Lars mezardan destek alıp kalktı. "Döneceğim baba ve döndüğümde bu sefer buradan beraber çıkacağız."
Arkasını dönüp hızla ilerlemeye başladığında arkasından gelen bir hışırtı duydu. Dönüp baktığında hiç bir şey görmemesine rağmen yine de gerilmişti. Düşüncelerini savurup atmak istercesine başını iki yanına salladı. Aynı küçük kardeşi Faye ağlarken Kendra'nın da başını sallaması gibi.Faye artık hıçkırmıyordu. Hatta ağlarken ses bile çıkaramıyordu. Sadece Nenet'in ona oyduğu tahta atı ahşap zeminde şaha kaldırırken gözlerindeki minik yaşlar yere yuvarlanıyordu. Derin bir nefes alıp, geri bıraktı Kendra. "En acılı ağlama sessizce olandır." Diye düşündü. Haklıydı da. Sessizce ağlayanlarda insanları acındırma isteği yoktur, sinir yoktur sadece saf acı vardır. Seslerini çıkaramayacak kadar acı. Ve bunu göstermek istemedikleri için sessiz kalırlar o ağlayanlar.
Kendra, Faye'in yatağının yanında duran oyuncaklardan bir tane at alıp, kardeşinin yanına oturdu. Elleriyle göz yaşlarını silen Faye gülümseyerek ablasına baktı:
- Benimle mi oynayacaksın?
- Neden olmasın?
- Teşekkür ederim Keny.Kendra gülümseyip Faye'i öptükten sonra sesini değiştirdi ve elindeki atı seslendirmeye başladı. "Hadi Faye! Dağlara koşalım! Hadi!"
Faye kıkırdayıp atını hayali bir yolda koşturduktan sonra dağ olarak hayal ettiği yatağına çıkardı. "Önce ben geldim Kendra! Çok yavaşsın."
Onlar gülüşürken odaya Nenet üzerinde beyaz renkli bir elbiseyle içeri girdi. İki kız kardeşi de ona döndüğünde gülümseyerek etrafına döndü. "Nasıl olmuşum?"
Faye atını tekrar şaha kaldırıp, kişneme sesi çıkartırken ekledi, "Prenses gibi!"Nenet odadaki kardeşlerinden de onay aldıktan sonra onları oyun oynamaları için yalnız bırakıp aşağı indi. Üzerine başlıklı, kırmızı kadifeden bir pelerin aldıktan sonra Daralis'e seslendi. "Anne ben çıkıyorum. Birazdan dönerim."
Cevabı beklemeden kapıyı açtı. Tam çıkacaktı ki biriyle çarpıştı.Korkuyla kim olduğuna baktığında karşısında duran Lars'ı görüp rahatlamışçasına nefesini serbest bıraktı. Abisi nereye gittiğini soruğunda aceleyle anlattı sonra kolundan çektip kendine yaklaştırdığında kulağına fısıldadı. "Faye'in yanına git. Sana ihtiyacı var."
Lars kafası karışmış bir şekilde bakarken Nenet yanından geçip gitti.
Hızla meydana ilerliyordu. İnsanlar onu Lord Walter'la gördüklerinde konuşacaklardı tabi fakat bunu pek takmıyordu. "Her halde ailemiz hakkında konuşulan en akıl alır şey olur." Diye düşünürken bir el kolundan tutup onu sağ taraftaki iki ev arasında kalan karanşık dar yola çekti.
Birden kendini Lord'un kollarında bulan Nenet nefeslerinin çarpması üzerine kızarıp bir adım geri çekildi.
Walter kaygılı bir gülümsemeyle Nenet'e baktı:
- Seni korkuttum mu?
- Şey... Hayır. Sadece sizi gördüğüme sevindim Lordum.
- Bende öyle fakat artık bana Lord demeni istemiyorum Nenet. Sadece Walter.İkiside gülümsediğinde Nenet başını sallayıp tekrar etti. "Sadece Walter."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wicca
Fantasy''Bakireler hazır.'' yutkundu ve devam etti ''Tam 10 kız bulabildim.'' ''10 mu?'' Diye bağırdı Faye. ''Dalga mi geçiyorsun dönüştüreceğimiz 15 kişi var ve bundan çok daha fazla kana ihtiyacımız olacak.'' ''Daha fazlası çok tehlikeli Faye. Bu kadar...