"33.Bölüm"

2.7K 178 6
                                    

"Ay Mısra, gel otur lütfen günlerdir pencere önünde beklemekten saksıya döndün!"

"Ne yapayım Karin, kaç gün oldu hâlâ gitmediler, merak ediyorum işte elimde değil."

"Onlar gitmiyorsa sen git."

"Of yine başlama lütfen."

"Neye başlama? Çocuğu hastaneden çıkarıp eve bir attın sonrası pırrr! Elini ayağını çektin resmen."

"Çekmedim, ara sıra kapıdan uğrayıp hâlini hatırını soruyorum."

"O kadar?"

"O kadar evet, ne var bunda?"

"Ne mi var? Mısra cidden bunu sorduğuna inanamıyorum. Adam günlerdir telefonda yalvarıyor gel diye ama sen saçma sapan bir utangaçlığın esiri olmuşsun gidemem diye tutturuyorsun."

Mısra tekrar yüzünü pencereye dönüp hafif hafif çiseleyen yağmurun cama vuran damlalarını izledi. Hastaneden çıktıkları o günden beri Ali'nin evine gitmemişti. Sadece iş çıkışlarında kapıdan uğrayıp Ali'nin nasıl olduğunu soruyor, Lale'nin ısrarlı davetlerini yorgunluğunu ve evdeki işlerini bahane ederek geçiştiriyordu. Bunun sebebini kendine sorduğunda cevap hep aynıydı. Mısra utanıyordu. Normalde övünçle bahsetmesi gereken bu hamilelikten utanıyordu. Sebep aslında karnında taşıdığı bebek değil onun var olma şekliydi. Evet, Lale Hanım bunları dert edecek bir kadına benzemiyordu. Mısra daha onu görür görmez bu kanıya varmıştı. Lale nazikti, olgundu, sevecendi, anlayışlıydı fakat bebeğin babasının kim olduğunun hâlâ muallakta olma fikrine nasıl bakardı, Mısra bundan emin değildi. Bu yüzden de o gün bebek konusunun açılmasına fırsat vermeden Ali'yi yerleştirir yerleştirmez evden hızlıca ayrılmıştı. Uzun ev ziyaretlerinden kaçınarak da bunu olabildiğince ertelemeye karar vermişti.

"Düşünme bu kadar tamam, gel hadi bak sana çay yaptım."

Karin'in sesi Mısra'yı düşüncelerinden kopardı. Geriye dönüp arkadaşının yanına doğru ilerledi. Tam oturacaktı ki zilin sesini duydu.

"Kapı, kim ki bu saatte?"

Karin hızla kalkıp kapıya doğru yöneldi. "Kim olacak? Haşim abi çöpler için gelmiştir, sen otur ben bakarım."

Birkaç saniye hareketlilik olmayınca Mısra meraklandı.

"Kimmiş Karin?" dediği sırada Karin yanında Lale ile salonun kapısında belirdi.

"Lale Hanım gelmiş Mısracım."

Kadını orada görür görmez Mısra'nın duraksamasının nedeni başkaydı. Hani eve yeni bir eşya geldiğinde bir süre gözleriniz o eşyaya alışmaya çalışır, bazen o görüntü hoşunuza gider bazen de yadırganır ya Mısra o an tam da bunu yaşıyordu. Ali'nin annesi bu evdeydi, yıllardır en yakınları dışında kimsenin girmediği bu evde şimdi bir yabancıyı görmek ona hem tuhaf gelmiş hem de garip bir sıcaklığın içine düşmüştü. Erdinç'in annesi Nesrin Hanım'ı düşündü. Erdinç'le birlikte yaşadıkları süre boyunca o da bir iki kez onları bu evde ziyaret etmişti. Kadını çok sevmesine rağmen Nesrin Hanım'ın o keskin ve ürkütücü otoritesinden mi bilinmez Mısra kendini hep diken üzerinde gibi rahatsız hissetmişti. Şimdi ise durum farklıydı sanki. Lale'nin gecenin bir yarısı üzerinde yatak pijamaları, dağınık saçlarıyla orada olması mıydı onu bu denli rahat hissettiren yoksa son günlerde kendini çok daha yakın hissettiği Ali'nin annesi olması mı, bilemedi. Üstelik daha Ali bile bu eve gelememişken! Mısra bir an bu detaya odaklandı. Ali ile bu kadar yol kat etmişken neden onu hiç buraya davet etmemişti?

"Merhaba Mısra, kusura bakmayın bu saatte rahatsız ettim."

Lale'nin naif sesi Mısra'yı düşüncelerinden uzaklaştırdı. Telaşla ayaklanmak istedi fakat Lale hemen elini kaldırıp onu durdurdu.

MASUM BİR BEBEK(Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin