19. KAYIT

231 21 0
                                    

19. KAYIT







Birkaç Ay Sonra...

Filmin çekimleri Taehyung'un rol aldığı Setsu karakterinin ölümüyle bitmişti. Jungkook bu sahne için ağlamıştı ve şimdi gözyaşlarını temizliyordu.

"O siktimin göz damlasını bir daha kullanmayacağım. Çok pis yaktı."

Taehyung ona yaklaşıp gözlerine baktı. Yanağını okşarken "Gözlerin kızarmış." dedi.

"Yanıyor hâlâ."

Bu söylediğiyle onu kolundan tutan Taehyung karavana sürükledi. İçeriye girince tuvaletteki lavaboda onun gözlerine doğru avucuyla su çarptı.

"Birazdan geçer."

Jungkook onunla birlikte tuvaletten çıkıp kanepeye oturdu. Normalde birinin onu yönlendirmesine izin vermezdi ama bu kişi Taehyung olunca işler değişiyordu.

Onu kolları arasına alıp dudağına bir öpücük kondurdu. Bulduğu her fırsatta bunu yapmak rahatlamasına sebep oluyordu. Duyguları açıldığından beri ona bağımlı gibi olmuştu.

Parmaklarını onun sarı saçlarında dolaştırırken başını omzuna yasladı. Bu yakınlıktan ikisi de şikayet etmiyordu.

"Filmin çekimleri bitti. Birlikte tatile çıkmaya ne dersin?"

Heyecanla başını kaldıran Taehyung bunu sesine de yansıttı. "Gerçekten mi?"

"Elbette. Bence ikimizde bunu hak ettik. Hem çekimler yorucu geçti hem de tartışmamız bizi yordu. Buna ihtiyacımız var."

"Senden ve bu film çekiminden aldığım para ile okul borcumu ödedim. Cebimde hâlâ bol miktarda para kaldı. Sanırım bu tatile gitmek için yeterli olur."

Parmakları saçlarından yanağına indiğinde usulca hareket etti. "Tatil masrafını ben ödeyeceğim. Banka da biriktirdiğim bol miktarda para var. Yılların birikimi."

"Olmaz. Herşeyi sana ödetmem."

"Bal gibi olur. Sen benim sevgilimsin. Ve benimle geçireceğin ilk tatil masraflarını ben ödeyeceğim. Karşı çıkmak yok. Ayrıca Yoongi ile konuşup bahçeli bir ev satın aldım. Artık ikimizde o sektörde çalışmayacağız. Senden başkası ile sevişmek istemiyorum. Seninde aynı fikirde olacağını düşünüyorum. Yanılmıyorumdur umarım."

Başının bulunduğu yer ne kadar hoşuna gitse de kaldırıp ona baktı. "Benim için uygun. Tatil işi için de anlaştık. Ama lütfen bana bir söz ver. Ne için olursa olsun bir daha seninle benden başkasının sevişmesine izin verme.

"Şu konuya her zaman değinecek misin?

"Aklıma geldiği her an."

Aynı anda ikisi de gülümsedi ve dudakları yeniden birbirini buldu. Dudakları yavaşça hareket ederken tadını çıkarıyor, süreyi uzun tutmaya çalışıyordu.

Jungkook'un eli onun beliyle kalçası arasında gidip gelirken sarışınını inletiyordu. Dudaklarını geri çekip onun baygın bakışlarını inceledi. Çok öpülesi duruyordu. Ama kendini tuttu. Yoksa biraz daha devam ederlerse sırtını kanepeye getirip rahatsız bir pozisyonda onunla
sevişecekti. Eve gidene kadar sabretmeliydi.

"Bebeğim... Eve gidelim. Seninle özel olarak ilgileneceğim."

Onun ne demek istediğini anlamıştı. Arzuyla alt dudağını isirdi ve yerinden kalktı. "Gidip üzerimi değiştireyim. Sen de hazırlan da bir an önce eve gidelim. Ben çok açım."

"Acaba yemeği mi kastettin? Diğer türlü düşünmek beni tahrik ediyor da."

Sarışın göz kırparak "Diğer türlüsü." dedi ve hızla karavandan çıktı.

Jungkook derin bir nefes alıp verdi. 'Senin ağzını da arka tarafını da bolca doyuracağım bu gece.' Bu düşünce zihnini doldururken aşağıda bir hareketlenme olmaya başladı.

Hızlıca üzerindeki sahne kostümünü çıkardı ve kıyafetlerini giydi. Taehyung'un da hazır olduğunu varsayarak karavandan çıktı. Aracına gidip binerek onun karavanının önüne sürdü ve bekledi.

'Eve gidene kadar ondan bana sakso çekmesini mi rica etsem? Off be. çok sertleştim.

Karavanın kapısı açılınca dikkati o tarafa çekildi. Sarışını kulağına tuttuğu telefonundan biriyle konuşuyordu ve hızla gelip arabaya bindi.

"Peki Bay Park. Yarın görüşürüz."

Park! Hisleri yön değiştirdi ve bir anda arzunun yerini kıskançlık aldı. Park'ın Taehyung ile bu kadar çok ilgilenmesi gerçekten sinirlerini bozmaya başlamıştı.

"Ne istiyor yine?"

Taehyung telefonu cebine koyarken başını ona doğru çevirdi. "Film çekiminin bittiğini duymuş. Yeni proje hakkında konuşmak üzere görüşmek istedi. Yarın onunla öğle yemeği yerken konuşacağız."

Arabayı çalıştırmamış olması çok iyi olmuştu. Sinirden kaza yapabilirdi yoksa.

"Bu adam neden bu konuları ofiste falan konuşmuyor da hep dışarıda yemek yerken konuşmak istiyor acaba?"

"Bende bunu sordum. Bana ofise çok ciddi bir durumda gittiğini söyledi."

"Merak ediyorum. Senden önce başka bir oyuncunun da böyle peşinden koşmuş mudur?"

"Jungkook. Saçmalamadan önce sussan iyi olur. Eve gidelim artık."

Sinirle arabayı çalıştırdı ve eve varana kadar tek bir kelime dahi etmedi. Ağzını açarsa sarışını kırabilirdi ve bu en son isteyeceği şeydi.

Yine de şu kadarı kesindi. Bu gece sevişme falan olmayacaktı. Çünkü tahrik olduğunda kalkmış olan organı küsmüşçesine inivermişti.

𝘠𝘰𝘶 𝘈𝘳𝘦 𝘈 𝘚𝘵𝘢𝘳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin