BÖLÜM 3

59 15 1
                                    




" Ne?" benim hakkımda her şeyi bilmesine imkân yoktu. " B-ben seni hayatımda ilk defa görüyorum. Nasıl oluyor da benim hakkımda ki her şeyi biliyorsun sen." Nevil planlarını çok önceden tasarlamıştı. Ama onunla karşılaşmayı planlarından önce olacağını bilmiyordu. Onu tanıyordu çünkü senelerdir duyduğu nerdeyse tek isimdi, babasından. " Araştırdım Taehyung." Diyerek ilk yalanını ona sunmuştu. " Bu kadar kolay olsaydı sence poliste aynı şekilde bulmaz mıydı beni? Beni kandıramazsın Nevil. Bana doğruyu söyle!" Taehyung artık ondan korkmuyordu. Yüzüne baktı. Kaşlarının biraz daha altına uzanan dalgalı saçları onun gözlerini ve yüzünün çoğu kısmını saklıyordu. Maske ile tamamen yüzünü gizliyordu.

" Neden maske takıyorsun? Bu kadar hayır işlerini seven biri neden bu kadar kendini saklıyor? Anlamıyorum doğrusu." Taehyung kısa bir kahkaha duyduğunda ona daha dikkatli bakmaya başladı. Bazı şeyler doğru değildi kesinlikle. " Demek gelmeden önce şirketi araştırdın?" Taehyung alaycı bir gülümsemeyle " Nereden çıkardın bunu?" dediğinde Nevil tekrar masasına oturmuştu.
" Şuradan, asansörde bana adımı ve yaşımı sordun eğer şirketi araştırmış olsaydın en azından sahibin adını bilirdin öyle değil mi Taehyung?" Onun karşısında kendimi aptal gibi hissediyordum. " Ah doğru. Evet, araştırdım ama biliyor musun? Şu kaybolan adam hakkında hiçbir şey bulamadım. Ne oldu o adama?" karşısında ki adamda mimik bile kıpırdamıyordu ya da Taehyung bunu göremiyordu. Ama sesinin soğukluğu tüylerini diken diken etmişti. " Hangi adam?" " Sana katil diye seslenen ve birkaç saat sonra yok olan adam." Taehyung' ta masanın önünde ki koltuklardan birine oturdu. Ve gözlerini onun gözlerine dikti. Karşısında ki kişi gözlerini Taehyung' un gözlerinden ayırmadan

" Herhangi bir bilgim yok. Yardımcı olamadığım için üzgünüm." Bu konuyu daha uzatmayacaktı kafasında daha detaylı bilgiyi öğrenebileceği kişiyi zaten çoktan bulmuştu Taehyung.

" Benim hakkımda ki bilgileri başkalarına yaymayacağına eminim. Çünkü yapacak olsan çoktan yapardın değil mi? Başka bir nedenle de görüntü saklamaktan benimle neredeyse aynı cezayı alacağından bu işlere bulaşmayacağını biliyorum. Ayrıca bu kadar hayır işi yapan biri olarak bu işi riske atmayacaksındır, hem de bu kadar popülerken. Ama sakın bunu bir daha asla yapma sana ihtiyacım yok. Hiç kimseye ihtiyacım yok. Senin gibi korkak ve yüzünü göstermekten aciz bir varlığı bir daha asla görmek istemiyorum. Duydun mu beni?" Taehyung karşısındakinin cevabını dinlemeden odadan dışarıya çıktı. Hızlı adımlarla asansöre ulaşıp düğmesine bastı. Tam asansörün kabinine girecekken onunla birlikte bir kişi daha girdi ve kapıyı kapatma tutuşuna defalarca bastığı için kapı o kişi girdikten saniyeler sonra kapandı. Taehyung asansöre binen kişinin kim olduğunu anladığın da aralarında bir adım dahi yoktu. Nevil asansörü geçen gece yaptığı gibi durdurdu. Tam köşede ki Taehyung' un üzerindeki kameraya uzandı ve onu yukarıya kaldırdı. Taehyung olanları sessizce izliyordu. Sanırım son cümlesi biraz ağır oldu diye düşünüyordu. Ama bilmediği Nevil' ın aciz kelimesinden nefret ettiğiydi. Babası da ona hep aciz velet diyerek çağırıyordu. Ama artık yoktu.  Nevil ellerini her iki yana koyduğun da Taehyung tam arada kalmıştı. Aklına istemsizce lise anıları geldikçe gözlerini sürekli kapatıp açıyordu. Ne kadar korkulası bir katil olursa olsun herkesin geçmişinde taşıdığı bazı yaraları olurdu, asla dokunulmamasını istediği...

