mi? " dedi bir yağıza bir tuanaya bakarak . "Evet !" Dedi tuana sinirle dişlerini sıkarak . "Haa ... tamam o zama-" demeye kalmadan tuana elindeki soğuk suyu çağanın başından aşağı dökerek yanağına sertçe vururken çıkan ses bütün sınıfta yankılandı .
Tuana sinirle işaret parmağını çağanın gözlerinin önünde sallarken çağan şaşkınca hala yanağını tutuyordu . "Bir daha ne bana ne ikizime bulaşmıycaksın çağan efe ak ..." çağan histerik bir şekilde güldü . "Dedi sadece annemin cafesinde garsonluk yapan kız ..." derken tuana sinirle bir adım daha yaklaştı çağana ve ellerini yumruk yaptı . "Annende bir zamanlar garsondu hatırlatayım ha lafım mesleğe değil lafım sana ! O da anlayana " dedi işaret parmağıyla çağanın omzunu ittirirken .
Tam dönüp gidecekken çağan birden bire tuanayı bileğinden tutup kendine çekerken tuana hızla elini bileğinden kurtarmaya çalıştı ama pekte başarabildiği söylenemezdi ."dokunma lan kıza!" Dedi yağız debelenerek . "Görüşeceğiz ... tuana naz " dedi çağan tuananın tam kahverengi gözlerine bakarak tuana çağanın gevşeyen parmaklarının arasından elini kurtardı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanna Be Yours :)
Dla nastolatków"Telefonuma kendi resimlerini çekinmiş !" "Yakışıklilığıma hayran kal diye yaptım " "Ukalamısın?" "Şu hırçınlığından biraz ödün ver ya güzel gözlerim bozulacak!"