BÖLÜM 5

45 11 4
                                    




Jungkook duyduğu şey ile ikinci şoka girmiş gibiydi. " Olmaz teşekkür ederim. Ben yer bulurum kendime he-" ablası araya girdiğinde yarıda kalmıştı cümlesi. " Jungkook çocuğu dinle zaten bir hafta kalacaksın orada bir de aklım sende kalmasın. Lütfen." Çocuk isteksizce kabul etmişti. Taehyung anlamsız bir mutluluk yaşıyordu. Bu çocuğu takip eden şu sapığı da bulması kolaylaşıyordu. Ablası Jungkook'a çanta hazırlamaya içeriye girdiğinde Jungkook " Neden bana bu kadar yardım ediyorsun?" Düşündü ya da öyle görünmeye çalıştı. " Açık konuşacağım senin hayatına benzer hayat yaşadım. Ama tek başıma, o nedenle sadece yardım etmek istedim ama istemezsen gidebilirim. Rahatsız ettiğim için özür dilerim." Arkasını dönmüştü ki çocuk " Tamam asıl ben özür dilerim bu aralar iyi değilim." Taehyung ona bakmıştı sadece ama aklında başka bir şey vardı kafede dedektifi gördüğünden beri. Jungkook'a gülümseyip dedektif yanına geldiğinde çoktan olan biteni tamamen öğrenmişti. Taehyung tam arkasındayken " Nedense bana çok tanıdık geliyorsunuz. Sizi daha önce bir yerde görmüş olabilir miyim?" dediğinde dedektifin yüzü kas katı olmuştu. Taehyung gerginliği hissediyordu. Bilerek yapıyordu. Belki de başına iş açılacaktı ama eğlenmeden ölmekte istemezdi bu hayatta. " Hah... hatırladım. Haberlerde karınız ve oğlu-" dedektif onun hızlıca sözüne girdi. " Kızımdı. Evet, öldüler daha doğrusu öldürüldüler." Taehyung üzüntülü bir ifadeye bürünmüştü. Mimiklerini iyi kullanmak Tanrı'nın bir armağanıydı. " Kimin yaptığını buldunuz mu? O zamanlardan önce bende kötü şeyler yaşadım." Adam Taehyung' un dolan gözlerini izliyordu hatta ona üzülüyordu. " Kim olduğunu bilmiyoruz ama şu halkın Captivity of Roses dediği pislik olduğuna eminim. Nasıl oluyor da iz bırakmıyor anlayamıyorum. Daha cinsiyetini bilmiyoruz. İnanabiliyor musun?" Taehyung ağlama şiddetini arttığında " Benim annem ve babamı da o öldürdüğünü söyledi polisler ne kadar doğru bilmesem de sizi çok iyi anlıyorum. Beni içeri almamışlardı. Amcam teşhis etti.

Adam Taehyung' a "Gerçekten çok üzüldüm. Söz bulacağız onu kendini çok üzme tamam mı?" dediğinde Taehyung sadece kafasıyla onaylamıştı dedektif Taehyung' la konuşmasını bitirdikten sonra Jungkook' un annesiyle hastaneye gitmek için ambulansa bindi.
Jungkook eşyalarıyla Taehyung' un yanına geldi. Arabam evden deyip güldüğünde Jungkook da ona bakarak güldü. " Yürüyeceğiz artık."

Canım evimin kahve makinesinin yanıp sönen ışığını izliyordum. Olaylar sakinleşmiş, günümü izliyordum zihnimde.  Arkamdan gelen ses ile yeni çıkardığım fincanı düşüyordum neredeyse,
" Eşyalarımı senin dolabına yerleştim ama bundan emin misin?" kahveyi bardağıma boşaltırken
" Sıkıntı değil istediğini yap boş ver çok takan biri değilim gerçekten. Çekingen olmana gerek var mı gerçekten? İki erkeğiz sonuç olarak."

" Doğru teşekkür ederim yine de, bana da kahve var mı?" Taehyung küçük kıkırtıyla " Tabii ki" dedi. Birlikte salonda oturdukları sırada telefonuna bildirim geldiğini duydu.

*Sung*

Aşağıdayım seni bekliyorum.

Taehyung kendine küfrediyordu. Sung' u nasıl unutmuştu ki. Hemen yatak odasına koştu. Üstündeki kıyafetleri çıkardı. Dolaptan kıyafet seçerken Jungkook tam yanındaydı ama o bunu fark etmemişti bile. Jungkook onun sevgilisi olduğunu düşünüyordu. Haksız gibi de değildi o kadar telaşlıydı ki. " Siyah olanı giy sana yakışır." Taehyung erkek erkeğe olsalar bile onun gelmesinden utanmıştı. Çünkü onun gözlerinin içine bakıyordu her seferinde. " Ö-öyle mi?" heyecandan sesini bile kontrol edememişti. Jungkook onu dolabın önünden kolundan tutup çekmişti. Çocuk ona ne yakışacağını düşünürken büyük gri gömlek ve siyah pantolonu eline alıp ona uzattı. Taehyung itiraz etmemişti. Bir an önce gitmek için hızlıca giyindi.

Jungkook' un yanında ki boy aynasında kendine bakarken, Jungkook kahvesinden bir yudum aldığı sırada küçük kahve damlası dudağından çenesine doğru akmıştı. "Ah çok sakar-" Taehyung başparmağıyla dudağını silip kendi ağzına götürdüğünde "Kahveyi şekerli mi içiyorsun?" Anlığına ne yaptığını ve neden yaptığını sorgulamıştı. Jungkook bu ani yaklaşımın sebebini anlamasa da karşısında ki kişi son derece kibardı bu bile onu zorlayacak şekilde geriyordu. Taehyung ona gece döneceğini söyleyip merdivenlerden aşağıya koştuğunda masanın üstünde telefonu ve cüzdanı duruyordu. Jungkook evin anahtarını alıp arkasından koştu. Güzel bir kadın görmeye kendini hazırlıyordu. Böyle erkeklerin hep zengin sevgilisi olduğunu daha önceden de duymuştu. Kapının önündeyken Taehyung' un bir adama sarıldığını gördüğünde afalladı. Karakolda gördüğü adama benzediğine yemin bile edebilirdi.

ROSES İN THE CORPSES                                                ʃTAEKOOKʃHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin