16. Bölüm

56 9 26
                                    

Ela'nın gözlerindeki şaşkınlık yerini hissizliğe bırakırken, abim için aynı şeyi söyleyemeyecektim.

"Nasıl yaptın bunu bana?" Abim elini hızlıca masaya vurduktan sonra, bir hışımla ayağa kalktı. Hareketlerinden dolayı devrilen sandalye sıçramama sebep olmuştu.

"Nasıl uyuttun ayakta lan beni!"

Ela'nın üzerimde olan bakışları abime çevrilirken, sessizliğini koruyan tek kişi Asaf'tı.

"Nasıl uyuttum öyle mi?"

Ela da ayağa kalkmıştı şimdi.

"Aç galerini."

Abim anlam veremeyen bakışlarla karşısındaki kadına bakıyordu.

"Sana galerini aç dedim!"

Pantolonun cebinden telefonunu çıkaracağı esnada, Ela beklemeden elinden çekip almıştı. Bir kaç dakika telefonla uğraştıktan sonra istediği şeyi bulduğunu belli eden bir ifadeyle Asaf'a döndü.

"Bu kahvaltının sana pahalıya patlayacağı varmış Asaf..."

Ekranı Asaf'a doğru çevirirken, Kağan ile olan fotoğraflarımız en son görmesi gereken kişinin gözleri önündeydi. Napıyordu bu kız?

"Mahur'un seni ayakta uyuttuğu gibi... Ben de abisini uyuttum."

Konuşmak istediğimde, Asaf eliyle durmamı işaret etmişti. Kendine hakim olmak adına sıktığı yumruğu titremeye başlamıştı.

"Ne saçmalıyorsun?"

"Sana her şeyi bir çırpıda söyleyeceksem eğer başlıyorum. Mahur, Kağan'a çok benziyorsun diye seninle... Ama sen her şeyden habersiz bir şansın olabileceğini beklemişsin belli ki."

Yüzüne takındığı üzgün ifadeyle konuşmasına devam ediyordu. Duyduklarım yüzünden olduğum yere adeta sinmek üzereydim. Ela'nın söylediği şeyler aklımın ucundan geçen şeyler değildi...

"Ne yazık ki onun yerini seninle doldurmaya çalışmış, ama başarılı olmuş gibi gözüküyor. Önce kalbini sonra yatağ-"

"Yeter, kes sesini!"

Son derece savunmasız olan ruhumun aksine, sesim Ela'yı durdurmayı başarmıştı. Ayağa kalkıp Asaf'ın koluna uzandım. Onu sarsmaya başladığımda bana bakmasını sağlamak istiyordum.

"Asaf... bu duyduklarının hiç biri benim düşüncelerim değil."

Gözlerimden akan yaşlar arasından konuşmaya çalışıyordum.

"Abime her şeyi söyledim diye intikam almaya çalışıyor benden, nolursun sevgilim bana inan..."

Ela'nın yükselen kahkahalarının ardından, konuşmalarını tekrar duyuyordum.

"Onun için mi davet günü Asaf'ı görür görmez yere yığıldın?"

Ona karşı atmaya başladığım adımlarım oldukça yavaştı.

"Üstelik abine de "Yıllar sonra Kağan'ı gördüm abi. Sanki karşımda gibiydi..." derken, Asaf'ı Asaf olduğu için sevdiğine beni inandıramazs-"

Konuşmasını yarıda kesen tokadım, yüzünün sağ tarafa çevrilmesine sebep olmuştu. Saçlarından tuttuğumda acıyla inliyordu. Ensesine daha güçlü asıldığım esnada kulağına fısıldadım...

"Ben yarattığın harabeyi toplamasını bilirim, ama bunu yaparken seni ezer geçerim, acımam."

Saçlarını bıraktığım esnada hızlıca Ela'yı itmiştim.

AŞKIN SİMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin