25✨

1.8K 79 2
                                    

Yaklaşık beş dakika sonra karşıdan, karanlığın içinden Melih'in geldiğini görerek sevinçle duruşumu dikleştirdim.

"Selam sevgilim, nasılsın?" diyerek yanağıma öpücük kondurduğunda babamın görebileceği korkusuyla huzursuzca etrafıma bakındım. Melih, ne olduğunu anlamış olacak ki "baban, değil mi? Özür dilerim unuttum." Dedi.

Gülümsedim ve ben de uzanıp yanağından öptüm.

"Önemli değil sevgilim. Hem, belki de artık öğrenebilir. Ne dersin?" dediğimde gülümsedi.

"Sen nasıl istersen."

Şezlongların birine oturarak yanımdaki şezlongu işaret ettim. "Sen de otursana. Sana bir sürprizim var."

Gösterdiğim yere otururken "Sürprizlere bayılırım." Dedi.

"Bu arada, Cunda Adası gerçekten çok güzel bir yermiş. Seninle beraber de gidelim istiyorum." Diyerek çantamdan kurabiyeyi çıkardım.

"Gidelim tabii. Hem belki beraber sakızlı kurabiye de yeriz." Dediğinde elimdeki kutuyu göstererek sırıtmaya başladım.

"Belki de beraber sakızlı kurabiye yemek için o kadar zaman beklememize gerek yoktur."

Şaşkınlıkla gözleri büyürken emin olmak istercesine "elindeki kutuda kurabiye mi var?" dedi.

Sevinçle başımı salladım. "Evet. Beraber yiyelim diye getirdim. Annemler ne kadar ısrar etse de tatmadım. Seninle tadalım istedim."

"Şu an sana sarılmayı her şeyden çok istiyorum. Sakızlı kurabiyeden bile çok." Dediğinde kıkırdayarak boynuna atladım.

"Sarılalım o zaman." Dediğimde kollarını belime doladı.

Ayrıldığımızda yanımdaki kutuyu yukarı kaldırarak "sakızlı kurabiye?" dedim.

Gülerek "olur." dedi.

"Sakızlı kurabiye bize sponsor olsa ancak bu kadar reklamını yapabilirdik." Dediğimde kahkaha attı.

"O zaman sakızlı kurabiyemizi sponsorsuz sponsorsuz ilk sen ye. Çünkü sen ilk kez tadacaksın."

Kıkırdayarak kurabiyeden küçük bir ısırık aldım. Melih gözlerini devirdi.

"Daha küçük ısır Ecmel, olmaz öyle. Biraz daha büyük yemen lazım. Yoksa tadını alamazsın." Dediğinde elimdeki kurabiyenin tamamını ağzıma attım.

Melih gülerken ağzım dolu bir şekilde konuşamaya çalıştım. "Oldo mo, motlo moson Molıh?" (Oldu mu, mutlu musun Melih?)

Kahkaha attı. "Oldu oldu çok da güzel oldu. Söyle bakalım, tadını beğendin mi?"

Ağzımdaki kurabiyeyi uzun uğraşları sonucunda yutunca "muhtişemmiş. Söylediğin kadar var." Diyebildim. Ardından ekledim. "Sıra sende. Sen de ye hadi."

Melih de yediğinde "ellerine sağlık." Dedi.

Şaşkınlıkla yüzüne bakarken "Ben yapmadı ki." Dedim.

"Olsun, sen taşıdın." Dediğinde kıkırdayarak omzuna başımı koydum.

Gözlerim kapanmadan önce duyduğum tek şey Melih'in sesiydi.

"Kalk da odana yat sevgilim, geçen günkü gibi olmasını istemeyiz. Değil mi?" 

OTEL |TEXTİNG|  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin