16. KAYIT

257 25 7
                                    

16. KAYIT




Eğik yazılar Taehyung'un bakış açısındandır.


Taehyung'un ağzından:

Çekimlerin kısa sürede bitmesini hiç bu kadar çok dört gözle beklememiştim. Bir an önce Jungkook'a sevgimi hissettirmeye başlayarak onun nasıl kapattığını hâlâ anlayamadığım duygularını açmaya çalışacaktım ve bunun için boş zamana bolca ihtiyacım vardı.

Jungkook siyah kostümü içinde, acımasız bakışlarıyla yavaşça ona yürümekteydi. Elindeki kılıcın kabzasını sıkıca kavramış, yaraladığı avına doğru yaklaşıyordu.

Elini yarasının üzerinden çekip yeniden kılıcını kavrayan Taehyung karşılık verdi.

Rolüne çok iyi bürünmüş. Konsantrasyonu tam ama bir sorun var. Önceden bana bakarken mutlaka mavilerinin içinde küçük parltılar görürdüm. Ama şimdi çok donuklar.

Kılıçlar havada çarpışırken kıvılcım çıktı. Jungkook hızlı ve seri hamleler yaparak ninja hızını ona kanıtlarcasına gösteriyordu. Bir anda arkasına geçip kılıcın kabzasını onun ensesine vurdu. O anda Taehyung yere yığıldı.

"Kestik!"

Taehyung ayağa kalkıp yönetmene baktı.

"Jeon, sen çok iyiydin. Kim bugün dalgınsın, kendini rolüne daha çok vermelisin."

Taehyung derin bir iç çekti. "Üzgünüm."

Yönetmen çok anlayışlı biri olduğu için kendisini şanslı saydı. Sahnenin o kısmını tekrar çekmek zorunda kaldılar. Neyse ki bu sefer her şey yolunda gitti.

Erken biten çekimler sonrasında Taehyung üzerini değiştirmek için hızla karavanına gitti. Bir an önce Jungkook'un yanına gidip onunla birlikte eve dönmek istiyordu. Bir de şu duyguları açma durumu vardı tâbi.

Kendi karavanımdan hızla çıkarken parmaklarımla dağılan saçlarımı düzeltiyordum. Yolda yakınıma lüks bir araba yanaştı ve şoför tarafından kapı açıldı. Açıkçası ben Bogum Park'ın emrivaki yaptığı yemek davetini unutmuştum.

Bogum arabadan indi. "Gidelim mi Taehyung?"

"Bay Park ben-"

Bogum onun koluna elini koyup arabanın açık kapısına doğru getirdi. "Yolda giderken ve restoran da yemek yerken bol bol konuşuruz."

Kendini bir anda araba da bulduğunda panik duygusu içini sardı. Jungkook'un kendisini beklediğinden emindi ve eğer gitmezse belki de onu temelli kaybedecekti.

"Üzgünüm bay Park ama bu akşam yemeğe çıkamayız. Sevgilimle aramızda halletmemiz gereken bir konu var. Benim için çok önemli."

Bogum ona kısa bir bakış attı. "Sevgilin kim Taehyung?"

"Jungkook Jeon."

"Yetişkin film sektörü ile yıldızı parlamış aktör demek. Bende beni başından atmak için yalan söylüyorsun sandım."

"Hayır. Hepsi doğru."

"Pekâlâ. O zaman sonra yemek yeriz."

"Olur ama sevgilimle gelirsem."

Bogum gülümsedi. "Madem öyle olsun istiyorsun tamam öyleyse."

Taehyung da gülümsedi. "Teşekkür ederim bay Park. Görüşmek üzere." Bunu der demez araçtan indi ve koşarak Jungkook'un karavanına gitti.

Kapıyı açıp içeriye girdiğinde onun çoktan gitmiş olduğunu fark etti. Omuzları umutsuz bir hâlde düştü. Gözleri yeniden dolmaya başladı. Bogum'un arabasına bindiğini görmüş olmalıydı.

"Orada ne yapıyorsun? Gelecek misin?"

Taehyung karavandan inip Jungkook'un aracının dışarıda beklediğini gördü. Gitmemişti. Yüzünde bir gülümseme oluştu. Araca binip hızla onun yanında yerini aldı.

Jungkook yavaşça aracı sürerek çekim alanından uzaklaştı ve otobana çıktı. Radyodan slov bir müzik açmış onu dinleyerek sessizlik içinde yolda ilerliyordu.

Gözlerimi ondan alamıyorum. Ayrı kaldığımız vakit sanki bir yıl gibi geldi. Onu çok özledim. Bu hayatta bağlandığım, diplerde ilerlerken beni elimden tutup yardım eden, bana sahip çıkan tek kişi o. Bugüne kadar bunu kimse yapmadı. Kimse benim için bu kadar çabalamadı.

O gece neden çekip gittim? Neden yanında kalıp ona sarılmadım? Kendisi de yanlış yaptığının farkındaydı hâlbuki. Neden bunu göz önünde bulundurarak ona göre davranmadim?

Onu kaybedemem. Buna hazır değilim.

Kendisini izlediğinin farkında da olsa Jungkook dönüp ona bir kere bile bakmadı. Belli etmese de kızmıştı. Bogum Park'ın aracına bindiğini gördüğü anda karavandan çıkmış arabasına binmişti. Gazlayıp gitmek ve arkasına bakmamak istemişti. Taehyung Kim defterini duyguları gibi tamamen kapatmayı düşünmüştü ama yapamamıştı. Onun yaptığını yapıp arkasını dönüp gidemiyordu.

'Sonumu kendi ellerimle hazırlıyorum.'

𝘠𝘰𝘶 𝘈𝘳𝘦 𝘈 𝘚𝘵𝘢𝘳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin