TWINS

11. Bölüm

***************

YN: Öncelikle İlham Perim  Sekaisejong'a (Namı diğer Kkamjong) (Sultanım, biricik meleğim benim) bölümü yazmamdaki yardımları için, (bu bölümü benimle birlikte yazdı.) Dost sandıklarımın aksine beni sahiplenip koruduğun ve sevdiğin için, her daim desteğin için çok ama çok teşekkür ederim. 

Sen başıma gelen en güzel şeysin ve çok seviliyorsun. <3 <3 <3 

***************

Kai vurulduğundan beri yaklaşık bir haftadır, Sehun'un özel ilgisine maruz kalıyordu. Daha öncesinde hiç kimsenin, buna kendi ailesi de dâhil kendisiyle böyle ilgilendiğini hatırlamıyordu.

Kendi yemeğini kendisi yiyebileceği halde Sehun buna bile müsaade etmiyor, her seferinde gözlerinin içine derince bakarak yemeğini sessizce yediriyordu.

Kai'nin bundan şikâyeti elbette ki yoktu. O sadece böylesi bir ilgiye alışık değildi. Ve işin ilginci buna hızlı bir şekilde alışmaya da başlamıştı.

Doktor ona taburcu olacağını söylediğinde, Sehun ile aralarındaki bu garip durumun bitmesine sevinmişti. Çünkü her seferinde ona bu kadar yakınken kendisini dizginlemekte oldukça zorlanıyordu.

İşin şaşırtıcı tarafı bu zaman zarfında aralarında doğru düzgün bir konuşma bile geçmemişti. Kai ne zaman Sehun'a vurulması ile ilgili bir şey sormak istese Sehun gözlerini Kai'nin yüzüne dikip ifadesiz bir şekilde kendisine bakıyordu.

Kai bunu konuşmak istememesine ya da açıklama yapmaktan kaçınmasına yoruyordu.

Chanyeol, o yalnızken birkaç kez kendisini ziyarete gelmişti. Hem yaşadıklarına ilişkin sorular sormuş, hem de bilgi alışverişinde bulunmuşlardı.

Kai ondan öğrendikleriyle giderek Oh Sehun hakkında bilinmeyen şeyleri daha çok irdelemek ve ortaya çıkarmak istiyordu. Fakat vurulmasıyla birlikte Sehun'a olan merakı sadece bununla da sınırlı değildi.

Onunla ilgili bilmek istediği başka şeyler de vardı. Mesela nasıl öpüştüğü, nasıl seviştiği ve en önemlisi de çıplak iken nasıl göründüğü gibi düşünceler dolanmaya başlamıştı kafasının içinde. Üstelik buna engel olamıyordu.

Belki de onunla ilgili bir haber yapma fikrinden uzak durmalıydı. Holding'den ve o evden ayrılmalıydı. Eğer bunu yapmazsa ona daha da çok kapılmaktan, kendi kimliğinin ortaya çıkmasından çekiniyordu.

Arabada Sehun ile sessizlik içinde yolculuk ederlerken sürekli olarak bunları düşünüyordu.

Kafası fazlasıyla karışıktı. Siwon o hastanedeyken gizlice yanına gelip onu ziyaret etmiş ve bu olayla ilgili kendisinden büyük bir makale beklediğini açık açık söylemişti.

Peki, bunu nasıl yapacaktı? Bir yanı sürücü koltuğunda düşünceli bir şekilde araba süren bu adama karşı yoğun ve karmaşık şeyler hissederken, bir yanı ise her şeye rağmen gerçek mesleğini es geçmemesi gerektiğini ve bunun için çok çalıştığını hatırlatıyordu.

Evin önüne geldiklerinde Sehun bir süre hiçbir şey söylemeden öylece durup ona baktı. Kai onun bir şeyler söylemek için hazırlandığını anladı.

"Jongin-si, benim 10 günlüğüne Çin'e gitmem gerekiyor. Bu nedenle seninle kalması için bir koruma ayarladım. İyice iyileşene kadar ofise gitmene de gerek yok. Lu Han diğer işlerle zaten ilgilenecek, bu yüzden sen sadece dinlen ve iyice iyileşmene bak."

Kai şaşırmıştı. Bir anlığına Sehun'un kendisinden uzaklaşmaya çalıştığını düşündü. Daha sonra bu düşüncesi onun kendisine tatlı bir tebessüm etmesiyle kayboldu.