bölüm 8 | anne?

9 2 1
                                    

- ANNE?

vecihi, necip ile adoni'nin yaptıkları antrenmanı izliyordu. adoni'nin gelip atlas'ın yerine geçmek istediğini söylemesinin üzerinden bir hafta geçmişti ve bu bir hafta boyunca genç oğlan dur durak dinlemeden çalışıyordu. vücudunu, silah kullanma kabiliyetini, analiz yeteğini kısaca kendini her yönden geliştirmek için büyük bir çaba harcıyordu.

bu çaba belirli saatlerle sınırlıydı çünkü adoni'nin gitmesi gereken bir okulu vardı. kendisi 12. sınıftı ve okulunun bitmesine kısa bir süre kalmıştı. okulu bittikten sonra gireceği üniversite sınavı ise çalışmaları önündeki en büyük engeldi. adoni'nin bir de bu sınav için fazladan ders çalışması gerekiyordu.

okulu bırakabilir veya üniversiteyi okumayabilirdi ama atlas'a söz vermişti. atlas ona ne olursa olsun babasını dinlemeden istediği bölümü okuyup mezun olmasını söylediğinde adoni söylediğini yapacağını söylemişti ve şimdi bunu çiğneyemezdi. çiğnemek istemiyordu.

o da uyku saatlerini kısaltıp kendini derslere ve fiziksel çalışmalara adayarak bu işin üstesinden gelebileceğini düşündü. vecihi ona bunun çok zor olduğunu ve mükemmel bir irade gerektirdiğini söylemişti. adoni bunun farkındaydı ve o iradaye de sahip olduğuna inanıyordu. atlas için yapacaktı.

vecihi'nin bu duruma bir itirazı yoktu ve her yönden adoni'yi desteklemeye hazırdı. onu zaten çeteye almasının nedeni aradığı veliahtı bulmuş olmasıydı. vecihi, onun gözlerini gördüğü ilk andan beri çeteyi adoni'ye bırakmak istiyordu.

atlas'ın oldukça iyi bir üye olduğu doğruydu. vecihi de herkes gibi ondan sonra başa gelecek kişinin atlas olduğuna inanmıştı fakat işler adoni'yle tanıştığı anda değişmişti. atlas'ın bakışları sıcaktı, adoni'ninkiler ise soğuk. atlas gerek deneyim, gerek güç yönünden adoni'den üstün olsa da vecihi, adoni'nin bu konularda da gelişebileceğine inanıyordu.

tabii ki hiçbir şeyin bu şekilde olmasını istemezdi. atlas öldüğünde derin bir hüzün duymuş, berkcan ve adoni'nin tepkilerinden oldukça korkmuştu. berkcan'ın kendisine bağırıp çağırmasına izin vermiş, içindeki acının biraz olsun dineceğini ummuştu. adoni ise bu acıyı fazlasıyla çalışarak bastırmaya çabalıyormuş gibi görünüyordu.

bu bir hafta herkes için ne kadar zor olursa olsun bugün tüm haftadan daha da zor olacağa benziyordu. bugün atlas'ın cenazesi vardı.

öğlene doğru herkes işini gücünü bırakmış kelimenin tam anlamıyla bütün çete cenazede toplanmıştı. genellikle aldığı alkolden dolayı kafası yerinde olmayan atlas ve berkcan'ın babası murat'ın bile gözyaşlarının döküldüğü o cenazede berkcan'ın çığlıkları yankılanmıştı.

çetelerinin en değerli üyelerinden birini kaybeden topluluk acı içindeydi.

kalabalığın da etkisiyle çok uzun sürmeyen cenaze bittiğinde en çok yorulan adoni'ydi. sürekli berkcan'ı zapt etmeye çalışmış ve tek bir gözyaşı bile dökmemişti. ağlamaması, güçlü durması gerektiğini düşünüyordu. o, atlas'ı hiç ağlarken görmemişti.

tabii oldukça yıpranan ama elinden hiçbir şey gelmeyen başka biri de idris'ti. berkcan'la arasında geçen konuşmadan sonra ona yanaşma cesaretini yitirmişti.

gözyaşlarını silerek evlerine girdiğinde annesinin odasından gelen sesleri duydu. annesi bir adamla konuşuyor gibiydi. bu sesler konuşma dışında işitmek istemediği birkaç sese dönüştüğünde tüm vücudunda hissettiği öfke tanımlanamazdı. kan beynine sıçramış bir şekilde kapıyı açtı. "anne?"

idris'in soru sormaktan çok azarlarmışçasına çıkan sesiyle annesi, asuman hanım, başını kapıya çevirdi. kızıyla böyle bir durumda göz göze gelmek onu hiç pişman etmişe benzemiyordu. fakat genç kız oldukça pişmandı. annesini yatak odasında tanımadığı bir adamla yarı çıplak bir şekilde gördüğü için o kapıyı açtığına bin pişmandı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

shades of cool. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin