Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
jimin, birkaç saattir ne aramalarına ne de mesajlarına cevap veren sevgilisine ulaşmak için bütün gün çıkmayı planlamadığı evinden çıkıp karnaval ormanına doğru yürümeye başlamıştı.
bu orman adını rengarenk olmasından alıyordu ya da çoğu etkinliğin ormanın boş alanında yapılmasından alıyor olabilirdi. bu şu an pek önemli sayılmazdı.
hoseok uzun bir uyku için jimin'e haber verir, bazen onun evinde bile bunu gerçekleştirirdi. periler, ayın belirli günlerinde bazen birkaç gün bazen birkaç saat olacak şekilde uyumaları gerekirdi. eğer bir perinin iyi bir uyku düzeni yoksa bu bir ayı bile alabilirdi. hoseok'un uyku düzeni mükemmeldi, gerektiğinden fazla uyuyordu.
jimin, çevredekilere sorarak sevgilisinin yerini bulmuştu. bulduğu yer pek iç açıcı olmasa bile..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
jimin siyah ve beyaz ile süslenmiş kanatlarını kendine etrafına sarmış, yere oturarak camdan bakmaya çalışmıştı. bir şey görmesi zordu, görememişti de. kendi elinden bile küçük olan kapıyı birkaç kez tıklatıp sevgilisinin adını seslenmişti.
kapıyı tekmeleyip kucağındaki kağıtlar ile kendine gülümseyen sevgilisini meraklı bakışlarıyla konuşturmaya çalışmıştı.
hoseok, jimin'in siyah kanadına oturmuş bütün gün düşündüğü planını anlatmaya başlamıştı.
_______
jeongguk, bütün gününü yatağında tavanı sırıtarak izleyerek geçirmişti. sıradan bir pazar günüydü aslında. hadi ama o artık ruh eşini bulmuş biriydi, geriye sadece aşık olmaları kalıyordu. jeongguk'a göre bu süreç çok hızlı geçecekti. ertesi gece konuştukları durmadan aklındaydı, sanki tek düşünebildiği bu konuydu. nasıl aklında çıkabilirdi ki? taehyung birden cesaret kazanmış gibi onunla rahat rahat konuşmuştu. hatta bir ara flört etmiş bile sayılırlardı ya da jeongguk sadece kafasında kuruyordu.
