KD| Şimşek Tanrıçası

252 8 5
                                    

2 yıl önce;

Resim çizmek.

Her dakika, her saniye her şeyi çizmek çok güzeldi. Duygularımı resme döküyorum ve her şey gizli kalıyor, duygularımı paylaşıcak kimsem olmadığı için resimlere anlatıyorum.

Ben Rachel Morningstar, Lucifer ve Chloe Morningstar'ın kızıyım. Annem bir dedektif, Beacon Hills'te çok vakalar olduğu için eve bile gelmiyor. Mesleğini kaybetmekten korkuyor, babam bir şeytan, gerçekten şeytan. O da evin geçimini sağlamak için bir işe girdi, Hastane de çalışıyor. Kulağa komik geliyor, Şeytan insanları mı kurtarıyor?

Garip ama evet, babam da tıp da uzmanmış. Şeytan ama öyle davranmıyor, bir tane ablam var. Kendisiyle kavgalıyız, çünkü o sürtük..
Neyse hoşlandığım bir çocuk var, adı Stiles. O beni tanımıyor, hiç konuşmadık zaten böylesi daha iyi. O Lydia'dan hoşlanıyor, bunu arkadaşı Scott'dan duymuştum. Unutmaya çalıştım olmadı, o yüzden belli etmemeye karar verdim.

Dirseğimi masaya yaslamış resim çiziyordum, grup kahkahaları kulaklarıma doluyordu. Masaya bir elin çarpmasıyla irkildim, kafamı kaldırdığımda rahatladım. Arkadaşım Erica'ydı, tek arkadaşım oydu. Bana ve resmime bakıp göz devirdi, bu halimden pek haz etmiyordu.

" Rachel teneffüs zili çaldı, sen gene ve gene gene resim çiziyorsun. Hadi çıkalım dışarı." dedi, ifadesiz suratımla başımı iki yana salladım. Erica tepkime karşılık iç çekti ve kolumu tutup beni sınıfın dışına sürükledi, tanrım herkes bize bakıyordu. " Erica ne yapıyorsun? Bırak kolumu." dedim, işe yaramadı. Bahçeye çıkarmıştı, boş bir masaya oturtup karşıma geçmişti. Bana kızgın bakışlar atıyordu, ben de göz deviriyordum.

" Eee çıktım, noldu?" dedim, Erica derin bir nefes alıp elimi tuttu. " Rachel, aptal bir çocuğu kafana takıp asosyal'e bağladın, sen böyle bir kız değilsin. Kendine gel artık, hoşlantı sadece geçici. Sen 14 yaşında bir genç kızsın, senin hayatını yaşaman gerekirken bir erkeği kafana takıp aptala bağlıyorsun, ben arkadaşımı istiyorum." dedi, dudağını büzüp bana baktı. Gözlerimi kırpıştırıp alt dudağımı dişleyerek duvara baktım, haklıydı ama istek yoktu. " Haklısın ama eskisi gibi hissetmiyorum Erica, canım yanıyor ama belli etmemem gerek. Dalga konusu olurum, zorbalık görmek istemiyorum." dedim, kaşlarını çatıp elini masaya vurmuştu. Bu da herkesin buraya dönmesine sebep oldu, scottların masası bile buraya döndü. Erica senin elini..

" Ne alaka zorbalıkla? Kendine gel artık, biliyorum canın yanıyor ama kendini hayattan silemezsin. Çık eğlen hava al, istersen bu kasabadan ayrıl Rachel. Kendini iyi hissetmeye çalış." dedi, dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı çevirdim. Kasabadan ayrılma fikri kaç kere aklıma gelmişti saymadım ama hala ayrılmak istiyordum, burası bana geçmişimi hatırlatıyor ve boğuluyorum.

" Erica sen beni fazla düşünme, ben kendime gelicem lütfen her gün bunu konuşmayı yapmaktan sıkıldım." dedim, erica kaşlarını çattı sonrasında anlayışla başını sallayarak gülümsedi. " Pekala, sana inanıyorum Rachel. Sana olan inancımı boşa çıkarma, bana bir şey olursa bile gül." dedi, kafamı salladım. " Hep gülücem, hadi içeri geçelim." dedim.

Masadan kalkıp içeriye doğru yürümeye başladım, son 3 ders kalmıştı ve bugün çok yavaş geçiyordu. Sıkıcı, dersimiz matematikti. Buna sevinebilirim çünkü en sevdiğim dersti, herkes nefret eder ben ise zevk duyuyordum. Sırama oturup matematik defterimi çıkarıp hocayı bekledim, Mrs Gosword çantasıyla beraber sınıfa girdi.

🦢

Okul bitti ve sokakta yürüyordum, eve gitmiyordum çünkü o kaltak vardı. Onu görmek istemiyorum, her seferinde Riley'i benim öldürdüğümü söyleyerek canımı yakıyordu sanki çok seviyordu onu. Ondan nefret ederdi ama söz konusu ben olunca kıymete bindi, ormana girip boş bir yer aradım. Ağacın altına oturup kafamı yasladım, Ivy yani ablam onunla takılıyordu. Kate Argent ile arkadaştı, bana kafayı takmış o kadınla.

Her gece eve geliyordu, bazen onu odamda buluyordum. Benden ne istiyor? Onların ailesi bir kurt adam avcısıydı ve biz de kurt adamlarla arkadaştık. Çocukluk arkadaşım Derek ve abim gibi gördüğüm Peter, annemin arkadaşı Talia. Derek annesi öldüğünden beri içine kapanık birine dönüştü ve Peter ise o hareket etmiyordu. Doktor bitkisel hayatta olduğunu söyledi, onu hala özlüyorum.

Yaprak ezilme sesiyle kafamı kaldırdım, bu kim? Kafamı ağaçtan hafifçe çıkardım, bunun burda ne işi var? Ben onu görmek istemiyorum o gene karşıma çıkıyor, Ablam derek'in evine doğru yürüyordu. Ayağa kalkıp arkasından yürüdüm, " Derek? Derek!
" bağırdı, gözlerimi devirip iç çektim. " Bu aşkın ne zaman biter diye sana cevap vermiyor." dedim, sesimi duyunca dondu sonrasında kendine çeki düzen verip arkasına döndü. Alaylı suratla bana baktı, " Ona aşık olduğumu nerden çıkardın Rachel? Sevimsiz arkadaşın Ericayla fazla takılmışsın belli." dedi, kaşımı kaldırarak gülümsedim.

" Sevimsizlerle takılmak sürtüklerle takılmaktan daha iyidir Ivy." dedim, ona yaptığım imayı anlamış hızlıca üzerime yürüdü ve karşımda durdu.
" Sen bana sürtük mü dedin? Benimle düzgün konuş yoksa seni gebertirim Rachel Morningstar!" dedi, gözlerini açarak konuşmuştu ve bunu onu komik gösteriyordu. Tek kaşımı kaldırıp dudağımı dişledim, " Öyle mi? Sen beni öldürücek misin? Gerçekten Kate Argent'la takılmaktan sen baya espritüel birine dönüştün abla." dedim.

Alnıma baskı uygulayarak beni ittirdi, afallayarak geri adım attım. Gerçekten çok sinirli gözüküyordu, hahaha. Üzerime yürümeye devam etti, kolumu tutup beni arkamda ki ağaca yasladı
" Sen kimsin de benimle böyle konuşabiliyorsun?" dedi, yukardan ona bakarak sırıttım. " Sen kimsin de bana her seferinde katil diyorsun o zaman? Her şeyini biliyorum Ivy." dedim, alayla kafasını sallayarak bileğimi sertçe sıkmaya başladı.

" Ben gerçekleri konuşuyorum, senin gibi sahtekar değilim Scarlett." dedi, Birinci ismimi söylemesiyle gözlerimi kıstım. " Scarlett'ı sadece bana Maddie diyebilir, sakın adımı o dünyayı aldığın ağızınla kirletme." dedim, gözleri açıldı ve dudağını ısırdı. Yakaladın Ivy, " Sen çok terbiyesiz bir velet oldun ama ben sana terbiyeni vericem." Elin kaldırıp bana tokat atıcağı sırada bileğini tutup onu durdurdum, bileğine sonra da bana baktı. " Bırak beni pislik, çek ellerini üzerimden!" dedi, gözlerinin içine bakıp cevap vermedim.

" Rachel Morningstar sen bir katilsin ve her zaman böyle kalıcaksın, Riley her zaman sana zarar vericek sen de aptal gibi onun için ağlıcaksın." dedi, bileğinde ki parmaklarım sıkılaşmış bu da ıvy'nın yüzünün buruşmasına sebep olmuştu. Elektrik sesine benzer ses geliyordu, bileğime baktığımda mavi dalgalar süzülüyordu. İkimiz de şaşkınlıkla aynı tarafa baktık, bu da ne?

" Güçlerine kavuşuyorsun, bunu unutma. Bundan sonra kimse seni rahat bırakmıyıcak, her zaman başın bela da olucak. Hiç bir zaman mutlu olamayacaksın Rachel Morningstar." dedi ve patlama yaşandı. Gözlerimi kapatıp elimle engelledim, yavaşça açmaya başladım. Bulanık görüyordum, yavaş yavaş netleşiyordu. Kafamı çevirdiğim de gözlerim açıldı, bunu ben mi yaptım?

Ivy'nın üzerinde şimşek halkası olmuş ve vücudu yanmıştı, Tanrım lütfen rüya olsun. Ben birini öldürdüm, yavaşça yaklaşarak elimi şimşek halkaya değdirdim. Halka elimin içine girmeye başladı, şuan gücü emiyordum. Korkuyla geri çekildim, elime baktım. Karşımda cesede baktım, halka yoktu sadece yanmış bir beden. Sağ sola baktım, ağacın dibinden çantamı alarak koşmaya başladım. Ablamı öldürdüm, gene kardeş katili oldum.

Benim yüzümden iki kardeşim de öldü.

Kelebeğin doğuşu yine sahalarda.

Kurgu aynı ilerliyor ama farklı olaylar yaşanacak.

Kelebeğin Doğuşu • Stiles Stilinski Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin