5. KAYIT

423 38 30
                                    


5. KAYIT






Jungkook'la yaptığı kahvaltı sonrası ayrılacağı güne kadar evim diyeceği yere geri dönmüştü. Min hâlâ geri dönmemiş olsa da belli ki odasının neresi olacağını Jungkook'a söylemiş olmalıydı. Onun yardımıyla az olan eşyasını odaya taşıdı. Jungkook'un yanında bir süre daha kalması için nasıl birşey söylemesi gerektiğini düşünürken o yeniden elini yanağına yerleştirdi.

"Yerleş ve dinlen. İstersen evi dolaşabilirsin ama kaybolabileceğin konusunda seni uyarayım."

"Şeyyy... Muhtemelen dinlenirim. Belki sonra dolaşırım."

Jungkook elini çekip başını sallayarak odanın kapısına gitti.

"Arada!"

Jungkook onun yüksek sesle söylediği kelimenin üzerine dönüp baktı.

Taehyung bağırdığı için kendine içinden küfürler etti. Sesini alçalttı. "Arada sohbet eder miyiz? Sohbetin hoşuma gitti."

'Sen de öyle.'

Bunu dile getirememişti.

Jungkook çapkın bir gülümsemeyle göz kırptı ve odadan çıktı.

"Bu 'Evet' demek miydi? Sanırım öyleydi."

Yüzünde bir tebessümle bavulunu açtı ve kıyafetlerini dolabına yerleştirmeye başladı. Neden kendini bu kadar mutlu hissettiğini de anlamamıştı. Ama uzun süredir böyle hissetmediği için bu hâlinden şu anlık memnundu. Keyfinin bozulmasını istemiyordu.

Kıyafetlerinden sonra kişisel eşyalarını da yerleştirip odasından çıktı. Bir an önce evin her yerini ezberlemek ve başka kimlerin yaşadığını öğrenmek istiyordu. Yoongi, Jimin, Jungkook ve Nana dışında başka kimseyle tanışmamıştı. Arkadaş edinmek hoşuna gidebilirdi.

Koridorda yürürken dün tanıştığı Nana'nın yanındaki sarışın kadına bağırdığını görünce şaşkın bir şekilde baktı.

"Sana makyaj malzemelerime dokunma demiştim Yeri!!"

"Paylaşsan ne olur yani? Bende güzel elbiselerimi seninle paylaşıyorum. Hem biz kız kardeş değil miyiz?"

"Değiliz. Kan kardeşi olduk sadece."

"Ama sen hep bana kız kardeşim dersin."

Taehyung sarışın kadının alt dudağını büküşünü görünce üzüldü. Tam aralarını bulmak için ilerleyecekti ki biri onu omzundan tutup engelledi. Arkasına dönüp baktığında siyah uzun saçlı başka birini karşısında buldu. Jungkook'un aksine onun gözleri yeşildi.

"Karışmamanı tavsiye ederim yeni çocuk. Bu iki bayan çok güzel rol yapar. Aslında ikisi de pençelerini içeride tutan dişi aslandır."

Taehyung başını sallayarak onayladı ve elini uzatıp "Ben Taehyung." dedi.

Yabancı aynı nezaketle onun elini tutup hafifçe sıktı. "Jiho."

Taehyung onun elini tutunca bir tuhaflık hissetmişti. Normal olmayan birşeyler vardı bu adamda. Elini geri çekti. "Memnun oldum. Ben gideyim."

Oradan uzaklaşırken yeşil gözlerin delici bakışlarını üzerinde hissetmişti ve bu tüylerinin ürpermesine neden oldu. Bu adamdan olabildiğince uzak durmak istiyordu.

Koridorda ilerlerken birkaç kişiyle daha tanışmıştı. Bir tanesinin hafiften kaçık olduğunu bile düşünmüştü. Adı Jungmin Hwang'dı. Kanadalı olduğunu öğrenmişti. Öğrenmekle kalmadı 10 dakika ayak üstü onun anılarını dinlemişti. Kesinlikle geveze bir yapısı vardı.

