Hello nassınız iyisinizdir inşallah ben dün hiç iyi değildim biraz uyudum da kendime geldim vallaha insanın evi gibi yok evim dışında kaldığımda uyuyamıyorum iki günde hasta oldum. Bu akraba bile olsa benim için çok zor başka bir yerde kalmak direkt rahatsızlanıyorum şaka gibi ama kötü de.
Neyse yorum yaparsanız sevinirim.
***
Beyaz kenarı düğme detaylı dar pantolonumun üzerine beyaz sarı düğmeleri olan ceketimi giymiştim beyaz topuklu ayakkabılarımı da giydiğimde saçlarımı düzleştirdim ve siyah güneş gözlüklerimi takıp beyaz siyah el çantamı aldım. Saçlarımı son bir defa ayanda düzelttiğimde sözleşmemin çantamın içinde olup olmadığını kontrol ettim ve dışarıya ilerledim. Evden ayrıldığımda sessizce kapıyı örtmüştüm annem en son bıraktığımda uyuyordu onu uyandırmak istememiştim. Dışarıya çıktığımda hızlı adımlarla rezidansın otoparkına indim ve akşam bıraktığım arabayı aldım. Bindiğimde geç kalmadan sürmeye başladım.
Onunla ilk tanıştığımız cafe'ye oturdum onu bekleyene kadar bir şeyler atıştırmaya karar verdiğimde garsonu çağırdım. "Bir kremasız ve şekersiz filtre kahve yanına da şu bademli kurabiyelerden."dediğimde kafasını sallayıp not almış ve uzaklaşmıştı. Kısa sürede istediklerimi getirdiğinde daha ilk buluşmadan geç kalmasına saniyeler kalan Zafir Atabeyi bekliyordum. Kahvemden bir yudum alırken bir ısırık da kurabiyemden almıştım. Tam geç kalacağına inanmıştım ki karşımdaki sandalye çekildi ve Zafir karşıma oturdu.
"Selam."hafifçe güldüğünde konuşmaya devam etti. "Avukatın şekerli şeylerden hoşlanmaz demişti."dedi kurabiyeme bakarken ve bana elindeki gül buketini uzattı tamam en azından papatya değil. Kurabiyeme uzadığında elini tuttum.
"Kurabiye şekersiz diyet kurabiyesi."elini bıraktığımda avucuna bir tane kurabiye koyup denemesi için işaret ettim. Ağzına alıp çiğnemeye başladığında beğendiğine dair mırıltılar çıkardı ve kafasını salladı.
"Peki ağzınızın tadını ve sağlığınız için yararlı şeyleri biliyorsunuz harika. Anlaşmaya gelirsek sözleşmeyi yanımda getirdim umarım size uyar."
"Yanımda bende bir sözleşme getirdim."dediğimde kaşları çatılmıştı.
"Ne sözleşmesi?"
"Gizlilik sözleşmesi."
"Gizlilik sözleşmesi derken?"yarım ağız güldüğünde ben hiç gülmüyordum.
"Bas baya gizlilik sözleşmesi işte. Hiçbir baskıda hiçbir gazetede hiçbir internet sitesinde hiçbir haberde bana veya aileme dair hiçbir resim ya da bilgi olmayacağına ve kimliğimin yayın evindeki belirli kişiler arasında sınırlı kalacağına dair bir gizlilik sözleşmesi. Bu sözleşmeye uyulmadığı taktirde kitapların basımının duracağına ve hiç birinin yayınlanmayacağı aksi durumunda ödenecek tazminat bedeli de orada."çantamdaki katlanmış sözleşmeyi çıkartıp ona uzattım oda bana kendi sözleşmesini uzattı. Klasik yayın evi sözleşmesine kısa bir bakış attım maddeleri hızlıca okuyup dosyayı masaya bıraktım ve bir kalem çıkartıp bekledim. "Siz onu imzalarsanız bende bunu imzalayıp yatırımcımla hemen konuşacağım."
"Bir dakika."sözleşmeye biraz daha baktığında bana döndü. "O halde kitabın tanıtımını reklamını nasıl yapacağız?"dediğinde hafifçe gülümsedim.
"Adım bunu yapmaya yeter."
"Peki."
"O halde imzaları atalım."ikimizde önümüzdeki dosyaları imzaladığımızda işlem tamamlanmıştı. Ben gizlilik sözleşmesinin bir kopyasını da onda bırakmıştım. Telefonumu elime aldığımda Savaşa ve Alyaya mesaj attım işlemin tamamlandığıyla ilgili. Biraz daha cafe de takılmaya karar verdiğimde Zafir telefonuna düşen art arda bildirimlerle hızlıca telefonunu açıp sosyal medyaya girmişti ne göreceğini iyi biliyordum çünkü Alya çoktan hesabımın ikinci kullanıcısı olarak Alfa yayınları ile anlaştığımızı paylaşmıştı Savaş da yatırımcı olarak banka hesabına parayı geçmişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI +18
Chick-Lit"Zade nerede?"onu itip odadan çıktığımda koridor boyunca Zadeyi aramaya başlamıştım tedirgin olmuştum. Onu ararken aralık kapıdaki Zadeyi gördüm arkası dönük birisiyle konuşuyordu titreyerek ona doğru yaklaşırken telefon konuşmalarına şahit olmak ak...