- KEŞKELER.
"ABİM SENİN YÜZÜNDEN ÖLDÜ! HANİ KOLAY BİR OPERASYONDU?" berkcan, vecihi'nin suratına var gücüyle haykırıyor, dinmeyen gözyaşları arasında nefes almaya çalışıyordu.
vecihi oturduğu koltuktan huzursuz bir şekilde başında dikilen oğlana baktı. "berkcan bilmiyor musun abini ne kadar sevdiğimi? sizler benim oğlumsunuz. hiç ister miyim böyle olmasını?"
"neden?" berkcan dizlerini üstüne çöktü. ne ayakta kalacak ne de bağıracak gücü kendinde bulamıyordu. "neden abim gitti o zaman?" öldü demeye dili varmadı. "hepsi senin suçun." diye mırıldandı.
berkcan ile çocukluktan beri yakın olan vecihi'nin kızı idris yaşananları gözleri dolu bir şekilde izliyordu.
içinde bulundukları salon boş sayılırdı. herkes vecihi'nin sağ kolu necip'in emirleri üzerine karargahı terk etmişti. 7. bölüğün tamamı gelen haber ile olay yerine gitmiş, çaylaklar oradan uzaklaştırılmış, atlas hızlı bir şekilde hastaneye kaldırlmıştı.
necip, vecihi'nin atlası oğlu gibi gördüğünü biliyordu. her şeyden önce vecihi, atlas'ın babası murat ile liseden arkadaştı. necip, onun kendisinden daha çok sarsılacağını düşünerek komutayı eline almış ve olayı profesyonel bir şekilde yönetmişti. bölüklere göre önemli görevler vermişti.
yine de herkes bunun sadece bir başlangıç olduğunu, tek amaçlarının gözdağı vermek olduğunun farkındaydı. sırtlanlar köklü ve güçlü bir çeteydi, isteseler oradaki herkesin ölüm haberi karargahın duvarlarında yankılanırdı.
uzun süredir herhangi bir faaliyetleri yoktu. gelen istihbaratla necip, eski liderin ölüp yerine ölen liderin oğlu asrın kökbaş'ın geldiğini öğrenmişti. gelir gelmez yaptıklarına bakılırsa boş durmayacaktı.
çete önemli üyelerinden birinin ölmesi ile kırmızı alarm durumundayken manevi olarak da kötü haldeydiler. neredeyse herkes atlası severdi ve onun gidişi insanları hüzün ile öfkeye boğmuştu.
bu insanların en başında gelen berkcan hüznünü yaşarken öfkesini de vecihi'ye akıtıyordu.
en sonunda idris, onun yerdeki bedenine yaklaşmaya karar verdi. oğlana doğru yürürken berkcan hızla kafasını kaldırıp ağlamaktan kızaran gözlerini idrisinkilerle buluşturdu. "yaklaşma!" genç kız, berkcan'ın bağrışı üzerine geriledi. "baban abimi öldürdü, hiçbirinizi görmek istemiyorum! senin de ondan bir farkın yok!"
kızının suçu olmadığı halde azarlanmasını kaldıramayacak olan vecihi tam ayağa kalkacakken adoni olaylara el atması gerektiğini fark etti. atlas onun için kendini feda ettiğinden dolayı derin bir suçluluk duyuyordu. o kadar utanıyordu ki sanki ona bakan her kişi atlas'ın onun yüzünden öldüğünü görecek, onu yakalarından tutup "katili sensin!" diye bağıracaktı. sırf bu yüzden atlas'ın kaldırıldığı hastaneye gitmemişti. buna yüzü yoktu.
zaten biliyordu. atlas'ın o kurşun yarasıyla hayatta kalmasının ihtimali yoktu. hastaneye gitmesi onun ölüm gerçeğini değiştirmeyecekti.
geldiğinden beri ölü gibi dikildiği yerden hareket etti. vecihi ayağa kalkamadan berkcan'ın kollarından tutarak onun kalkmasına yardım etti. "gel berkcan, yukarı çıkalım."
adoni'yi gördüğü anda tekrardan ağlamaya başlayan berkcan, adoni'ye zorluk çıkarmadan dediğine itaat etmişti.
siyah saçlı oğlan, berkcan'ı odasına çıkarıp yatağına yatırdı. "biraz uyu. çok yıprattın kendini."
berkcan başını iki yana salladı. "olmaz." çatallaşmış sesiyle zorlukla konuşuyordu. "ya bir haber gelirse?"
adoni, berkcan'ın saçlarını okşadı. "ben buradayım. bir şey olursa söyleyeceğim, söz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
shades of cool.
Romanceadoni'nin evden atılmasından sonra melte-im seymes topluluğu reisi olan vecihi ile tanışmasıyla başlayan bir mafya hikayesi. ❝𝑩𝒖𝒕 𝒚𝒐𝒖 𝒂𝒓𝒆 𝒖𝒏𝒇𝒊𝒙𝒂𝒃𝒍𝒆 𝑰 𝒄𝒂𝒏'𝒕 𝒃𝒓𝒆𝒂𝒌 𝒕𝒉𝒓𝒐𝒖𝒈𝒉 𝒚𝒐𝒖𝒓 𝒘𝒐𝒓𝒍𝒅 '𝑪𝒂𝒖𝒔𝒆 𝒚𝒐𝒖 𝒍𝒊�...