Nenet büyük salonun içinde, sesini bütün şatoya yayacak kadar yüksek bir sesle bağırıyordu.
''Kaç yaşında olduğumun farkında mısınız? İlla bu evden biri evlenecekse bu Amadore olmalı! Ben değil!''
Amadore tam ağzını açıp itiraz edecekken, Daralis öfkesine engel olamadan çıkıştı:
-Amadore'u değil seni beğendiler Nenet! Bunun ne kadar büyük bir fırsat olduğunu görmüyor musun? Gözünü aç ve etrafına bak. Zenginlik içinde yoksulluk yaşıyoruz. Senin için yaptıklarımdan sonra bunu bana borçlusun! Ailemizin saygınlığı bundan sonra sana bağlı.
-Saygınlığınız batsın! Yıllardır saygınlıkla kafayı bozdun! Hangi saygınlıktan bahsediyorsun? Kanlı kontesten mi? Herkes arkamızdan konuşuyor anne! İnsanların bakış açıları belli! Bize soylu gözüyle bakmıyorlar farkında değil misin? Kontes olman kimsenin umurunda değil! Bize baktıklarında gördükleri şeyler sadece kanları boşaltılmış ölü bakire kadınlar! Bu saygınlıktan mı bahsediyorsun cevap versene!
-Bunlar sadece birer efsane... O küçücük çocuk aklının bunlara inanması çok normal tabi ama bunlar doğru değiller!
-O zaman neden o kadar insan öldürüldü anne? Neden söylesene!
-Sana sadece şu kadarını söyleyebilirim Nenet: insanlar konuşurlar. Kötülemek istediklerini kötülerler, işlerine gelenleri ise överek baş tacı haline getirirler. Kontes çok saygın bir kadındı. Hayatının, şuan da bizim yaşadıklarımızla alakası bile yoktu. Ona sadık bir kocası ve hizmetkârları vardı. Olanların nedeni kıskançlık ve bu kindar duygu yüzünden atılan yüzlerce iftira... Hem ne olursa olsun bu ailene karşı aldığın sorumlulukları değiştiremez! Sana son kez söylüyorum. Yarın akşam o yemeğe gidilecek ve eğer bu sefil hayattan kurtulmamızın yolu senin evlenmen ise, bunu yapacaksın. İsteyerek ya da istemeyerek!
Nenet ne kadar kendini zorlasa da, ona ihanet edip dolan gözleri bu sefer cevap vermesini engelledi çünkü dudaklarını araladığı anda dökülen şeyler sözcükler değil hıçkırıklar olacaktı. Son bir kez annesinin sinirle bakan gözlerinin içine odaklandı. Belki bir umut ışığı görmek içindi bu yaptığı, belki de annesi acısını görüp vazgeçsin diyeydi. Fakat işe yaramadı. Anlaşılan o sıcak bakışları annesinin buzdan kalbine erişememişti...
Nenet annesi ona bakarken durumu şöyle bir gözden geçirdi. Zaten her zaman biliyordu eninde sonunda bu günün geleceğini.. Sadece beklediğinden biraz hızlı olmuştu ya da zamansız. Henüz babası öleli iki ay olmuş ve daha yeni yeni toparlanmaya çalışırken, Nenet'in destek aldığı tek şey ailesiydi. Şuan da evlenirse kim bilir bir daha ne zaman görürdü ailesini...
Belki de annesi haklıydı. Bencillik yapıyordu. Ailesini rahata kavuşturabilecekken o suda çırpınan bir adamın kendisine uzanan yardım elini de suyun altına batırmaya çalıştığı gibi ailesini yoksulluğa çekiyordu. Tabi ki olanların suçlusu Nenet değildi. Fakat düzeltme şansı varken, bu şansını kullanmazsa işte o zaman suçlu olacağının da farkındaydı.
Gözyaşlarını daha fazla tutamayacağını fark ettiği anda arkasını dönüp hızla odasına koşarken çift yumurta ikizi olan kardeşi Kendra da onun peşinden çıktı. Gün içinde ki tartışmalar yüzünden yorgun düşen aile üyeleri şatonun ayrı yerlerine dağılmışlardı.
Ertesi sabah Nenet kız kardeşleri ve annesiyle odasındayken, Lars ve Kaspar bahçedeki yabani otları söküyorlardı. Kaspar alçak bir sesle korkarak da olsa konuyu tekrar açtı:
-Lars.
-Efendim ufaklık?
-Kitabı hiç açmayacak mıyız?
-Sanmıyorum.
-Neden?
-Cehalet mutluluktur Kaspar. Ya içini açtıktan sonra pişman olacağımız bir şey öğrenirsek ne olur hiç düşündün mü? Hem o kitap çok güçlü. Daha önce gölgeler kitaplarıyla ilgili bir çok şey duydum. Bazılarında lanet bile olabiliyor. Şuan öyle kalması hepimiz için daha iyi olacaktır emin ol.
Kaspar korkuyla açılan gözlerini Lars'ın üzerine sabitleyip başını onaylar bir biçimde salladı. ''O kitabı hiç açmayalım tamam mı Lars?''
Lars içten bir şekilde kahkaha atıp önünde ki otlara geri döndü.
Lars ve Kaspar'ın gülüşmelerini izleyen Amadore iç geçirdi. Hala Lars'a sinirli olmasına rağmen, mutlu oluşu onu sevindirmişti. Bakışlarını odaya döndürdüğünde annesi hala Nenet'e yemekte giyebileceği elbiseleri gösteriyordu. Nenet elbiselerin hiç birine bakmadan öylesine parmağını kaldırıp rastgele bir elbise seçti. Daralis elbiseyi kızına uzatıp giymesini işaret etti. Kızı iste elbiseyi alıp yavaşça paravanın arkasına geçti. Sanki ne kadar yavaş hareket ederse başına gelecekler o kadar erteleniyormuş gibi düşünüyordu.
Seçtiği elbiseyi, giyindikten sonra inceleyen Nenet elbiseyi gerçekten sevmişti. Belini çevreleyen korse ona daha zarif bir görünüm verirken bacaklarına kadar kapatan sarı kumaş ona çok yakışmıştı. Çekinerek paravanın arkasından çıkıp odanın ortasına yürüdü. Amadore kardeşinin güzelliğine baka bakmıştı. ''Harika görünüyorsun!''
Birkaç saat sonra ailenin bütün üyeleri Kont tarafından gönderilen atlı arabaya oturmuş ve şatoya varmayı bekliyorlardı. Aslında Daralis bu yemeği bütün aile fertleri için uygun görmemişti. Reddettiği oğullarını her ne kadar bugün orada görmek istemese de sırf düzgün bir aile profili çizebilmek için yanında götürüyordu. Bunu düşünüp dişlerini sıktı. Her şeyi mahvedecekleri düşüncesinden kendini alamıyordu.
Daralis bunu düşünürken at arabasının yavaşladığını fark etti. Arabadan indikleri gibi yanlarına gelen hizmetkârlar Barthony ailesine büyük yemek salonuna kadar eşlik ederlerken, Lars evi inceliyordu. Ev çok gösterişliydi, hatta belki biraz fazla gösterişli... Her yerde semboller vardı. Duvarlarda, masalarda hatta bazı tablolarda... Bu sembol Lars'a çok tanıdık geliyordu. Gözlerini kapattı ve sembolü nereden hatırladığını düşünmeye çalıştı. Hatırladığında ise gözleri sanki biri etine bıçak batırmışçasına aniden fal taşı gibi tekrardan açıldı.
Gördüğü semboller kitabın üzerindeki sembolün aynısıydı.........
Hikaye bu bölümden sonra gittikçe hız kazanmaya, gizemler açığa çıkmaya başlayacak.
Okumaya devam edin, daha yeni başlıyoruz :)
▲arni▼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wicca
Fantasy''Bakireler hazır.'' yutkundu ve devam etti ''Tam 10 kız bulabildim.'' ''10 mu?'' Diye bağırdı Faye. ''Dalga mi geçiyorsun dönüştüreceğimiz 15 kişi var ve bundan çok daha fazla kana ihtiyacımız olacak.'' ''Daha fazlası çok tehlikeli Faye. Bu kadar...