[ ✩‧₊˚ 🧚🏻♂️ *・ ]jeongguk, hemen yanında umbrella academy'nin yeni sezonu hakkında hararetli bir şekilde tartışan ikiliyi dinliyordu. hoseok ve jennie tanıştıkları ilk günden beri bu yönlerini kaybetmemişlerdi, bir konu hakkında sessiz bir şekilde tartışma gibi bir durum onlar için kesinlikle imkansızdı. buna zıt bir şekilde, birbirlerine ne kadar nefret söylemlerinde bulunsalar ne kadar zıt olsalar bile asla ayrı kalamıyorlardı.
hoseok, jennie kasabaya ilk geldiğinde neredeyse ondan nefret edecekti. jennie'nin mavi renkli kelebek kanatları onu biraz kıskandırmış gibi görünüyordu. jeongguk, hoseok'u peri kanatlarının kelebek kanatlarından daha güzel ve zarif olduğunu ikna etmek için bir hafta boyunca uğraşmıştı. jennie bunun tam tersini düşünüyor olacak ki, kanatlar üzerine bir tartışma arkadaş olmalarına vesile olmuştu.
"ne demek serçe akademisi daha iyiydi sanki? hepsi birbirinden egoistti, ukalalar."
"egoist olmaları şemsiyelerden daha güçlü olduklarını değiştirmiyor." kendinden emin bir şekilde yanıtladı onu jennie, "en son fei'nin kanatlı hâli olmak istediğini söylüyordun."
"ne zaman söyledim bunu ya?"
"birlikte izledik yeni sezonu aptal."
jeongguk, hoseok'un bu konuda jennie'ye yenileceğine karar kılıp sabahtan beri aklından çıkaramadığı konuya odaklandı.
ruh eşinin bir hayalet olacağı düşüncesi onu çok korkutmuştu. minik kitapçığı kontrol ettiğinde, hayaletlerin kitapta yer almadığı maddesini görüp içindeki endişeyi yok etmişti.
ama neredeydi bu adam? jeongguk kasabadaki herkesi tanımasa bile biliyordu. kasabadan olmaması ise imkansızdı.
gece, ipi tereddüt ederek kırmızı noktadan geçirmiş, taehyung'un ismi ile gelen kendi isminin yanındaki noktadan geçirmişti.
o an serçe parmağına nazikçe bağlanan ip ile kalakalmıştı. zaten ruh eşlerini birbirine bağladığı zaman böyle olduğunu biliyordu ama çok garip hissetmişti. birkaç dakikasını taehyung'un nasıl hissettiğini düşünürek geçirdi. yine dakikalar sonra ruhlarının artık bağlı olduğu, isterse onu az çok hissedebileceği aklına gelmişti. ne düşündüğünü hissetmeye çalıştı, tabii başarısız olmuştu. sonunda vazgeçerek serçe parmağındaki basit ipi izleyerek uykuya daldı.
ipin gitmesini istemiyordu ama taehyung'u da bulmak istiyordu. ip eşini bulduğu zaman parmağından gidecekti, yenisini yapardı elbette. kırmızının her tonuna bayılıyordu, kesinlikle renk bu görevin en sevdiği yönlerinden biriydi.
görev demişken, hoseok ile yaptıkları planlar sonucunda taehyung'un evini aramaya karar vermişlerdi. yıldızlı gece kasabası zaten küçük bir yerdi, istemeseler bile onu bulabilirlerdi. hoseok plan yapılırken "peri tozum ile onu kandırabiliriz tatlım! şu devirde beleş peri tozuna kimse hayır diyemez." deyip durmasaydı belki daha ciddi bir şekilde düşünebilirdi.
planlarını jennie'nin evinde devam etmişlerdi. çünkü jennie'nin annesi bayan kim, güvenlik görevlisi sayılabilecek biriydi. kasabanın etrafındaki golemlerin kontrolünden sorumluydu, hatta bazı golemleri kendi sihri ile yapmıştı.
bayan kim'den öğrendiklerine göre kimsenin uğramadığı sadece iki yer vardı. bu yerler ise saat kulesi ve kasabanın sonundaki mezarlıktı. yine kısa çaplı bir tartışma sonucu daha yakın olduğu için saat kulesine gitmeye karar verdiler. çok geçe kalmazlarsa eğer mezarlığa da aynı gün içerisinde gitme kararı aldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tip of my tongue, taekook
Fanfictionjeongguk'un kırmızı ipleri. fantastik, fluff!! 💌🧶 | 27622 - 25823