ten / first love

170 24 2
                                    


ten / first love



Çekimler başlayalı neredeyse iki haftayı aşkın süre geçmişti. Taehyung her geçen gün karakterine biraz daha uyum sağlıyordu ve alışıyordu. Tıpkı Jungkook'a da alıştığı gibi. İki haftada beraber geçen çok zamanları olmuştu ve Taehyung Jungkook'a gerçekten alışmıştı.

Artık aklına sürekli kötü anılar doluşmuyordu, yersiz sinir krizleri ve surat asmaları azalmıştı ve en tehlikelisi de Jungkook'a karşı olan mesafesi eriyor gibiydi. Taehyung bundan korkmuştu, çünkü Jungkook'u hayatından silmesi uzun sürmüşken yeniden ona kapılmak, isteyeceği son şey bile değildi.

Diğer taraftan Josh vardı. Taehyung başta ondan hoşlandığına emin gibiydi, bir gelecek görebiliyordu, ancak son zamanlarda bu iyice azalmış, Josh hayatında sadece bir fazlalık gibi hissettirmeye başlamıştı. Taehyung ondan ayrılmaya çalışmıştı, ancak konuyu her ne zaman buna getirse Josh onu manipüle edecek bir şeyler söylüyor ya da duygu sömürüsü işine girişiyordu. Taehyung bunun da farkındaydı, ancak ne diyebilirdi ki, kolay etkilenen biriydi. insanları kolay kolay kıramaz, eğer yaparsa da aklına dert olur, gece bile uyku uyuyamaz hale gelirdi.

"Yine neye daldın? Bu son zamanlarda çok başına geliyor Tae." Jimin kafasını ona çevirdiğinde Taehyung kafasını sallamıştı.

"Josh'tan ayrılacağım." Dedi bir nefes vererek. Jimin şaşkınca ona baktığında gözlerini yeniden yola çevirmişti. Trafikteydi ve araba kullanıyordu, Taehyung'un ani haberlerine yıllar içinde alışması gerekirken her seferinde şaşırıyordu.

"Neden? İyisiniz sanıyordum?"

"Hayır Min, onunla mutlu değilim, sadece bunalıyorum. Ayak sürüyoruz resmen!"

"Bunun Jungkook'la bir alakası olabilir mi?" Dedi Jimin gergince direksiyonu kavrarken, Jungkook'u eskiden severdi, ancak Taehyung onu terk ettiğinde ve Jungkook kalması için hiçbir şey demediğinde, Jimin bazı konular hakkında Taehyung'tan daha fazla bilgi sahibi olduğundan Jungkook'a ekstra kızgındı.

"Hayır," Dedi kısaca, bu konuda açıklayabilecek ya da anlatabilecek daha fazla şeye sahip değildi. Taehyung sadece öyle olmasını istiyordu, fazlası değil.

"Nasıl dersen," dedi Jimin omuz silkerek. "Aynı set ortamında yapabilecek misin?"

"Rol arkadaşım kalbimi fena halde dağıtan eski sevgilim ve bugün öpüşme sahnesi çekeceğiz. Sanırım bir tanesini daha idare edebilirim." Dedi Taehyung göz devirerek. Hayatı boyu eski sevgilileriyle pek arkadaş kalabilen birisi olmamıştı, genelde onlardan kaçardı ancak işe bakın ki tam iki tanesi burnunun dibinde bitmişti.

Jimin bunun üstüne diyecek bir şey bulamadığında arkadaşı adına buruk bir tebessüm bırakmıştı. Sessizlik sürerken Jimin arabayı setin önüne çekmiş ve Taehyung'a dönmüştü. "Bunalırsan ya da herhangi başka bir şey, hemen beni arıyorsun tamam mı?"

Taehyung gülümseyerek kafasını salladıktan sonra sıkıca Jimin'e sarılmış, yanağına da minik bir öpücük kondurduktan sonra arabadan inmişti.

"Bay Kim, set nasıl gidiyor? Jungkook Jeon ile anlaşabildiniz mi?"

"Bay Kim, Jimin Park ile gerçekten sadece arkadaş mısınız?"

"Bay Kim, sevgiliniz olduğu hakkında dedikodular var, bunlara ne cevap vereceksiniz?"

Taehyung beklemediği gazeteci ve paparazzi kalabalığı karşısında birden şaşkına dönünce setin önündeki korumalardan birisi ona yetişmiş ve zarar görmesini engelleyerek elinden geldiğince gizlenmesini sağlayarak setin güvenli kısmına kadar sokmuştu.

𝓟𝓸𝓻𝓬𝓮𝓵𝓪𝓲𝓷 𝓜𝓸𝓷𝓸𝓵𝓸𝓰𝓾𝓮𝓼 ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin