"İnanamıyorum!" dedi Jane yattığı çimlerden doğrularak.
"Bende!"
"Şimdi biz cadıyız ve Hogwarts diye bir okula gideceğiz, ayrıca bu okulun müdürü senin deden!" dedi küçük kızıl saçlı cadı heyecanla.
"Yani aslında anneannemin kardeşi."
"Ne fark eder?"
Luna sevinçle gülümsedi. Gözleri ışıl ışıldı. haklıydı, üstelik sonunda bir ailesi vardı.
Yakınlarındaki bir çalılığın arkasından bir çocuk çıktı. Siyah, yağlı ve dümdüz saçları vardı. Üstündekilerin ona büyük geldiği her haliyle belliydi.
"Demek deden Dumbledore." dedi soğuk sesiyle.
Luna bu çocuğu sevmemişti.
İnsanların konuşmalarını gizli gizli dinleyen birine ne kadar güvenilebilirdi ki?
Bu yüzden temkinli bir şekilde başını salladı.
Genç çocuk yanlarına geldi.
"Ben Severus, Severus Snape." dedi kendinden emin bir ifadeyle.
"Jane, Jane Gilbery." dedi Jane sevimli ve sevecen bir tavırla.
"Ariana Luna Dumbledore." dedi oldukça soğuk ve sert bir sesle.
Jane anlamsız bakışlar attı Luna'ya.
Nedenini bilmese de sevmemişti işte bu çocuğu. Gerçi Luna yeni tanıştığı her insana böyle yaklaşırdı.
"Size yardımcı olabilirim. Anlaşılan ikinizde bizim dünyamıza yabancısınız." dedi soğuk sesi kırılmış küçük büyücü.
Jane ışıldayan gözlerle Luna'ya baktı.
"Aslında olabilir." dedi Luna biraz yumuşamış sesiyle.
"Diagon Yolu'na ne zaman gideceksiniz?" dedi Severus.
"Nereye?"
"Nereye?"
☁️
Luna ve Jane kol kola Severus'u takip ediyorlardı. Severus ise hiç gitmediği fakat Jane'den de Luna'dan da daha iyi bildiği yollardan ilerliyordu.
Luna elbette ki Dumbledore ile okula gidebilirdi.
Fakat Jane'i bırakamazdı. O Luna'nın ilk arkadaşıydı.
Ayrıca okulun ilk gününü tıpkı diğer cadı ve büyücüler gibi yaşamak istemişti.
Bu küçük kız Dumbledore'a çok iyi gelmişti. Kardeşi Ariana'nın başına gelenlerden dolayı duyduğu vicdan azabı Luna ile azalmıştı.
"9 ve 10. peronlar arasındaki duvara doğru koşmanız gerekiyor." dedi Severus etraftaki muggleların onları izleyip izlemediğini kontrol ederken.