[ ✩‧₊˚ 🍵 *・ ]ölüm meleği ve yarı yarıya peri ikilisi, sirke girmeden önce bisikletlerini büyük bir çam ağacını yasladılar.
muhtemelen bir peri ya da cücenin eviydi, bu pekte önemli değildi onlar için. bir cücenin eviyse tekerleklerinin patlatılması gibi bir sorun ile karşılaşabilirlerdi. ama işte, umurlarında değildi, şimdilik.
ışıkların sızdığı, kırmızı ve beyaz kumaşın süslediği alana girdiklerinde yine omuz omuzaydılar. minicik temaslar, ufacık yakınlıkları onlara güven veriyordu. kime vermezdi ki?
birkaç adımda çoktan dolmuş sirke girdiler. jeongguk gördüğü boş yer ile taehyung'un elini kavradı. taehyung'un kalp atışlarını, sanki kendi kalbinde hissediyordu jeongguk. ya da sadece kafasında kuruyordu?
görüş sorunu çekmeyecekleri bir yere yerleştiler, geriye sadece jimin ve hoseok'a görünmemek kalıyordu. yakalanırlarsa, güzel bir azar yiyecekleri kesindi.
tam zamanında gelmiş gibiydiler. hyejin, mükemmel bir fiziğini gözler önüne seren kırmızı siyah kıyafeti ile ışığın altında konuşmaya başlamıştı onlar yerleşirken.
"küçük çaplı gösterimize hoşgeldiniz bayanlar, baylar ve kendini bir hiç gibi hissedenler!"
hyejin, her zaman böyle yapardı. onun kendine göre bir giriş cümlesi olması onu herkesten farklı kılardı hyejin'e göre, sanki hiç farklı değillermiş gibi durmadan bunu hatırlatıp dururdu. bazen bir hiç gibi hissedenler değil de, cüceler veya elfler derdi. böylece cücelerin kalbini kazanır, onun için reklam yapmalarını sağlardı.
"sizin için eski arkadaşlarımı bir araya topladım. bugün, asla göremeyeceğiniz bir tarz izleyeceksiniz!" hyejin sonlara doğru cızırtılı sesler çıkaran megafona birkaç kere vurdu ve vazgeçti.
gerçek insanların yanındayken de böyle yapabiliyor muydu çok merak ediyordu, onlar her şeyi her an yargılamaya hazır gibiydiler. yoongi ile bazen kasabadaki minik kapıdan geçip normal evrenlere gidiyorlardı ve gerçekten, onlar çok kabalardı! taehyung'u da oraya götürmek istiyordu ama bir görünmezlik pelerini takıp gitmeleri daha sağlıklı olabilirdi, siyah olmasına rağmen parlaklığını kaybetmeyen kanatları başkalarının görmesini istemezdi.
"uzatmaya gerek yok, iyi seyirler!" hyejin, sahneyi terk ettiğinde bütün ışıklar da onun gidişiyle kapanmıştı. şimdi ne olacağını kimse tahmin edemezdi. belki bir masal hokkabası belirirdi sahnede, belki de bir ateş terbiyecisi. kısa keserlerdi ama uzun sürerdi. hyejin'in minik büyüsü de bunlardı.
karanlık ortamda kendini belli etmeye başlayan ateş böcekleri ile sahneye solar'ın çıkacağını anladı jeongguk. gerçek adını çoğu kişi bilmiyordu, her yerde sahne adını kullanıyordu.
solar, bir gorgondu. diğer bir arkadaşları wheein de onun gibiydi. euryale ve stheno derlerdi bazen ikisine, kimseyi taşa çevirmedikleri içindi bu hitap. birilerini taşa çevirseler pekte hoş olmazdı aslında.
solar, ateş böceklerini yönettiği minik gösterisine başlayıp yılan saçlarını oradan oraya savururken, taehyung'ta bütün dikkati ile sahneyi izliyordu.
taehyung'u tanıdığı birkaç günde öğrendiği bilgileri göz önünde bulundurursa, şu an onun dikkatini çeken tek şey yılan saçlarıydı. yılanlar birbirinden bağımsız hareket edip bazen hiçbir neden yokken tıslıyorlardı. o sırada ateş böcekleri yanıp sönmeye başlamış, bir ejderha oluşturmuştu. eğlenceli kısım işte şimdi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tip of my tongue, taekook
Fanfictionjeongguk'un kırmızı ipleri. fantastik, fluff!! 💌🧶 | 27622 - 25823