Hepinize merhabalar! Aşkın Siması'na bir şans verdiğiniz için teşekkür ederim...
*
Kliniğimin balkonundaydım. Tam karşımda olan denizin dalgalarının kulağıma bıraktığı eşsiz seslere, kuşların cıvıltıları karışıyordu. Asistanım Canan'ın yaptığı kurabiyeden son bir parça kırıp ağzıma atmıştım.Saati kontrol ettiğimde akrep altının üzerindeydi ve benim acele edip eve yetişmem gerekiyordu. Bugün çocukken beraber oynayıp, vakit geçirdiğim,siteden arkadaşım olan Parla'nın düğününe davetliydim. Geçen sene Amerika'da bir doktorla nişanlanmıştı, adının Melih olduğunu öğrenmiştim. Onu görmeyeli uzun zaman olsa da düğününe katılmak istiyordum.
Geçmişin güzel anıları zihnimde dolaşırken, çantamı alıp garaja doğru ilerlemeye başladım. Arabama bindiğim an, radyodan rastgele bir şarkı açıp yola koyuldum.
Dakikalar sonra evime geldiğimde, Handan Annem beni sıcacık gülümsemesiyle karşılamıştı. Ona anne diyordum çünkü ailemin ölümünden sonra bana annemin yokluğunu hissettirmemişti. Abim Harun'a ve bana öz çocukları gibi davranmasının hakkını ne yapsak ödeyemezdik.
"Mahur'um canım kızım, hoşgeldin" demişti.
"Hoşbuldum Handan Anne" diyerek sarıldım.
"En sevdiğin yemeklerden yaptım, hadi elini yüzünü yıka da otur. Elif masayı hazırlıyor."
Mutfaktan öyle güzel kokular geliyordu ki, karnım şimdiden doymuştu bile. Ama maalesef yemeğe kalırsam, törene geç kalacaktım.
"Akşam Parla'nın düğünü var, oraya davetliyim. İstanbul'dan çocukluk arkadaşım olan hani hatırladın mı?" Diye sormuştum. Biraz düşündükten sonra cevap verdi;
"Hatırlamaz olur muyum? Demek ki seni unutmamış. Çok vefalı bir kızdı, Allah mutlu etsin."
"İnşallah..." diyerek yanıtladım onu.
Yanaklarına sulu bir öpücük bıraktıktan sonra, koşarak odama çıktım. Siyah, vücudumu saran boyu dizlerimin üzerinde olan saten elbisemin altına,yine aynı renkte bir topuklu ayakkabı giymiştim. Kehribar gözlerim bana babamın hediyesiydi. Onları öne çıkaracak bir makyaj yapıp, belimin biraz altında biten sarı saçlarımı dalgalandırmıştım, işte şimdi hazırdım. Aynada gördüğüm yansımam beni mutlu etmişti.
Törenin yapılacağı yer biraz uzakta kaldığı için, şoförümüz Tolga'dan beni bırakmasını rica ettim. Arabaya bindikten sonra telefonum titremeye başladı, arayan abimdi. Yurtdışında şirketler ile ilgilenen abim, tıpkı kendisi gibi benim de aynı alanda çalışmamı istemişti. Ama ben çocukluk hayalim olan veteriner kliniğini açmıştım, yine de her kararımın arkasında olduğu için ona minnettardım.
"Abisinin güzeli, nasılmış bakalım?" Diyerek açmıştı telefonu, sesi her zamanki gibi yine cıvıl cıvıldı.
"Canım abim, seni çok özledim... Asıl sen nasılsın?"
"Ben çok iyiyim Mahur'um, bende seni çok özledim Havalimanı'na geldim, yanına gelmek için uçak saatini bekliyorum." Dedi.
O an ufak bir çığlık attım, abimi her gün görsem yine özlerdim. Kahkaha attığını duyuyordum, geldiğine ne kadar sevindiğimi tekrar tekrar söylerken, telefonu kapattık.
Araba yavaşça taşlık alanın üzerinden geçip, törenin yapılacağı mekan kapısının önünde durdu. Çok şık bir yapıya sahip bu yer, duvarlarındaki ışıklarla tamamlanmıştı adeta. Yerdeki yapay çiçeklerin üstüne basarak, elindeki liste ile davetlilerin oturacağı yere yönlendiren, ela gözlü ve saçını at kuyruğu yapmış kızın yanına ulaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SİMASI
RomanceBir simada aşkı yeniden bulmak mümkün mü..? Mahur, üç yıl önce hayatını kaybetmiş sevgilisine çok benzeyen Asaf ile karşılaştığında onları neler bekliyor olacak..? Üstelik bu benzerlikten Asaf'ın haberi yokken... "Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kita...