Bölüm 2

2.6K 42 1
                                    

"Siyah mı? Kırmızı mı ?" Bu sefer kadının sesi çok soğuk ve sertti.

Eliz'in elinde tuttuğu kartlardan biri kupa kızı diğeride sinek papazdı. Sunduğu her oyun teklifinde elinde iki tane kart tutardı biri siyah biri kırmızı. Her oyun bitiminde aynı kartları alırdı eline. Dışardan bakan denk gelir sanırdı ama şans bu ya hep aynı ikiliydi ona eşlik eden. Kupa ve sinek.

İki zıt renk insanların kaderini belirlerdi.

"Şimdi kaderi onun elinde ya ölür ya ölür."

İçindeki ses hafifçe gülmesine sebep oldu. Güldüğünü farkedip kendini toparladı. Dikatlice Cardigo'yu izliyordu.

"Tamam evet bu tekliften sağ çıkma ihtimali de var ama o kadar zeki biri olduğunu sanmıyorum şu ana kadar karşıma gelenlerden hiçbiri sağ çıkamadı oyunumdan."

Meraklı gözlerle adamı izliyordu. Eliz elindeki iki karttan birini diğerinin üstüne koydu.

"Ben kartımı seçtim sen rengini seçti mi?"

"Kırmızı" dedi sert bir sesle. "Elindeki kartın rengi kırmızı."

Eliz elindeki kartları masaya koydu üstte olan kırmızıydı.

Adam hafifçe sırıttı.

"Saçma oyunun bittiğine göre şimdi bütün kazançlarını bana ver bu oyunun tek kazananı benim."

Kadın hiçbir şey söylemeden elindeki iki kartı yan yana koydu ve içkileri işaret etti. Cardigo gözlerini devirip tek dikişte kırmızı sıvıyla dolu içkiyi içti. Böylesine bir kadının onu öldürme ihtimalini hiç düşünmemişti.

"Oyun bitti oyunun kazananı sen, günün kazananı da ben olurum belki." küçük bir gülümsemeyle masadan kalktı.

Elindeki iki kartı yüzleri açık şekilde yanyana Cardigonun önüne koydu. Kartların üstünde elini gezdirip geri çekildi.

Adamlarına el işareti yapıp masadan kalktı. Araba mekanın önüne geldi korumalardan biri hemen kapıyı açtı kadın bindikten sonra geri kapattı.

Dışarda yağmur yağıyordu. Damlalar camdan birer birer süzülüyordu. Yağmur damlalarını seyrederken yaşananlarla ilgili kafasından binbir düşünce geçiriyordu.

"Keşke kartları üstüste değilde yan yana koyabilseler."

Küçükken dedesiyle oynadığı oyunlarda dedesi ona kupa kızının daha özel olduğunu anlatıp dururdu. Sinek valesininde ondan daha alt konumda olduğunu. Halbuki bunlar sadece birer oyun parçasıydı. Dedesine göre öyle değildi tabi neden böyle söylediğini hiç anlamazdı.

Eliz'e hep saçma gelirdi kartları sınıflandırmak bu oyunda bir nevi ordan çıkmıştı ortaya. Planı işlemek için oyuna ihtiyaç vardı ve işte oyun buydu. Kazanan değil, düşünen alırdı oyunu.

Araba durdu şoför kapıyı açmak için hızlı adımlarla arka kapıya yürüdü. Kadın arabadan indikten sonra evinin kapısına doğru yavaş adımlarla yürüdü. Evler uzun bir caddede teker teker sıralanmış villa benzeri evlerdi. Evin önündeki sütlü kahve renginde olan çitlerin kapısını açıp taşlı kısa yoldan geçtikten sonra beyaz duvarları olan iki katlı evinin anahtarını çıkarıp kapıyı açtı.

Korumalar kadın içeriye geçene kadar bekledikten sonra evin önünde güvenlik için yerlerini aldılar. Üvey babasının işleri yüzünden korumalar ve her türlü pis ise alışmıştı. Artık evinin önünde korumalar olması, silah, kan bunların hiçbiri garip gelmiyordu. Hep böyle büyümüştü kendini bildi bileli.

KusursuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin