2. DERS- Bitki Bilimi

57 15 140
                                    

Gece 3'tü. Pencereden ara sıra baykuşların sesleri geliyor, zaten ürkütücü olan ortamı daha da ürkütücü yapıyordu. Profesör Layla hepsine 3'te Bitki Bilimi için ana kapının önünde olmalarını söylemişti. 5 dakika içinde de kendi gelmişti. Üstünde kalın bir ceketi vardı. İncecik giyinmiş çocuklara baktı ve içten içe enayi olduklarını düşündü.

"Merhaba sevgili öğrenciler. Pazar günü tanışmıştık ama belki içinizden beni hatırlayamayacak kadar salak olanlar vardır diye kendimi tekrar tanıtayım. Ben Layla Potter. En kızıl saç yarışması birincisi, Steve Leonard'ın sevgilisi. Her neyse konumuz bu değil. Bakıyorum ilk fırsatta dersi kaynatmaya başladınız. Çocukları sevmem. Yoklama alayım bari.

Night Nyx Moon Dark

Joaquin Helios Cold

Joly Jane Scearmt

Emrick Gold

Lemina Lestrange

Elisa Cara Daniella Grindelwald

Isabella Matson

Eliana Jones

Alex Charles

Maria Bennett

Vela Sİa Hawking

Melenia Slodoria Lestrange

Alexander Boris Eldon Hector Luther Patrice Black

Stephen Hadrian Marco Riddle

Beth Walker

Raven Ruby Black

Albert Pattinson"

"Alexander kim verdi senin adını? Ailen tüm sülaleye fikirlerini sorup sonra aralarında karar veremeyip akıllarına gelen her haltı mı yazdırdılar nüfus memuruna? Dua et normal bir okula gitmiyorsun. Normal okulda deneme sınavına girsen sen optiğe adını kodlayana kadar ikinci oturum başlar." Dedi Layla kendi çocuğuna böyle bir isim vermemeyi aklına kazıyarak. "Herneyse beni takip edin."

Layla ile buz gibi havası olan dışarıya çıktılar. Layla onları çok uzaklaştırmadı. Okul duvarının hemen dibine geçtiler. "Buraya gelin. Uzunlar arkaya kısalar öne geçsin. Herkesin burayı görebilmesini istiyorum."

Layla ceketinin iç cebinden siyah özenle sarmalanmış bir paket çıkardı. Paketi yavaşça açtı. Paketin içinden sürekli yeni bir paket çıkıyordu. Layla her yeni bir paket çıkışında eski paketi sağındaki Vela'nın eline tutuşturup duruyordu. Sonunda içinden dikenli bir bitki çıktı. Karanlıkta tam seçilmese de bitki kırmızıydı.

 Karanlıkta tam seçilmese de bitki kırmızıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bu bitkinin adı stain igne. Ateşe karşı direnç geliştirmenize yardımcı olur. Minik bir miktarı sizi 10-15 dakika kadar bir süre ateşten korur. Ancak çok fazla miktarda tüketilirse tüketen kişi alev alev yanar. Mecazi anlamda değil. Gerçekten. Bu yüzden oldukça kontrol gerektiren bir bitkidir. İşinde ehli olmayan birinin tüketmesi tehlikelidir. Bazı göllerde ve nadiren nehirlerde yetişir."

Layla bitkiden bahsederken öğrenciler gözlerini bitkiden alamıyorlardı. Bitkinin dikenli uçlarından ara sıra minik alev topları çıkıyordu. Layla dersi biraz daha ilgi çekici hale getirmeye karar verdi.

"Size denemeli olarak gösterirsem daha iyi olur. Bize bir gönüllü lazım. İsabella, gel tatlım! Al ye şunu." İsabella hafiften ürpererek geldi. Daha ilk bitki bilim dersinden kurban seçilmişti. Bitkiyi yiyen birinin ölme ihtimali vardı. Ama o cesaretli davrandı ve Layla'nın verdiği minik parçayı yedi. Herkes bir anda alevler içinde kalmasını bekler gibi ona baksalar da öyle olmadı. Onda herhangi bir değişiklik olduğuna dair hiçbir iz yoktu.

Bu sırada Layla yerden bir odun parçası almış ve cebinden çıkardığı çakmak ile ucunu yakmıştı. Herkes bir süre sessizce alevin odunu yakmasını izledi. Sonrasında Layla hiçbir işaret vermeden tek bir nefeste üfleyerek alevi söndürdü ve hızla hala sıcak olan odunu İsabella'nın eline değdirip bekletti.

Öğrenciler İsabella'nın çığlık atmasını ya da en azından bir tepki vermesini beklerlerken kız sadece tenine değen odun parçasına büyülenmiş gibi bakıyordu.

"Acı hissetmiyorsun değil mi?" Diye sordu Layla kibirle, "Hissetmiyor çünkü ona bu bitkiyi kullandıran kişi, yani ben işimin ehliyim. Tabii ki öyleyim. Başka ne bekliyordunuz? Şimdi söyleyin bakalım kimlerin uykusu var?"

"Benim!" Dedi içinde Mel, Night, Elisa, Lemina,  Alex ve İsabella'nın da olduğu bir grup. Layla onlara gülümsedi. Ama bu kesinlikle samimi bir gülümseme değildi.

"İyi bari. Uykunuz açılacak. Beni takip edin!" Layla ve öğrenciler 12 dakika yürüdüler ve bir göl kenarına geldiler. Hiçbir öğrenci bu gölü daha önce görmemişti.

"Soleil Gölüne hoş geldiniz!" Dedi Layla şakıyarak. "Bu göl içinde Stain igne yetişen göllerden beri. Gerçi içinde Kelpi var ama Rolf eniştem onları bir süreliğine gölün derinliklerine gönderdi. Benim umurumda değildi ama o sizi seviyor"

"Kelpi?" Diye sordu birkaç kişi. "Gölde yaşayan bir canavar. Ablam anlatır size eminim." Dedi Layla. "Şimdi sırada stain igne toplamak var. Okulun bitki deposunu yeniliyorum da. E hadi! Çıkarın ayakkabı ve çoraplarınızı! Sıvayın paçaları! Gerçi gölün en az derin olan kısmı göğsünüze geliyor ama bir şey olmaz."

Öğrenciler Layla'ya şaka yaptığını düşünür gibi baktılar. Zifiri karanlıkta, buz gibi suya girmeleri istenmişti. "Korkmayın ya! Steve'e sordum gece gölün suyu -15 derece ile -25 derece arasında değişiyormuş. Hiçbir şey olmaz yani. E hadi girin!"

Öğrenciler titriye titriye girdiler. Layla ise gölün kenarında olan bir ağaca oturdu ve telefonunu çıkarıp biriyle yazışmaya başladı.

Yaklaşık bir buçuk saat sonra tüm öğrenciler gölden çıktılar. Tir tir titreyerek önlerinde kızıl saçlı profesörleri ile şatoya doğru yola koyuldular...

11 Laneti(KATILIMLI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin