~Katılım Bitti~
Açıklama için bir bölüm mevcut:)
15.06.22
~Katılımlı ve KatılımlıKitap etiketlerinde 1.
~Yaratık, Savunma, Panzehir, Turnuva etiketlerinde 2.
~Yarışma etiketinde 6.
~Ada ve Canavar Etiketlerinde 8.
*Kitap Harry Potter katılımlı kitab...
Daha önlerinde 8 oyun vardı ve 13 kişi kalmışlardı. Oyunlar git gide acımasız bir hal alırken herkesin üstünde karamsar bir ruh hali görünüyordu. Night ve Joaquin yan yana düşünceli bir halde oturuyorlardı. Lemina kolundaki devasa yaraya dikkatle bakarken Elisa kel kalmış kafasıyla oynuyor ve saçı çıkar mı diye düşünüyordu.
İsabella hala halsiz olan Vela ile ilgileniyordu. Alex, Stephan'a böbreksiz de yaşayabileceğini anlatırken Maria kontrolsüzce ağlayan Mel'i sakinleştirmeye çalışıyordu.
Beth bir köşede oturmuş sessizce düşünürken Raven ve Albert bir sonraki oyun hakkında değişik tahminlerde bulunuyorlardı. O an herkes sıradaki oyunda da en az bir kişinin öleceğinin farkındaydılar.
Layla ve Laura yatakhaneye girdiklerinde ikisi de ortama hiç uymayan şen birer kahkaha attılar. "Ay bunların hepsi şimdiden ölü psikolojisini benimsemiş!" Dedi Layla tekrar kahkaha atarak.
"Kaldı 13. Bakalım bu sefer kime veda edeceğiz? Sen olabilir misin Vela? Elisa? Sen ne dersin Stephan?" Laura ismini söylediği öğrencileri tek tek parmakları ile gösterdi ve onlar bundan ürkerken keyifle izledi.
Çoğu öğrenci 9 ay içinde profesörleri ile birer bağ kurduklarını düşünmüşlerdi. Bu 9 ayda beraber erkekler yatakhanesinde okey oynamışlar, kızlar yatakhanesinde sabaha kadar dedikodu yapmışlar, hep beraber Soleil adasını çevreleyen okyanusta yüzmüşlerdi ama anlaşılan bunların Potter kız kardeşler için pek de bir önemi yoktu.
"Bizi takip edin!" Dedi Laura onlara gelmeleri için işaret ederek. Beraber yine karanlık ve sessiz koridorlarda geçtiler. Koridorun birinde yeşil bir camın önünde geçerken hepsini korkutan bir şey oldu. Bir el hızla cama vurmaya başladı. Camın ardından inleme sesleri geliyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Profesörlerinin durup birşey yapmasını beklerler de onlar sanki hicbir şey olmamış hatta bu olay çok normalmiş gibi yürümeye devam ettiler.
"Asla pes etmiyor değil mi?" Dedi Layla, Laura'ya. "Buranın son durak olduğunu öğrenmesi lazım." Diye yanıtladı Laura. Kimse olayı anlamasa da burada acı çekenin sadece kendileri olmadığını görmüş oldular.
Çok dar bir koridora girdiler ve Ahşap bir kapının önünde durdular. "Oyun başlamadan ölmek istemiyorsanız gözlerinizi kapatın." Dedi Layla onlara. Kimse tam olarak güvenmese de herkes kapattı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kapının açıldığına dair bir ses duydular. Sonrasında ise birkaç belirsiz bir tislama geldi kulaklarına. "Gözlerinizi açabilirsiniz." Dedi Laura. Öğrenciler daha önce okulun çevresinde benzerini görmedikleri ormana bakakaldılar. Bu orman normal ormanlar gibi kuşların yuva yaptığı, ceylanların koşuştuğu bir ormandan çok korku filmlerindeki ormanlara benziyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çok karanlıktı. Çok korkunçtu. "Sıradaki oyunumuz... SAKLAMBAÇ!" diye şakıdı Layla. "Ebe de Basilisk!"
"Yarım saatiniz var. Kural basit. 30 dakika içinde Basilisk sizi bulursa ölürsünüz. Bulamazsa kazanırsınız. İsteyen gücü yettiğince koşsun isteyen bir yerlere saklansın. İnanın umursamıyorum." Dedi Laura önündeki ormana biraz hayranlıkla bakarak. "Hatırlıyor musun Layla, küçükken bu ormanda biz de bu oyunun bir benzerini oynardık. Tabii o zaman ebemiz месяц olurdu."
"Hatırlamaz mıyım." Dedi Layla burun kıvırarak. O bu oyunu hiç sevmezdi. "E hadi başlayın. Her 5 dakika geçtikçe anons edilecek!"
Tüm öğrenciler tereddütle ormanın içine dağıldılar. Herkes ayrı bir yere gitti. Uzun bir süre saklanacak yer arıyan İsabella tavşan yuvasına benzer bir oyuğun içine girdi ve orada beklemeye başladı.
Elisa büyük bir ağacın tepesine tırmandı. Raven ve Albert beraber bir çalının içine saklandılar.
Alex tam saklanacak bir yer ararken Basilisk'i gördü ve nefes bile almamaya çalışarak bir ağacın arkasında durdu. Basilisk gidene kadar yüzü kıpkırmızı olsa da kurtulmuştu.
Halsizliği devam eden Vela bir kenarda bayıldı. Onu orada savunmasız bırakmaya gönlü el vermeyen Maria onu daha az göz önünde olan bir yere taşımaya başladı.
İlk 15 dakika geçtiğinde Stephan, Beth, Night, Joaquin ve Lemina saklanacak bir yer bulamamışlardı.
Basilisk, Stephan'ı da gördü. Stephan gözlerine bakmamaya çalışarak bir ağacın arkasına saklandı ve Basilisk ile şaşırtmacalı bir oyun oynamaya başladı. Basilisk sağdan gelse sola, soldan gelse sağa geçiyordu. En sonunda fazlasıyla kızan Basilisk dişleri ile ağacı kopardı.
Stephan son sürat koşarken hızı Basilisk'inkinin yanında bir hiçti. Tam ona yem olacakken ağaçların arasından çıkan Beth sivri bir dalı Basilisk'in vücuduna sapladı ve ikili anlık şoktan yararlanarak kaçtılar.
Bu sırada Lemina Basilisk'i arkadan gördü ve vücudunda fazla salgılanan adrenalin hormonunun da etkisiyle çılgınca birşey yapıp Basilisk'in üstüne atladı. Basilisk ne kıvrılıp ona bakabiliyor ne de onu yiyebiliyordu. Sallanıp sürünerek genç kızı üstünden atmak istesede Lemina Basilisk'e yaşam bağıymışçasına sarılmıştı.
Son 3 dakika kala üstünde Lemina olan Basilisk kendine yeni bir hedef buldu ve oraya doğru hızla sürünmeye başladı.
"NİGHT! JOAQUİN! KAÇIN BİZ GELİYORUZ!" diye avazı çıktığı kadar bağırdı Lemina. Ama çift kaçmak için geç kalmıştı bile. Basilisk'in ilk hedefi Night'tı. Bunu anlayan Joaquin hayatının son kahramanlığını yaptı ve kendisini sevgilisinin önüne attı. Joaquin, Basilisk tarafından çiğnemeye başlayınca Lemina, Basilisk'ten atladı ve şok olmuş Night'ı da alıp koşmaya zorladı. Süre dolduğunda Night acı içinde çığlıklar atarak ağlıyordu.