3.Bölüm

4.9K 405 67
                                    

YN: Bu hikayeyi kendime yazıyor gibi hissediyorum. Beğenmediniz mi yoksa? Lütfen bölümle ilgili ne düşündüğünüzü açıkça yorumlarınızda yazın. böylelikle bende daha şevkle yazabileyim. Teşekkürler...









Lu Han bütün ciddiyetiyle Sehun'un gözlerinin içine baktı. Bakışlarından ne hissettiğini anlamaya çalışıyordu. Sehun onun bu huyunu iyi bildiğinden, derin bir nefes alarak başını salladı.

"Siz ciddi misiniz Bay Oh? Onu sizin sekreter açığınızı kapatabilmek adına işe aldık. Yani ev için donanımının uygun olduğundan emin değilim."

Sehun onun endişesinin sebebini biliyordu. Bu yüzdendir ki onu ikna etmeye çok hevesliydi.

"Biliyorum, bunun elbette ki bende farkındayım. Endişeni de anlıyorum bu yüzden sadece benim ihtiyaçlarımı karşılayacak. Yani kahvaltımla, kıyafetlerimle hatta banyomun suyunun sıcaklığı ile bile o ilgilenecek. "

Lu Han duyduğu şey yüzünden şaşkınlıkla Sehun'un yüzüne bakıyordu.

"Yani onu eve yatılı mı işe alacaksınız? Ama bunu kabul edeceğini nereden çıkartıyorsunuz? Belki böyle bir iş için uygun olmadığını söyleyecek size."

Sehun, gözlerini Lu Han'ın gözlerinin içine dikip hafifçe kıstı. Lu Han'ın farkında olmadan verdiği tepkiler yüzünden bazı zamanlar onu birçok zor durumdan kurtarmıştı. Şimdi ise yine endişesi tavan yapmıştı.

"Lu Han... Endişenin kaynağı benim onu eve yatılı olarak istemem mi? Yoksa Shixun'un vereceği tepki mi?"

Lu Han, bu soruyla kulaklarına kadar kızarmıştı. Sesli bir şekilde yutkundu. Her seferinde Sehun'a bu şekilde yakalanmaktan nefret ediyordu.

"H-Hayır tabi ki bunu da nereden çıkartınız. Hem şu an da daha büyük bir problemimiz yok mu?"

Sehun onun Taeyeon'un ölümünden bahsettiğini biliyordu. Bu konuda ne yapması gerektiğini henüz kararlaştırmamıştı. Sakin kafayla düşünmek için zamana ihtiyacı vardı.

"Bu konuda şu an yapabileceğimiz bir şey yok. O yüzden benden herhangi bir talimat almadıkça hiçbir şey yapma lütfen."

"Peki, Bay Oh. Bay Kim'e durumu siz mi açıklarsınız yoksa ben kendisiyle uygun bir dille konuşayım mı?"

Sehun yarım bir tebessümle ve gözleri parlayarak Lu Han'a baktı.

"Senin açıklaman daha uygun olacaktır."

Lu Han aldığı onayla izin isteyerek Sehun'un odasından çıktı. O sırada Kai dinleme cihazının vericisine bağlı kulaklıktan içeride konuşulanların hepsini dinlemişti. Şaşkınlıktan ağzı bir karış açık vaziyette ileriye doğru boş bir şekilde bakıyordu.

Lu Han'ın geldiğini bile henüz fark etmemişti. Duyduklarından çıkarım yapabilmek için zihninin içinde düşüncelerine gömülmüştü.

Lu Han'ın öksürmesi ile hemen kulaklığını çıkartarak ayağa kalktı. Yakalandığını düşündüğü için hafif bir panik duygusu tüm bedenini sarmıştı.

"İyi misiniz Bay Kim? Fazla dalmışsınız gelişimle sizi korkuttum sanırım."

Kai mesleğinin gerektirdiği soğukkanlılığı saniyelik zaman diliminde geri kazanırken, açık vermemek adına sevimli bir şekilde kendisine gülümsedi.

"Hayır, tabi ki beni korkutmadınız. Sadece dalmışım. Lütfen kusuruma bakmayın... Bu arada bir şey mi istemiştiniz?"

Lu Han onun masasının karşısında bulunan koltuklardan birine oturdu. Önce söze nereden başlayacağını bilemedi. Yine de alacağı tepkiye hazırlıklı olarak söze girdi.

TWINSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin