14.Bölüm

4K 284 64
                                    

Sehun ilk uyandığında bulunduğu pozisyon nedeniyle gülümsemesine engel olamamıştı. Jongin tıpkı bir bebek kuala gibi sıkı sıkı kendisine sarılmış minik horultular çıkartarak uyuyordu. Sehun her ne kadar pozisyonu bozmaya istekli olmasa da, sırf Jongin kendisini uyandığında garip hissetmesin diye kucağında Jongin ile koltukta doğruldu.

Jongin, Sehun'un aletinin hâlâ içinde olmasının verdiği dolulukla hafifçe inledi. Fakat uyanmamıştı. Kollarını Sehun'un boynuna dolayarak başını onun omzuna iyice yerleştirdi.

Sehun onun uyurken ki bu çocuksu hallerine alışabileceğini düşündü. Gerçekten de çok güzel görünüyordu.

Buğday rengi pürüzsüz teni, dolgun ve yarı büzülmüş dudakları, dağılmış saçları, baş döndüren kokusuyla Sehun'un şimdiye kadar sahip olduğu tüm erkeklerden çok daha şahane ve güzeldi.

Onu ilk gördüğünde, aralarında oluşan elektriğin elbette ki farkındaydı. Belki de bu yüzden ona kapılmaktan kendisini alamamıştı. Bunun için mücadele ettiğini bile hatırlamıyordu. Bu etkiden kurtulmak istememişti.

Şimdi kollarında uyuyan bu güzel varlığın, uyandığında kendisine farklı davranmamasını umut ediyordu.

Dün gece aralarındaki ilişkinin, alkolün de etkisiyle şehvete ve tutkuya dönüştüğünü bilse de, hisleri ona ilk temastan itibaren bunun daha derin ve daha yoğun bir şeylerin işareti olduğunu söylemişti.

Bundan kesinlikle pişmanlık duymuyordu. Jongin'in tadıyla mest olurken, tek düşünebildiği onu tüm hücrelerine kadar hissetmekti.

Şu andan itibaren onun kendisinden hiçbir suretle uzaklaşmasına izin vermeyecekti.

Bu yüzden Jongin'in içinden yavaşça çıktı ve hem kendi önünü hem de Jongin'in önünü iyice kapatıp bağladı. Jongin bunlara rağmen uyumaya devam ediyordu.

Sehun, başını kendisinin omzuna yaslamış olan sekreterinin yüzüne uzun uzun baktı. Yüzündeki tebessüme engel olamayarak Jongin'i yanağından öptü ve onu hafifçe çevirerek gelin tarzı kucakladı.

Merdivenlerden aşağı inerken Lu Han ve Shixun ile karşılaşmayı beklemediği için birazcık şaşırmıştı.

"Sizin bu saatte evde ne işiniz var?"

Lu Han bir Sehun'un kucağında uyuyan Jongin'e bir Sehun'a bakıyordu. Kaşları şüpheyle kalktı. Gözlerini Sehun'un gözlerinin içine dikerek yarım bir tebessümle arkadaşına gülümsedi.

"Anlaşılan yemekten başka şeyler yenmiş, aşağıda."

Shixun ikizinin bulunduğu duruma kıkırdarken arkasından kendisine sarılan Lu Han'ın kollarını tutarak onlara bakıyordu.

"Yemek odasında resmen savaş çıkmış gibi. Aslında Jongin'in yemek ile ilgili endişe etmesine hiç gerek yokmuş. Onu çok yormuş olmalısın ki bunca sese rağmen hâlâ horul horul uyuyor."

Sehun'un zaten fark edip gördükleri şeyi inkâr etmeye niyeti yoktu. O yüzden ikizinin söylediği ile gülerken diğerleri de kendisine katılmıştı. Bir şey söylemeden Jongin'i kendi odasına götürdü ve yatağına yavaşça bıraktı. Üzerini örttükten sonra odadan çıkmıştı.

"Ne bilmek istiyorsunuz?"

Shixun, Lu Han'ın kendi belindeki kollarını çözüp, ellerini göğsünde bağlayarak, duvara yaslanmış olan Sehun'un tam önüne gelip dikilmişti.

"İkinizin arasında ne zamandır bu tarz şeyler var ve sen bize niye bundan hiç bahsetmedin?"

Sehun elini uzatıp Shixun'un yanağını okşadı. Bir süre birbirlerinin gözlerinin içine baktılar.

TWINSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin