❦🎶 Duncan Laurence - Arcade
❦
Yürüyordum ama sonunu bilmediğim bir yolda. Yaptığım şey bir hata değildi ama elbet sonuçları olacaktı. Değişen tek şey bu yolda artık tek yürümediğimdi.
Adımlarımız uyum içinde ilerliyordu. Ne yavaş ne hızlı.
Etraf beklemediğim kadar kalabalıktı. Bir ton insan ön taraflara doğru yaklaşmış meraklı gözlerle bizi izliyorlardı. Kim olduklarını bilmesemde tahmin edebiliyordum. Salon büyüklüğü sayesinde ferah bir ortam yaratıyordu. Çoğunlukla altın varaklar kullanılmıştı süslemelerde. Bizim için hazırlanan yolun sonuna geldiğimizde kürsü benzeri bir yükseltiye çıktık.
Ateş elimi yol boyunca sıkı sıkıya tutmuştu, kürsüye çıktığımızda bıraktığı elini tekrar belime doladı. Yüzümdeki sahte mutluluk insanlara herşeyin gerçek olduğuna inandırıyordu. Abartısı fazla kaçmış olan altın renkli masanın arkasına geçtik ikimizde. Herkesin bakışlarını üstümde hissediyordum. Yabancı olduğum bir duygu değildi ama ilk defa bu kadar beklenti doluydu.
Nikâh memuru masanın başına geçmiş konuşmasına başlamadan önce yakasını düzeltiyordu. Şahitlerimiz ise Eda ve Serkan'dı. Herşey hazırlanmış her detay düşünülmüştü. Sessizliği bozan alkış seslerinden sonra nikâh memuru girdi söze. Klasik karşılama konuşmasını yaptıktan sonra bize döndü.
"Sayın Ateş Akdoğan iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, savaşta ve barışta, gündüzde ve gecede birbirinizi seveceğinize, koruyacağınıza söz verip sayın Eliz Kıraç'ı eşiniz olarak kabul ediyormusunuz?"
Bütün salonun duyabileceği gür sesiyle "Evet." diye bağırdı. Nefesimi tuttum.
"Sayın Eliz Kıraç peki ya siz Ateş Akdoğan'ı eşiniz olarak kabul ediyormusunuz."
Hür ve özgür iradem hayır desede, "Evet." diye bağırdım salonun içinde yankılanan sesimle.
Şahitlere onaylamaları için soru yönelttiğinde ikiside aynı anda "Şahitlik ediyoruz ve mutluluklar diliyoruz." demişlerdi.
Tüm salonun gözleri tekrar bize çevrildiğinde Ateş vücudunu bana çevirdi. Aynı şekilde ona döndüğümde kısa bir an için izin istediğini anlamıştım. Ona doğru yüzümü yaklaştırdığımda sıcak teniyle yüzümün avcunun içine aldı. Dudakları dudaklarıma değdiğinde hiç tatmadığım bir his oluştu içimde. Zamanın durduğunu düşünmeye başladığım o anda ayrıldık birbirimizden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz
General FictionBu sefer belindeki kemerini çıkarmaya başladı.Başımı iki yana sallayıp yalvaran gözlerle ona bakıyordum kıpkırmızı olmuştu gözlerim. -"Dur...yapma." Kemerini eline alıp çenemde gezdirdi ucunu.Yüzümü ona dönmedim. -"Yalvar."dedi bağırarak. ... "Tek k...