İçine derin nefesler alıp veriyordu. " Ne oldu korkuyor musun?" Nevil' ın bu sorusuyla Taehyung
" H-hayır senin gibi birinden korktuğumu nereden çıkardın ki. Neden peşimi bırakmıyorsun?" Nevil Taehyung' u omzundan tutup sertçe döndürdüğünde Taehyung ne olduğu anlamakta zorlanıyordu. Şu an Nevil' a sırtını dönüktü. Ve sırtında onu geri dönmesin diye bastıran ellerden kurtulmaya çalışıyordu. Nevil onu saçını tutup kendine çektiğinde Taehyung' tan küçük iniltiler çıkmıştı. Nevil, Taehyung' un kafasının arkasından kulağına yaklaştığında " Kime aciz diyeceğini bir dahakine daha iyi düşün, anladın mı beni? Bu sadece bir uyarıydı. Ne zaman istersem o zaman benimle konuşabilirsin anladın mı?" Taehyung' un dizleri titremeye başlamıştı. Buna tam korkmak denilemezdi, bir tür şokta gibiydi. Tek hatasının bu kadar ileriye gideceği aklının ucundan bile geçmemişti. " Tamam, tamam özür dilerim." Nevil Taehyung'u tekrar kendine çevirdiğinde Taehyung simsiyah gözlerinin zehrinde boğulurcasına derin bir nefes çekti içine. Taehyung artık gidebileceğini düşünürken bir anlığına Nevil Taehyung' un gözlerini sol eliyle sıkı sıkı kapattı. Eli o kadar sıkıydı ki parmakları kafatasını ezecek sanmıştı Taehyung.  " N-ne yapıyorsun? Bırak beni! Hiçbir şey göremiyorum." Taehyung elleriyle karşıda ki kişinin elini kaldırmaya çalışırken kulağında hissettiği sıcak nefesle öylece kalakalmıştı.

" Parmaklarını kırmak istemiyorum. Sadece sessiz ol. Anladın mı?" Dediğinde Taehyung ellerini yavaşça aşağıya indirdi. Nevil maskesini çenesinin altına kadar indirdi. Taehyung' un dudaklarına yaklaştığında Taehyung huzursuzca kıpraşıyor, korksa da elleriyle karşıdakinin bedenini alttan ittirmeye çalışıyordu. Bu Nevil' ı gülümsetiyordu. Herkesin korktuğu seri katil kollarının arasında titriyordu. Babası şu an olanlara yerin altından ne diyordu acaba kimdi aciz o mu? Yoksa ben mi? Taehyung' un dudaklarına dilini değdirdiğinde Taehyung' ta refleks olarak dudaklarını yaladı. Kendine ne olduğunu Nevil da anlamıyordu. Asansöre sırf onu korkutmak için binmişti aklında bunlar yoktu. Ama şu an öyle şeyler vardı ki o bile inanamıyordu. Taehyung' un gözlerini kapatan sol elini daha da sıktı. Onu asla görmemeliydi, asla. Taehyung " A-acıyor yapma! Zaten hiçbir şey görmüyor-" sözünü kesen karşıda ki kişinin onun alt dudağını ısırmasıydı. O kadar canı acımıştı ki çığlık atarken zorla tuttuğu hıçkırığı yüzünden defalarca öksürmüştü ama çok fazla ağlıyordu. Ağzına gelen kan tadı ilk defa onu mutlu etmiyordu. Nevil onun kanlı dudaklarına yaklaşıp dilini zevkle değdirdiğinde kendini tutamayıp emmeye başladığında zaman tamamen durmuş gibiydi. Taehyung onu tüm gücüyle itmeye çalışıyordu. Ama adam belinden öyle sıkı tutuyordu ki kurtulamıyordu. Onu itmeleri Nevil' ın umurunda bile değildi. Dilini dudağından ağzının içine soktuğunda Taehyung'un ne kadar sıcak olduğunu fark etmişti. Kesik nefesinin sıcaklığını küçük mırıltılarını kulaklarında hissediyordu. Ağzının içinde yavaş yavaş hareket eden dilden dolayı düzgün nefes alamıyordu hatta artık nefes alamıyordu. Karşısında ki adam dudaklarını yavaş yavaş ısırıyor kanatıyor daha sonrada deli gibi emiyordu. Asansörün içinde ıslak öpüşmelerinin sesi yankı yapıyordu. Aşağıya doğru inmek dudaklarından ayrıldığında Taehyung' un dudaklarına baktı. Kıpkırmızı ve şişti. Taehyung derin derin nefes almaya çalışıyordu ve yalvarıyordu beni bırak diye ancak en azından Nevil' ın şu saniyeler için böyle bir fikri yoktu. Boynuna eğildiğinde tatlımsı kokusunu içine çekti. Neden bu onu bu kadar rahatlamıştı ki? Esmer pürüzsüz tenine nazik bir öpücük bıraktı. Taehyung gıdıklandığı için kafasını istemsizce ona yasladığında boynunu defalarca öptü. Biraz uzaklaşıp Taehyung' a baktı. Çoktan önünde şişlik oluşmuştu. Artık biliyordu. Oturmayan taş bugün oturmuştu. Taehyung' un geçmişinde bir taciz olayı olduğu çok belliydi. Vücudu hassaslaşmıştı. O ne kadar istemese de vücudu deli gibi istiyordu. Nevil elini Taehyung' un pantolonundaki şişliği değdirdiğinde " Yalvarıyorum y-yapma. Lütfen." Nevil pantolonun düğmesini açtığında Taehyung hala yalvarıyordu. Fermuarını indirdiğinde elini iç çamaşırından içeriye soktu. İçerisi sırılsıklamdı.

"Sen istemediğine emin misin?" dediğinde gülüyordu. Elini onun penisine değdirdiğinde Taehyung kısık kısık nefesler alıp veriyordu. İleri geri hareketleri yapmaya başladığında Taehyung içinde tuttuğu tüm inlemeleri dışarıya sunmamak için dudaklarını birbirine bastırıyordu. Nevil onu izliyordu sadece. Taehyung o hızlandığında daha fazla içinde tutamamıştı, iniltilerini. Zaten dudaklarının da dayanacak gücü kalmamıştı.  Altında deli gibi inliyordu. Taehyung' un artık bacaklarının gücü kalmamıştı. Ne kadar onu istemese de şu an onu bırakmasını da isteyemezdi. Eliyle Nevil' ın yüzünü bulduğunda Nevil Taehyung' un ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu ama itiraz da etmedi. Taehyung onun ensesinden tutup kendine çekti. Taehyung zevkten dolayı kafasını geriye doğru atıyordu.

Nevil' ın kafası Taehyung' un çenesinin altındaydı, tekrar. Onun nefes alışlarıyla kalkıp inen adem elmasına bakıyordu. Taehyung elini görmediği adamın saçlarına soktuğunu Nevil da sonradan fark ediyordu. Taehyung neredeyse gelmek üzereydi. Bir eliyle Nevil' ın saçlarını çekiyor diğer eliyle de onu sıkı sıkı tutuyordu. Taehyung gözleri kapalı olmasına rağmen Nevil' ın dudaklarını bulması uzun sürmemişti. Son kez dudaklarını dudaklarına değdirdiğinde Nevil onu hayranlıkla izliyordu. Taehyung onu öpmek için kıvranıyordu ama o sadece dudaklarına dudaklarını sürtüyordu.  Sanırım bugün en güzel gün diye düşünüyordu Nevil. Elini daha da hızlandırdığında Taehyung mırıltılar içinde " G-geliyorum." Nevil başparmağını  penisinin tam ucuna bastırdığında sıvının çıkmasına engel oluyordu. Taehyung yalvarıyordu, " L-lütfen çek şu lanet elini oradan, lütfen." Sesi cümlenin sonuna doğru kısılmıştı. Nevil Taehyung' un kulağına yaklaşıp " Kimin daha aciz olduğunu artık öğrenmişsindir." Dediğinde Taehyung çoktan zihninin onu götürdüğü okulda, bulunduğu sokakta bir gölge misali kaybolmuş, anıları gibi bilincide bu yolu takip ederek asansör kapısı açılmadan Nevil'ın bedenine yığıldı.

ROSES İN THE CORPSES                                                ʃTAEKOOKʃHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin