"You smell so good, don't need perfume.
I'm a tulip, you're the spring bloom...""Minho, bi siktir git ya."
"Neden kırıyorsun ki beni? Bu kadarcık bile değerim yok mu senin için?" Hıçkırık sesi. "Hyunjin bir şey soracağım ya, gelirken sokağın ortasında dönme dolap var mıydı?"
"Bence biz bu malı burada bırakıp kaçalım, nasıl fikir?" demişti Seungmin.
"Yarrak gibi."
Changbin konuştuğunda Seungmin göz devirmiş "Sana nasıl görünüyorsun diye sormadım." diye laf atmıştı. Çocuk gibi kavga etmeye başladıklarında ise Minho'nun ağlaması daha çok şiddetlendi.
Ağlamaklı bir ses çıkarırken sakin olmaya çalıştı Hyunjin. Salak arkadaşı aşk acısı çekip bar köşelerinde sürünürken gelip bulmuş diğerlerini arayıp yardım istemek gibi bir hata yapmıştı. Zor bela oradan çıkarana ve caddenin ortasına kadar gelirlerken bir sorun yoktu.
Ta ki Minho barda cüzdanını unuttuğunu söyleyip ve içinde Felix'in resmi var geri dönüp alalım diye ağlamaya başlayana kadar.
Hyunjin ağrıyan başını ovalayıp "Ben gidip cüzdanı alacağım. Siz de taksi çevirin, evine bırakın şunu." diyerek ilerlemeye başladı. İtiraz edecek gibi olurlarken onlara ters bir bakış atıp susturmuş sonra ışıklar yandığında karşıya geçmişti.
Haftasonunun etkisiyle bu gece fazla kalabalıktı ve caddeden geçerken oldukça zorlanmıştı. Bir sürü insanı geçip giderken barın sokağına ulaşmış kapının önünde durup ağlayan insanlarla kaşlarını çatmıştı.
Bir an önce şu cüzdanı alıp gitmek istediği için etrafına odaklanmak yerine hızlı adımlarla içeri girdi. Yoğun alkol kokusu midesini bulandırırken yüzünü buruşturdu.
Buraya gelirken gördüğü genç barmeni yine aynı yerinde fakat stresli bir halde görüp yanına gitti.
"Selam?" Hyunjin barmene bakarken gencin bakışları birkaç saniye sonra onu buldu. Hafif bir kafa sallamayla yetinirken Hyunjin "Arkadaşım cüzdanını burada unutmuş da. Onu almaya geldim." diyerek lafa girdi.
"Evet, burada."
Elini dolaba atıp cüzdanı ona verdi. Hyunjin bu kadar çabuk bulacağını tahmin etmediği için şaşırsa da kameralardan bakmışlardır diye düşünüp teşekkür etti.
"Siktir!"
Barmenin bağırmasıyla Hyunjin kaşlarını çatıp ona döndü. Baktığı yere yani tam arkasına dönecekken kolundan sertçe tutulmasıyla sendeleyip "Ne yapıyorsun?" diye bağırdı ve ondan kurtulmaya çalıştı.
"Kes sesini, gel benimle." dedi genç çocuk Hyunjin'i peşinden sürüklerken. Karanlık bir yoldan geçip büyük, demir kapının önünde durmuşlardı. Sıkıntıyla iç çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
perfume, hyunchan
Fiksi Remaja[vampireverse] bir gece ansızın seni uykundan uyandıran rüya, bir zamanlar senden çaldıkları yaşamından bir parça. ¡! yetişkin içerik ve tetikleyici sahneler bulunmaktadır.