17. Bölüm

37 4 17
                                    

"Beni, seni sevmemekle suçlayamazsın!"

"Artık bunun bir önemi yok, her şey bitti."

Sözleri beynimde tekrarlanırken olan biten her şeyi idrak etmeye çalışıyordum. Ne zaman yanına gittiğini bilmediğim yorgun adamın göğsüne inen ellerim, aklımdan bağımsız bir şekilde hareket ediyorlardı.

"Bana bunu yapamazsın!"

Yakasını çekiştirmeye başladığımda, gözyaşlarım konuşmamı engelliyordu.

"Beni bir kere dinlemeden, bu kararı veremezsin!"

Hızla yatağa döndüğümde üzerinde ne varsa savurmaya başladım. Nevresim ve yastıklar tıpkı aklım gibi her şey darmadağındı şimdi.

"Niye yaptın bana bunu o zaman?"

Karşımda tepkisiz durmaya çalışan Asaf ise, aşılmaz bir duvar gibiydi.

"Eğer her şey bir gün bitecekse, neden bir olmamıza müsaade ettin?"

Ellerini iki yana açıp, isyan edercesine konuşmuştu.

"Çünkü yapmamam gereken bir şey yaptım ve sana güvendim."

Derin bir nefes verdiğinde, gücünün tükendiğini belli ediyordu.

"Bu kadar kısa zamanda, hayal ettiğim şeyleri yaşayabileceğimizi sanmak saçmalıktı."

Gözlerimdeki yaşı sildiğimde, Asaf'ın kalbinin üzerindeki parmağım adeta bir taşı andıran göğsüne baskı yapıyordu.

"Bunları söylediğine çok pişman olacaksın."

Odadan çıkmadan önce yerde duran telefona ilişmişti gözlerim. Ardımda bıraktığım adamı arayan biri vardı, Maral...

***
On iki gündür Asaf ile konuşmamıştık. Kafamdaki düşünceler beni derin bir uçuruma sürüklerken o gün Maral'ın, Asaf'ı neden aradığını kendime açıklamaya çalışıyordum.

Yatağımda sol tarafa dönmüştüm. Başımda inanılmaz derecede bir ağrı vardı. Zihnimin açıklayamadığı şeyler bedenime acı olarak geri dönüyordu.
Penceremden içeri vuran ay ışığı yine uyuyamayacağımın göstergesiydi. Bu ne kadar böyle sürecekti bilmiyordum fakat artık bir şeylerin yoluna girmesi gerekiyordu.

Ağır adımlarım merdivenlere doğru uzandığında, bakışlarım ise abimin aralık olan kapısının üzerindeydi. O günden sonra eve pek uğramıyordu, odasını zifiri yapan karanlık dün gece yine eve gelmediğinin bir kanıtıydı.

Kuruyan dudaklarımı, kristal bardakla buluşturdum. Cayır cayır yanan boğazımdan geçen su, son günlerde mideme inen nadir şeylerdendi.
Salona girdiğimde, pencerenin kenarına iliştirilmiş tekli koltuğa oturdum. Bacaklarımı kendime çekip başımı dizlerime yasladım. Güçlü bir ışığın aydınlattığı sokağı izliyordum. Gözlerim etrafta dolaşırken, kapının önünde duran karartı dikkatimi çekmişti. Ayağa kalkıp görüş hizamı netleştirdim.
Son model arabanın önünde dikili duran birisi vardı. Yüzünü tam seçemesemde kalbimin ritmi çaresizce değişmişti. Onun Asaf olduğuna inanmak istiyordum.

Hızlıca telefonuma uzanıp, son aramalarda en üstte duran numaraya tıkladım. Günlerdir sayısız çabamı cevapsız bırakıp, şimdi kapımın önünde olabileceği garip gelse de telefonun açılacağından emindim. Üçüncü çalışta açılan telefonum bana alışık olduğum sesi bahşetmiyordu.

"Mahur?"

Maral'ın sesini duyduğumda, elimden kayan telefon yerle bir olmuştu. Zihnimden tekrar sayısız düşünceler geçiyordu. Telefonu neden Maral açmıştı ve bu saatte Asaf'ın yanında ne işi vardı?
Eğer Maral ile Asaf yan yana ise bu kapımda duran adam da kimdi?
Bakışlarım tekrardan arabaya çevrildiğimde, karartının hareketlendiğini gördüm. Arabasına binip hızla ilerlemeye başlamıştı. Zihnim onun Asaf olduğuna inanmak istiyordu. Onun Asaf olduğuna inanmak istiyorum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 30, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞKIN SİMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin