"Üzgünüm Profesör Dumbledore, bu tarz şeyler büyülerle, iksirlerle, tılsımlarla geçmez. Böyle zamanlarda kendimizi üstün gördüğümüz mugglelardan bir farkımız kalmaz.
Bu şeyleri sadece zaman iyileştirebilir, bir de sevgi."
Yaşlı adam derin bir nefes aldı ve birkaç metre ötedeki torununa, onun başından bir saniye bile ayrılmayan Çapulcular'a baktı.
"Nasıl iyileşir bilmiyorum ama o benim için çok değerli Pomfy, onu da kaybedemem."
Yaşlı cadı anlayışla gülümsedi.
"Merak etmeyin. Sevginin çözemeyeceği sorun, ilaç olamayacağı hastalık yok. Sevgi büyüden bile üstündür ve Luna çok şanslı. Onu çok seven, ailesi olan bir arkadaş grubu var. Bu şımarık çocukların aralarındaki bağ hayran kalınası..."
☁️
Gryffindor yatakhanesinde gergin bir akşamdı.
Çapulcular için gergin bir akşam alışılmışın çok dışındaydı.
Luna'nın düşüşünün üzerinden bir hafta geçmişti.
Sirius'un Luna'yı tutmak için sadece beş saniye geç kalışının üstünden bir hafta geçmişti.
Sirius'un her saniyesinde kendini suçladığı bir hafta geçmişti.
Sevdiğiniz kızın gözünüzün önünde sizden birkaç santim ötede yere düşmesi kolay bir şey değildi.
Luna'nın Jane ve Severus dışında kimseyi hatırlayamadığı bir hafta geçmişti.
Luna ve Sirius yan yana büyük koltukta oturuyordu.
Sirius başı geride bir şekilde sakinleşmeye çalışıyordu.
Luna yanan ateşi seyrediyordu.
Onlar dışındakiler ise hararetli bir şekilde konuşuyordu.
"Pis böcek!" dedi James sinirle.
Bu sefer Jane de Severus'a sayıp sövmelerine katılıyordu.
Luna'nın hafızasının düzelmesi için hatırladığı kişilerle vakit geçirmesinin iyi geleceğini düşünen Çapulcular nefret ettikleri Severus Snape'e Luna ile biraz vakit geçirebilmesini rica ettiler.
Evet, Çapulcular Luna için en nefret ettikleri kişiye rica ettiler.
Fakat Severus onlara "Ben bulanıklarla ve bulanıklarla arkadaş olanlarla takılmam." demişti.
Çapulcular da bunu duyunca Snape ile kavga etmişlerdi. Bu yüzden bir parşömenlik bir ödev yazmaları gerekiyordu.
Jane ise Ashley ile kavga ettiği için aynı ödeve çarptırılmıştı.