BÖLÜM 22

35 6 31
                                    

UYARI! Cinsellik içermektedir. Uyarılmadık demeyiniz.!


Duygularımın yaptırdığı hatalar da mı benim suçum? Bütün suç, onun uyuşturucuya buladığı dudakları olmalıydı.

C.of.R


Acıyan sırtına karşı ne olduğunu daha anlayamayan sinir sistemini sadece yakasına yapışmış kişiden kurtulmak istedi. Bağırıyordu ama öyle bir bağırma ki kulaklarım sesin yüksekliğinden onu anlayamamış bir anlığına aptallaşmıştım. "İhanet etmekten yorulmadın mı?" Diye haykırdı sonra sırtımı tekrar duvara çarptırırken. Simsiyah gözleri ve onu ilk tanıdığımda ki canlı -lens olan- gözleri arasındaki fark ne acı ve korkutucuydu. Cevap bekleyen, duvarla elleri arasında kalmış göğüs kafesimi baskılamaktan göçüp içine geçecekti sanki. Her ittirişimde sırtımdaki kemiklerim, kanatlarım kırılmışçasına acıyordu. Yaslandığım duvar gölgemi taşıdığı gibi nazik taşımıyordu bedenimi. Onlarda bir nevi aynaydı, günün belli zamanları. Aynalar bize kendi yansımamızı gösterirken, duvarlar karanlık gölgemizin yansımasını sunardı bize. Hayatta aldığımız tüm darbeleri gün ışığına seren aynaların aksine duvarda ki gölgelerimizde yaralarımız saklanırdı. Ruhumda öyleydi duvardaki gölgesinden uzaklaştıkça silikleşiyordu her an. 

"Senin yaptıklarının yanında-" durdu, burnunun dibine kadar yakınlaştı. Madem bu bir savaştı ikisi de aynı acıları tatmak zorundaydılar. "Az bile." Öyle öfkeleniyordu ki boğazına attığı sağ eli kuş yavrusu kadar olan canını almak için yalvarıyordu ancak Taehyung sadece gülümsüyordu gözlerine bakarak. O güldükçe eli sıkılıyor... güldü, güldü... gözlerinden yaş aksa da güldü.

Bedeni ağlıyorken o sadece gülüyordu. Onu bir kenara tüm gücüyle attı. Kafasını çarpıp olduğu yerde kalakaldı bedeni. Yerde kıvrılmış canlı ölü bedendi o. "Neden öldüremiyorsun beni? Tüm sorunların çözülür." Jungkook sakin kalmaya çalıştıkça karşı taraf onu zorluyordu. "Kapa çeneni Taehyung!" Dedi az önce Taehyung'un kahve içtiği bardağı duvara fırlatırken. Saçılan parçalardan korunmak için daha da kendine kapandı yerdeki beden. Jungkook bu hareketini gördüğünde yanına çömeldi, "Madem ölmek istiyorsun neden bu kadar yaşamak için koruyorsun bedenini?" Kolları arasındaki kafası duyduğu cümleyi duymamış gibi tepki vermedi. Ayağa kalkan Jungkook hala neden sorusunu ona tekrarlıyordu. Arada hemen kafasının yanındaki koltuğa sert tekmeler atıyordu. Taehyung dayanamayıp saldırganca onun üzerine atladı. "Yeter sen haklı değilsin!" düşen bedenler arasında konuşan üzerine çıkmıştı. Bir yandan bu sefer onu yakasından tutmanın üstünlüğüyle kafasını defalarca zemine çarpıyordu.

"Dediklerini ne çabuk unuttun! Senden öyle nefret ediyordum ki bunu söylerken nefes bile alamıyorum!" bağırıyordu, kafası sürekli yerle buluşmaktan başı dönen Jungkook onu durdurmak için yakasından yakalayıp aniden kendine çektiğinde afalladı yüzleri birbirlerinin bakışlarının nefretinde boğuluyordu. Taehyung'un yakasını sıkı sıkı tuttuğu eli daha da kendine çekip dudaklarını birleştirdi. Üzerinde ki çekilmek için kendini geriye çektiğinde yakasındaki eller kaçmasına engel oluyordu. Diğer bir el bedenini daha da ona yakınlaştırıyordu. Dudaklarına da yakınlaşmak için kafasını kaldıran alttaki beden nefretin en güçlü duygu olduğunu biliyordu ancak bu kadar olabileceğini tahmin bile etmiyordu. Onun her hareketi nasıl onu bu kadar etkileyebilirdi. Onun kahve tadındaki dudaklarında dolanmak uzayda korunma ekipmanları olmadan gezmekle aynıydı. "Yap-ma Jungkook." Dedi dudakları ilk ayrıldığı saniye. Az önceki adrenalin kanla başka yönlere dağılırken. Alttaki beden hızlı bir hareketle üstte çıktı. Taehyung bir anda yere değen sırtından hoşnut olmadan hamle yapmaya çalışmış ama üzerindekinin onda tüm ağırlığını vermesiyle çoğu hareketi kısıtlanmıştı. Birbirine bakan yüzler öylece kalakaldı. Kimse konuşmuyordu, hareket etmiyordu sadece gözlerine bakıyorlardı. Taehyung onun gözlerine baktığındaki ilk zamanlardaki Jungkook'u görüyordu. Çok âşık olmuştu. Nedenini kendisi de bilmiyordu, gerçi aşkın nedeni oluyor muydu? Alttaki aniden diğerinin dudaklarına dokunduğunda donmuş zaman hızlanmaya başlamıştı tekrar.

ROSES İN THE CORPSES                                                ʃTAEKOOKʃHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin