"EXPELİARMUS!" diye bir çığlık duyuldu.
Siyah saçlar, gri gözler...
Regulus...
Regulus, Amelia'ya lanetler atıyorlardı.
Daha doğrusu sadece savunma yapıyordu.
Regulus, Amelia'nın yaptığı kalkanı bozmuştu.
Sirius ve Remus koşarak arkadaşlarının geldiler.
Sirius Luna'ya öyle bir sarıldı ki...
O an genç cadının tüm kemikleri kırıldı fakat tüm yaraları iyileşti.
Sirius birkaç dakika sonra geri çekilince Remus da Luna'ya sımsıkı sarıldı.
Remus duygusal biri olabilirdi fakat onu daha önce hiç ağlarken görmemişti genç cadı.
İşte bu yüzden sevdiklerini kaybetme korkusu tüm korkulardan daha büyüktü.
Tüm korkulardan daha çok acı barındırıyordu.
Tüm korkulardan daha acı dolu fakat daha acımasızdı.
Sirius hızla kardeşinin yanına koştu. Remus da onu takip etti fakat James ve Luna hala üzerlerindeki şoku atlatamamışlardı.
James dolu gözler ile Luna'ya baktı.
"Özür dilerim.." diye mırıldandığında genç cadı arkadaşının koluna vurdu.
"Saçmalama aptal çocuk!" diye inledi ve arkadaşına sımsıkı sarıldı.
Sirius'un seslenmesi ile onlara döndükler.
"Luna buralar karışacak. Sen James'i alıp Dumbledore'a haber verir misin?" dediğinde bir lanet ona doğru geldi.
Fakat Regulus hızla abisinin önüne atladı ve laneti geri yolladı.
O an birbirlerine öyle bir gülümsediler ki aralarındaki tüm buzlar çözüldü.
☁️
Aşk...
Çok ilginç bir kavram.
Ve herkesin sözlüğüne göre de farklı bir kelime.
Peki her sevgi aşk mı?
Ya da her acı aşk mı?
Aşık olmak...ne demek?
Peki...ben Sirius Black'e aşık mıyım?
Onu gördüğümde hızlanan kalbim, onu herkesten korumak istemem, onsuz bir dünyayı hayal dahi edememem, ona bakınca farkında olmadan gülümsemem...