thirteen / look after you

152 25 1
                                    

thirteen / look after you






"Bunun bizi etkilemesine izin vermeyeceğiz," Jungkook kısık bir sesle konuşurken gözlerini tavana bakan Taehyung'a çevirdi. "Değil mi Will?"

Taehyung burnundan bir nefes verdi ve yavaş hareketlerle tek kişilik yatakta yüzünü ona doğru çevirdi. Burunları birbirine değiyor ve ferah nefesini yüzünün her noktasında hissediyordu.

Burunlarını birbirine sürttü, Jungkook'un küçük bir çocuk gibi kıkırdamasını sağladığında da bir gülümseme verdi. "Elbette sevgilim." Neredeyse fısıldayarak dudaklarına doğru konuşuyordu. Kamera ikisini yakın çekimden alırken ne Taehyung ne de Jungkook varlığını hisseder haldeydi. Birbirlerine karşı, kendi dünyalarında öylesine kaybolmuşlardı ki kameranın başında dikkatle onları izleyen Namjoon, çalıştığı birçok çifte karşın Jungkook ve Taehyung'un çok başka olduğunu biliyordu.

"Ben seni, ilk engelde senden vazgeçmek için sevmedim ki." Derin bir nefes verirken kolunu uzattı, Jungkook'un kafasını yaslamasını sağladıktan sonra onu iyice kendine çekti ve alnına bir öpücük kondurdu. "Sana çok aşık oldum Eddy, senin için çok şeyi göze alırım ben."

Jungkook parlak yeşil gözleriyle uzun uzun ona baktı, ikisi de nefes almayı unutmuş gibiydi. "Birbirimize göz kulak olacağız." Dedi dudaklarına eğilmeden hemen önce. "Her zaman, tamam mı? Onun bizi yıkmasına izin vermeyeceğiz."

Taehyung hızlı hızlı kafasını sallarken Jungkook daha fazla beklememiş ve dudaklarını onunkilerle birleştirmişti. Jungkook hafifçe kafasını kaldırıp öpüşmelerine yön verirken bir yandan da boştaki eliyle Taehyung'un yanağını hafifçe okşuyordu. Taehyung'un ise elleri belindeydi.

"Kestik, harikaydınız çocuklar!" Namjoon elindeki deftere notlar alırken Jungkook ve Taehyung birbirinden biraz uzaklaşmıştı, ancak ikisi de hala yataktaydı.

"Taehyung, senin sahnen var şimdi, hazır mısın?"

"E-evet, hazırım tabii." Taehyung Jungkook'a kaçamak bir bakış atarken Jungkook ona gülümsemiş ve kafa sallamıştı. Çektikleri tüm bu sahneler bazen kalbini öyle hızlandırıyordu ki, Taehyung onu tutamıyor, Jungkook'un tüm bu yoğun bakışları ve cümleleri altında eziliyor gibiydi.

"Halledersin sen, kolay gelsin."

Taehyung ona kısaca gülümseyip teşekkür ettikten sonra yataktan kalkıp Namjoon ile birlikte diğer set alanına yürümeye başlamışlardı. "Jungkook ile aranızda iyi bir bağ var." Dedi Namjoon, yarı gülümseyerek.

"İkimiz de uyumluyuz, sanırım bu yüzden." Dedi Taehyung kafa karışıklığı ile Namjoon'a ne diyeceğini bilemezken.

"Belki de yine de aranızdaki o şeyi kaybetmemeye çalışın, tamam mı? Size yakışıyor." Namjoon onun omzuna hafifçe vurduktan sonra Taehyung şaşkınca arkasından bakakalmıştı.

Çünkü o an anlamıştı ki, Namjoon'un ikisi arasında olup biten şeylerden az da olsa haberi vardı.

Kafasını iki yana sallayıp şaşkınlığını bir kenara bırakırken sete geçmiş, oturması gereken masa sandalye takımının işaretlenen yerine oturduktan sonra yanına gelen makyözü pudrasını tazelemiş, Taehyung'un da hafifçe öksürmesine sebep olmuştu.

"Çekime başlamak üzereyiz, hazır mısın Taehyung?" Namjoon ona doğru seslendiğinde Taehyung derin bir nefes vermiş ve kafasını sallayarak onu onaylamış, suratını düşürmüştü.

"3, 2, 1, Kayıt!"

Taehyung oturduğu sandalyede ileri geri gergince hareket ederken rahat edemediğini hissedip bir bacağını altına almıştı. Sessizliğe karışan tek şey nefes alış verişiyken tek eliyle önündeki masaya tıkırdatmaya başlamış, birkaç saniye sonra açılan kapıyla içeri giren adama bakmıştı.

𝓟𝓸𝓻𝓬𝓮𝓵𝓪𝓲𝓷 𝓜𝓸𝓷𝓸𝓵𝓸𝓰𝓾𝓮𝓼 ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin