Bakışların anlatma şekli

1.1K 68 40
                                    

[O artık beni anlamıyor ]

Tuana naz tiryaki's pov;

Başımdaki hafif ağrıyla gözlerimi aralayıp yanımda koltukta oturmuş öylece bana bakan çağana gitti gözlerim . "Nerdeyiz biz?" Dedim kolumdaki acıyı umursamadan doğrulmaya çalışırken . Bacaklarının üzerinde oynadığı parmaklarını serbest bıraktı gerilmiş gibiydi sanki suçluymuş gibi gözlerini kaçırıp duruyordu . "Hastanedeyiz " dedi fısıltıya yakın çıkan sesiyle . Kaşlarımı çatarak derin bir nefes aldım göğüs kafesim batsada çok umursamadım .

"Neden ?" Dedim kolumdaki serumu izleyerek . "Dün ıslandığın için ateşlendin uyuykalmıştın zaten sayıklıyordun bende hastaneye getirdim " dedi daha sonra dudaklarını diliyle kısa süre ıslattı . Ona karşı başımı sallamakla yetinip yeni aydılanan havaya küçük odanın penceresinden baktım . Harbiden kaç saattir burdaydık . Bir dakika bir dakika .

"Yağız!?" Dedim korkuyla etrafıma bakınarak telaşla telefonumu arıyordum . Yağız bana ulaşamadıysa kesinlikle deliyle dönmüştür .

"Merak etme ." Dedi rahat bir şekilde çağan , daha sonra ekledi . "Aradı üst üste merak etmesin diye açtım partide olanları anlattım . Okulda sanırım biraz ağzım yüzüm dağılacak " dedi hafif tebessüm ederek bende rahatlamış bir şekilde arkamdaki yumuşak yastığı düzelterek arkama yaslandım . "Hakettin valla elimi bile sürmem "

Çağanın kaşları havalanırken gülmemek için zor tuttuğum yüz hatlarımı saklamak istercesine tekrar cama baktım . "Doğru, hakettim . Hakettin . " gözlerim kocaman olurken çağana öyle bir dönmüştüm ki bir an tırstığına emindim .

"Ben mi hakettim ! " dedim sinirle . Tam bir şey diyecekken içeri doktor girdi . "Nasılsınız tuana hanım?"

Doktora hafifçe gülümsedim . "İyi gayet iyi hiçbirşeyi yok" dedi çağan , benim birşey dememe izin vermeden . Ona kısa süre bakıp gözlerimi devirdikten sonra doktorun çıkış işlemleriyle ilgili söylediği şeyleri dinledikten sonra serumu çıkarttırmıştık . Şimdi ise üzerimdeki hastaneye kıyafetiyle ben çağana bakıyordum çağan bana .

"Ne giyeceğim ben ya ?" Dedim oflayarak kısa saçlarımı yana attım . Gerçekten bunalmıştım fazlasıyla . "Yani burdan evemi gideceksin ?" Dedi çağan tereddüt içerisinde .

"Yok okula gideceğim . Zaten 2 hafta devam- neyse okula gideceğim . " çağan bir süre garip garip yüzüme baktı daha sonra kalkıp odadan bir şey demeden çıktı . Umursamamıştı anlaşılan , neden umursasın ki zaten ?

Devamsızlığım evden atıldıktan sonra okul işini halledene kadar olmuştu . Ve sildirmek için çağıracağım bir ailem yoktu .

Bir süre çağanın gelmesini bekledikten sonra içeri elinde beyaz bir sweat kemer ve büyük şişme bir montla geldi . "Al bunları giy " dedi tekdüze bir sesle elindekileri uzatarak yüzüne bir süre baktım almam gerekiyordu başka çarem yoktu zaten . Elindekileri aldıktan sonra odanın içindeki lavoboya ilerledim ve girdim .

Üzerimde duran sweattan gelen buram buram kokuyla kendime bakıyordum ıslak dağınık saçlarımı parmaklarımla düzelttikten sonra daha fazla dayanamayıp tişortü tuttum . Sonra etrafıma bakındım .

Salak tuana .

Burada kimse yok kim görebilir zaten . Kendime gözlerimi devirme işlemini bitirdikten sonra sweatı burnuma götürdüm . Naif çocuksu koku o kadar hoştu ki . İnsanı hemen mayıştırıyordu .

Gözlerimi kaldırmamla aynadaki yansımamı görmem bir olmuş elimdeki sweatı hemen bırakmıştım . Üzerimi düzelterek üzerime içinde kaybolduğum şişme montuda giyip hızlıca çıktım lovabodan .

Wanna Be Yours :) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin