Kırmızı ışıkta bekliyor talihim
Bana dönmeyi
Sanki çağlar önce terketmiş gibi
Yüzümde yüzyılların çizgileri
Akmış geri geri geri
Yer çekimi ve
Bilmem işte diğerleri
Oysa çeyrek asırlık bir düşüş
Çeyrek artı bir demek lazım gelir
Şu saatten sonra
Gönül ağrısıyla
Bilmem nedendir hiç sevmiyorum ben altıyı
Ve altı günde yaratılmış bu dünyayı
Gözleri çok güzeldi
Ama bana çevrilmiyordu bir türlü boynu
Bilmem neden altıncı ay
Bilmem neden doksan altı
Hiç sevemedim güneş gibi olmayı
Doğduğum gün erirken yavaş yavaş
Bir ben daha geride kaldı
Yirmi beşi sevmiştim
Beklenmiş bir bahardı
Kahrın bir başkasıyla tanıştım
Çiçekliydi ama ufacıktı çiçekleri
Yol kenarlarında unutulmuş avuntularla
Bir eskiz daha kırışıverdi
İşte şimdi hoşgeldin yirmi altı
Ayakkabılarını çıkar ve gir içeri
Aman ha yıkamayı unutma ellerini
Biliyorsun ya çağımız çok tehlikeli
Bilmem nedendir hiç sevmedim yirmi altıyı
Ama gariptir ki bağrıma bastım bu defa
Altı gün sonunda dönmeye başlayan bu dünyayı
Aslında her zaman olduğu gibi
Mevsimler gibi tazeleniyordu ümidim bir şekilde
Kalmaya devam ettikçe yörüngemde
Bir şekilde şarkılar dinliyorum balkonumda
Her yaz
Günün sonunda
Onlara eşlik ederken
Sarkıyor sarkıyor sarkıyor
Aman demeye kalmadan sokağa damlıyor sesim
Lambalar turuncu turuncu ışıldarken
Martılarla arabaların bağırışları çatışırken
Sardunyalar saksıda öyle
Güneşin yeşermesini beklerken
Söyleyince hatırladım bak
Bilmem nedendir severim ben turuncuyu
Kırmızıya benzediğinden midir
Bir rengi neden çok sever ki insan
Bir sayıyı neden sevmez tutamaz aklının bir köşesinde
Neden şiirler yazılır içimde
Plaklar dönerken göğsümde
Hep ama hep
Yeşil yansa da karşıya bir türlü geçemez
Tereddüt ederim
Belki de kalu beladan beridir
Ne evet diyebilirim ne de hayır demeye cesaret edebilirim
Bilmem nedendir ruhum benim
Hep böyle bir acayip
Hep böyle işte ikirciklidir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
T CETVELİ
PoetryBir şiir yazdım Yazdım mı Yazıyor muyum yoksa Yok daha yazmamışım Daha tam olmamış...