Kendini zar zor ondan kurtarıp sonunda salona geldi. Aslında Jungkook'u bulma umuduyla buraya gelmişti ama onu görememişti.

"Jungkook'u mu arıyorsun?"

Taehyung Nana'ya baktı. Belli ki tartışması bitmişti. "Evet."

Nana eline aldığı kadın dergisiyle kanepeye oturdu. "Şu an yeni bir film çekimine başladı."

"Burada mı?"

Kızıl saçlı kadın ona bakış attı. "Hayır. İlk defa Hollywood yapımları arasında gösterilecek bir gay filminde oynayacak. Buradaki işinin aksine seks içerikli çok sahnesi olmayan dramatik bir aşk filmi. Aramızdan o kadar yükseğe çıkabilen tek oyuncu Jungkook. Ne diyebilirim ki? Kamera onu seviyor."

Taehyung şaşkınlıkla bir koltuğa oturdu. "Bu... Çok güzel."

"Yoongi bize iş sağlıyor. Gerisi bizim elimizde. Yıldızımız parlarsa Hollywood filmlerinde bile oynayabiliriz. Yeri ile ben Ukrayna'dan kaçak olarak bu ülkeye geldik. O kadar şanslıydık ki Yoongi ile karşılaştık. Hep doğru yerde olmak gibi bir huyu vardır. Neyse. Bizi yanına aldı. İş verdi. Hatta kimlik çıkarttı. O mükemmel biridir."

Taehyung başını önüne eğdi. Aynı şans doğru anda onun yüzüne de gülmüştü. Haklıydı.

"Sakin kimseye aşık olma. Bizim mesleğimizde bu ancak canını yakar."

Başını kaldırıp ona baktı. Yeşil gözleri çok şey anlatır gibiydi. "Jungkook'tan hoşlandığını hemen anladım sarışın. Bakışlarınla ya da yüzündeki ifade ile bunu hemen belli ediyorsun."

Taehyung yutkundu. Belli etmediğini sanıyordu. Yanılmıştı. "Ben-Ben... Elimde değil. Nasıl oldu anlayamadım. Bir anda çekimine kapıldım."

Nana gülümsedi. "Emin ol birçok kişi çekimine kapıldı. Yeri hatta ben bile. Ama hiçbirimize yüz vermedi. Hatta Yeri ile benim, birbirimizle kavga ettiğimiz anlar bile oldu. Sonradan Jungkook bizimle sakince konuşup boşuna umut etmememiz gerektiğini söyledi. Bizde vazgeçtik. Sakın beni yanlış anlama. Aşık ol ama bu meslekte olan başka birine değil. Bu evin dışındaki hayatın içinde yaşayanlarda dene şansını."

"Evet, örnek Nana."

Taehyung içeriye giren Yeri'ye baktı. "Nasıl yani?"

Sarışın kadın Nana'nın yanına oturdu ve elinde tuttuğu tablet çikolatayı ona uzattı. Nana sevinçle çikolatayı alıp ona sarıldı. "Canım kız kardeşim."

Yeri sırıttı. "Gönlünü nasıl alacağımı her zaman bilirim. Her neyse. Şunu kastettim. Nana şu anda bir avukat ile çıkıyor. Euntak Kang."

Nana "En mükemmel avukat. Arada bir ek iş olarak modellik yaparım. O zaman şans eseri tanıştık. Aşığım ona. Sanırım ilişkimiz ciddi bir boyuta doğru gidiyor ve bu benim yakında işi bırakmam anlamına gelir. Modelliği yapmaya devam ederim ama." dedi ve çikolatanın paketini açıp büyük bir parça ısırdı.

Bu ikisinin herşeye rağmen birbirlerinden vazgeçemediğini hemen anladı. Aklı yeniden Jungkook'a kaydı. Ondan hoşlanırken nasıl bunu engeleyecekti ki?

𝘠𝘰𝘶 𝘈𝘳𝘦 𝘈 𝘚𝘵𝘢𝘳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin