BÖLÜM 23

22 5 22
                                    




Çoklu evrenlerin en acımasız olanına denk gelmiş zavallı gökyüzü.

Yazar.


Okuduğu yazıyı kaç kez içinden tekrarladı Tanrı biliyordu. Annem mi?

Onu yıllarca aradım ama tüm bilgiler saklanmışçasına yoktu. Yetimhane müdürü benim adımı kayıtlara çok sonradan eklemişti. Bir dönem tamamen hayalet bir kimlik gibiydim. Sanki birilerinden saklanıyormuşum gibi. Daha sonradan bunu annemin istediğini söylemişti bana. Onu bulmama yardımcı olmasını çok istedim ancak bu işe bulaşma diye defalarca uyardı. Birçok kez uğraştığım belgelerde her seferinde büyük bir bilmeceye takılıyordum ta ki birinin beni aradığını öğrendiğim zamana dek. Nevil isminde birinin her yerde Taehyung kimliği altındaki beni aradığını öğrendim. Bir topluluk benim katil kimliğimi ararken bir kişi de Kim Taehyung'u arıyordu. Bir mektup göndermeye o zaman karar verdim. O maskeli kişi ve Jungkook arasında bir bağlantı çıkacağını ilk başlarda gerçekten hiç düşünmemiştim. Daha sonra ilginç denk gelmelerden her şeyi anlamaya başladım. İlk başlarda hasta annesi olan üniversiteli bir çocuk kimliğini koca bir oyunla düşünmüş, beni büyük bir tuzağa düşürmek için ilmek ilmek düşünmüştü. Ne korkutucuydu hepsi... bir yandan her şeyin olmasını istediğin kişinin hiçbir şeyin olmadığı gerçeği insanı derinden yaralıyordu.

İçimdeki kırıklar çoktan beni öldürdü. Bu evren benim yanlış Dünya'mdı. Annem nerede sorusuna bir cevap bulmuştum üç yıl önce ölmüştü. Hatta bu işlerin içinde olan bana göre annem öldürülmüştü. Hastane raporları, kamera kayıtları, eşyalar her şey her detay saklanmış koca bir boşlukla bırakılmıştı. Bu kadar ustaca bu olayın üzerini kapatanı da bulamamıştım tabii ki. Bulduğum bir kişi vardı olayları bildiğini iddia eden onunla buluşacağım günün gecesi zehirlendiğini duydum. Biri onu öldürmüştü. O kişi benden hep bir adım öndeydi.

"Taehyung, duyuyor musun beni? Ne oldu?" kulaklarıma ulaşan seslere gözlerimin odakları konuşana döndü. Meraklı değildi ama yine de anlamsızca yüzüme bakıyordu. Geçiştirdim.

Sen Jeon Jungkook hiç güvenilir biri değildim değil mi?

İçim senin bu işle bir alakan olduğunu haykırıyordu. Seni öldürmeye cesaretim var mı bilmiyorum. Koltuğa rahatça oturdu elinde kahveyle Jungkook. Gözleri hala uzaklara dalmış olan sorularla savaşıyordu resmen Jimin'in attığı resimlere baktı elleri titrerken. Gerçekten bana benziyordu. Özellikle de gözleri. Masmavi gözleri, kumral teni o gerçekten güzeldi. Annem, Nevil ile ortak mıydı şimdi? Gözleri koltukta öylece oturan Jungkook'a kaydı. Jungkook üzerindeki ağır bakışları hissetmişçesine arkasına dönüp Taehyung'a odaklandı. "Bir şey olduğu belli Taehyung. Ne oluyor ne yaptım yine?" ayağa kalkıp yanına adımlarken sakince telefonun ekranını kapatıp masaya koydu Taehyung. Taehyung onun hareketlerini analiz ederken Jungkook sadece ona yakınlaşıyordu.

Gözleri kendinden uzun çocuğa odaklandığında onun yanına gelen de mavi gözlerin hırçınlığını izliyordu. "Gözlerin..." dedi Jungkook yüzleri birbirlerinin dibindeyken.

Taehyung gözlerinin renklerini gökyüzüne benzediği için seviyordu ama şu an karmakarışıktı. Her şey üst üste binmişti. Karşısında belki de annesinin katili vardı, bu his içinde az önce seviştiği adam da o'ydu.

Jungkook, Taehyung'un her çizgisini izliyordu. Sonra beklenmedik bir anda karşısındaki mavi gözlünün gözlerini öptü. Aniden kapanan gözleri ve hissettiği öpücükler arasında nefret ve aşk iki gözü gibiydi. Yan yana aynı bedende. "Her şey büyük bir yalan Jungkook. Sevgin gerçek mi karar veremiyorum. O kadar çok yalan söyledin ki... sen Jungkook musun onu bile bilmiyorum artık. Geç oldu gitsen iyi olacak." Taehyung içini acıtsa da dediklerinden sonra ona arkasını dönerek mutfağa ilerledi. Jungkook masanın yanında kalakalmış bir halde bedeninden nefret etti. Küçüklüğünden beri bu zamanlara ulaşan bir kin içini öyle acıtıyordu ki. Kim olduğunu bile bilmeden tamamen doldurulmuş bir zihindi onunki. Kimseye zarar vermemiş temiz bir ruhtu ancak o kadar çok kirletilmişti üzerinde oynanmıştı artık insanlar baktığında sadece Nevil denilen şeytanı görüyordu onda. Yumruğunu masaya mutfaktaki Taehyung ürkeceği bir gürültüyle vurdu. Sonrada eşyasını alıp çıktı. Öyle hızlı olmuştu ki tüm olaylar Taehyung mutfaktan çıktığında kapı kapanmıştı.

ROSES İN THE CORPSES                                                ʃTAEKOOKʃHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin