YN: Medyadaya ki Sun Xing...
Avını büyük bir şevkle bekleyen avcı, nihayet beklediği ödüle kavuşmak üzereydi. Saklandığı yerden karanlık evin içinde daha fazla beklemesine gerek kalmadan, evin kapısının açıldığını ve içeriye birinin girdiğini duydu.
Yüzüne o anlık karanlık bir gülüş yayılırken, elindeki keskinliğinden daha önce de emin olduğu can yoldaşı bıçağının sapını sert ama emin bir şekilde kavradı.
Onun koridordan geçmesini beklemiş ve av kendi ayaklarıyla avcının inine girmişti.
Sun Xing seri, bir o kadar da kıvrak hareketlerle avına arkasından yaklaştı ve önce karnına sapladığı bıçağı hırsla çıkartıp, aynı hızla boğaz çizgisinin üzerinden geçirerek oldukça yoğun kırmızılıkta büyük bir iz bıraktı.
Kurbanı ne olduğunu anlamamış ve saniyeler içinde hırıltılı sesler çıkartarak yere yığılmış ve son nefesini vermişti.
Sun Xing yaptığı işin keyfini sürmek için cebindeki küçük feneri çıkarttı ve cep telefonunun kamerasını açtı.
Böylelikle bu anı sonsuza kadar ölümsüzleştirmiş olacaktı.
Feneri açar açmaz hemen yerde kıpırdamadan yatan cansız kurbanına doğrulttu. Yüz ifadesi saniyeler içinde yerini öfkeye bırakırken, evin içindeki her şeyi parçalamaya başladı.
O kadar sinirlenmiş ve o kadar hiddetlenmişti ki evin odalarını birer birer dolaşarak her şeyi dağıttı. Bu da yetmezmiş gibi hırsını alamamış ve sırt çantasında getirdiği çabuk alev alan sıvı bir maddeyi evin her yerine dökmüştü.
En sonunda kurbanın yanına gelip son bir kez nefretle baktı ve aynı maddeden onun üzerine dökerek evi ceset ile birlikte ateşe verdi.
Arkasına dahi bile bakmadan oradan hızla uzaklaştı.
Arabasının direksiyonuna geçip bir süre kendisini sakinleştirmeye çalıştı fakat ne kadar denerse denesin başarılı olamamıştı.
En sonunda tüm hırsını önündeki direksiyondan çıkartmak istermiş gibi sertçe birkaç kez vurdu.
Tüm bunların sorumlusu Oh Sehun iken, nasıl oluyor da hep elinden bir şekilde kurtuluyordu bilmiyordu.
Yaptığı tüm planlar, buna suikast planı da dâhil hepsi suya düşmüştü. Gerçi son öldürdüğü kişinin kimliğini öğrendiğinde Oh Sehun'un yüzünün alacağı hâli de merak etmiyor değildi.
Ona olabildiğince acı çektirmeye and içmiş ve kendi kendine bir söz vermişti.
Belki de herkesin Oh Sehun'un aslında kim olduğunu ve nasıl biri olduğunu öğrenmesinin vakti gelmişti.
Bunun içinde son kozunu kullanacaktı. Böylelikle hiçbir şekilde elinden kurtulamayacaktı.
Arabasını çalıştırarak olay mahallinden uzaklaştı.
Flashback...
20 Yıl Önce... Çin... Hong Kong
Zhang Yimou Çin'in ileri gelen en güçlü Mafya patronlarından biriydi. İnanılmaz yeraltı suç ağı şebekesi ile yıllarca güç içinde yaşamıştı.
Herkes ondan korkuyor ve elbette korkuyla elde edilmiş olmasına karşın saygı duyuyorlardı.
İnsafı ya da merhameti yoktu. Artık yaşlandığını hissedip, yerini tek oğluna bırakmak istediğinde, işler hiç olmadığı kadar farklı bir şekilde gelişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TWINS
Fanficİdealist bir Gazeteci, Bir Holding Patronu, Bir Asistan, Bir Mirasyedi. "Bana ucuz bir sürtükmüşüm gibi davranmaktan vazgeç!" Genç adamın ifadesi saniyeler içerisinde değişmişti. Gözlerinde tanımlanması güç bir bakış vardı. Ve gözlerinin derinlikler...
