7. AKIN

49 12 4
                                    

ROTASIZLAR

"Yüksek bir yere çıktığında atlamaktan mı korkuyorsun yoksa düşmekten mi? Ya da en başta o yüksekliğe seni iteleyenlerden mi? Bir tren geçerken önünden atlamaktan mı korkuyorsun, yoksa düşmekten mi? Ya da seni o sarı çizginin ucuna kadar getirenlerden mi?"

"Yüksek bir yere çıktığında atlamaktan mı korkuyorsun yoksa düşmekten mi? Ya da en başta o yüksekliğe seni iteleyenlerden mi? Bir tren geçerken önünden atlamaktan mı korkuyorsun, yoksa düşmekten mi? Ya da seni o sarı çizginin ucuna kadar getirenle...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şişenin bir kez daha dönmesine gerek kalmadı.

Akın geriye kalan tek kişiydi.

Bütün gözler üstüne dönmüştü.

Çehresinden pek bir şey olmasa bile vücudunda gözle görülen bir gerginlik oluşmuştu. Onda Bige'nin ölüm haberinin duyulduğu ilk gün var olan ifadesini görmüştüm. Hâlâ aşık, kaybı yaşayan bir eski sevgili... Eğer bu bir anlam ifade ediyorsa sanırım bu ad verilebilirdi yaydığı enerjiye.

Ama yanlış bir şeyler olduğunu hissetmemek de mümkün değildi. Anlatılan hikayelere zaman açısından baktığımızda büyük bir kısmında Bige ve Akın'ın birlikte olduğu dönemler olduğunu söyleyebilirdim. Yani bu anlatıların büyük bir kısmında Akın'ın isminin geçeceğini düşünürdü insan. Öyle hayatının bu kısmına dahil olmayacak bir tip olduğunu düşünmüyordum. Lâkin kendisine değinilen en fazla bir ya da iki kısım olmuştu. Onda da fazla bahsi geçtiği söylenemezdi. Ve bu açıkçası gözüme batan bir detay olmuştu. Çünkü ikisine dair hiçbir fikir oluşmamıştı aklımda.

Okulun altın çifti olduklarını biliyordum. Göze çarpmayı iyi biliyorlardı. Herkes onların birlikte olduğunu bilirdi, bilmeyen kimse kalmadığına emin olacak şekilde hareket ederlerdi. Birini diğerinden ayırmak mümkün değildi. Koridorda verilen çiçekler, bırakılan tatlı notlar, sosyal medyada sevgi sözcükleriyle paylaşılan yakın temas fotoğraflar... Ellerini de varlıklarını da birbiri üstünden çekemeyen bir ikiliydiler.

Birbirlerini sevip sevmediklerini hiç sorgulamamıştım. Henüz bu yaşta insanların birbirlerine değer vermeden birlikte olabileceklerini hiç düşünmemiştim çünkü. Ancak Bige'nin karakterini ele aldığımızda onun Akın'a sandığım gibi bir değer vermediği belliydi. Yine de eskiden bu durumdan haberim yoktu. Bu yüzden ayrıldıklarını duyduğumda şaşırmıştım. Çünkü onları hiç mutsuz görmemiştim, en ufak tartıştıkları bile kulağıma çalınmamıştı. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı da bugün öğrendiğim bir diğer olguydu.

Ama sevgi hiç tartışmamak değildi belki de. Zaten fikirlerde ayrılığa düşmemek insan ilişkilerinde muhtemelen imkansıza yakın bir olasılıktı. Sessizlik silahları daha öldürücü bir güce sahip olabiliyordu bazen. Uğruna tartışmaya değer gördüğün bir şeyler varsa belki de karşısındaki kişiyi kaybetmemek için savaşmalıydı insan ancak artık bir durumu anlatıp açıklamak bile istemediğin insanlarla yolun sonunu göremeden nereye kadar ilerleyebilirdin ki? 

ROTASIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin