TWINS

7.Bölüm

Kai yolculuk boyunca Sehun'u sessizce izlemişti. Bu adamın yaptığı her davranış, ona şaşırtmaktan fazlasını yapıyordu. Sehun adaya gelene kadar bir kez olsun bile konuşmamıştı. Arada Kai'ye kaçamak bakışlar atıyor sonra hiçbir şey olmamış gibi denizi seyrediyordu.

Kai bu adamın sandığından daha gizemli olduğunu fark etmişti. İkiz kardeşi ve Lu Han ile arasında ki ilişki ise tanımlayacak olursa fazlasıyla garipti.

Onlarla çalışmaya başlayalı en fazla bir gün olmasına karşın, tuhaf şeylerle karşılaşma konusunda çok beklemesine gerek kalmamıştı.

Henüz öldürülen sekreterle ilgili onlarla bağdaştırabileceği bir ipucu bulamasa da, bir şeyler gizledikleri de açıktı.

Kai en iyisinin bekleyerek görmek olduğuna karar verdi. Uyum sağlayacak ve adaya varır varmaz Chanyeol'ü ve Siwon'u arayarak durumdan haberdar edecekti.

Adaya vardıklarında Sehun ve Kai tekrar arabaya bindi. Kai nereye gittiklerini gerçekten merak ediyordu. Çünkü otellerin olduğu yola girmek yerine, daha tenha bir yoldan gitmeye başlamışlardı. Kai tedirginliğini gizlemesi gerektiğini biliyordu. Yine de Sehun bunu hissetmiş gibi hiçbir şey söylemeden Kai'ye yan bir bakış attı.

"Burada kendi evimiz var. Ne zaman kafa dinlemek istesek buraya geliriz. Normalde Shixun haber vermeden buraya gelmezdi. Onun için endişeleneceğimi biliyor. "

Kai bir şey söylemeden başarısız ve tedirgin bir gülümseme ile ona karşılık verdi.

Yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuktan sonra, sahile yakın bir tepenin üzerinde oldukça güzel ve büyük beyaz bir evin önünde durdular.

Sehun arabadan çıkıp Kai'nin de çıkmasını bekledi. Kai hayranlıkla etrafına ve eve baktı. Gerçekten de kelimenin tam anlamıyla muhteşem bir kafa dinleme yeriydi.

"Jongin-si sen eve geç ben birazdan geleceğim. Muhtemelen Lu Han bizden önce gelmiştir."

Kai sadece başını sallamakla yetindi. Sehun'un evden uzaklaşarak, aşağıya plaj yoluna inildiğini tahmin ettiği merdivenlere yönelmesini izledi.

Birkaç dakika orada öylece dikildi. Derin bir nefes alarak evin zilini çaldı. Neyse ki fazla beklemesine gerek kalmadan yarım bir tebessümle Lu Han kendisine kapıyı açmıştı.

"Tam zamanında geldiniz yemek birazdan hazır olur."

Kai başıyla Lu Han'ı selamladı ve onun geri çekilerek içeri geçmesi için yol vermesiyle eve adımını attı.

Lu Han o içeri geçer geçmez kollarını göğsünde bağladı. Gözleri hafifçe dolmuş ve hüzünle Sehun'un gittiğini tahmin ettiği merdivenli yola içini çekerek bakmıştı.

1 Saat Önce...

Lu Han, Sehun ve Kai'nin gidişiyle Shixun için küçük bir çanta hazırlamış ve uçak için yer ayırtmıştı. Kendisi ve Sehun içinde küçük bir çanta hazırlayarak, daha fazla beklemeden havaalanına gitmek için yola çıktı.

Ada'ya geldiğinde onu çoktan bir taksi bekliyordu. Eve vardığında Shixun'un plaja indiğini görmüştü. Taksiciye parasını vererek yollarken, çantaları alıp kendi yedek anahtarıyla kapıyı açarak, içeriye kapının girişine bıraktı.

Çok geçmeden Shixun'un peşinden plaja inmişti. Onun tişörtünü çıkartarak suya girdiğini görünce ona seslendi. Çoktan beline kadar suya gömülmüştü.