Delilik zihinle değil kalple ilgilidir demişti biri vakti zamanında.Kim olduğunu hatırlamıyorum, hatırlamak için de hiç çaba göstermedim çünkü hafızamda yer yok, her köşesi aldığım derslere dair karaladığım notlarla dolu.
O derslerin hepsini irislerinde oyun parkları taşıyan kestane saçlı birinden aldım. Yüreğindeki temizlik pek bir alışılmadık olduğundan çemberin dışına itilen biriydi ; dudakları iki yanından çekiştiren görünmez bir güç varmış gibi yukarı kıvrılmış olurdu her daim ve en güzel çörekleri hep o satardı.
İnsanları tanıdığımı zannediyordum fakat onun özenle paketlenmiş bir hediye misali hayatıma konuveren varlığıyla anladım ne denli büyük yanılgılarla çevrildiğimi. Meğer daha kötüsünü yapamayacağını düşündüğünüzde dahi daha kötüsünü yapabilirmiş insanlar. Meğer ellerindeki damgayı hiç düşürmezlermiş. Meğer kötülük o kadar kanıksanmış ki iyilerin aklı sorgulanır olmuş.
Dünyanın kirini görmeyi reddedip kendi gözlerini saflığın kuşağıyla bağladığından mıdır nedir, yara eksilmezdi yüreğinden. Buna rağmen, çocuk ruhunu hiç uzaklara uğurlamadığı, renklerine hiç su katmadığı için ona kıymalarına rağmen o kalkıp benim yaralarıma şifa olmayı denedi. Kendi ağrısını bastırıp nasır tutmuş ellerimi sardı, kesiklerime üfledi, soyulmuş parmak uçlarımla tanıştırdı masumiyetini.
Ben bütün doğruları ona yapılan yanlışlarla öğrendim.
Yüzüne taş atılıp da elmacık kemiği kanayınca, üzerine gidilip iyiliği sorgulanınca, zihniyetleri felç kalanlar tarafından delirmekle damgalanınca daha önceki bütün yanlışlarımı silip yerine gerçekleri yazdım.
Nasıl bir karanlığın içinde yaşadığımızı bilmiyordum. Göğsümde günden güne büyüyen boşluğun sorumlusunun bu körlük olduğunu bilmiyordum. Bilmek istedim ; gerçekleri görmek, göstermek, yanlış yollarda yürümeye ant içmiş gibi yabanıl bir nefretle, bilinçsiz ve acımasızca saldıran herkesi omuzlarından sarsıp bu çürümeye son vermek.
Sonra bir ışık huzmesi düştü karanlığıma, saflığın en güzide hâliydi şüphesiz. Sıkı, sımsıkı tutundum ; iyileşmek için, iyileştirmek için. Yıl 1893'tü, mevsim sonbahar, aylardan eylül.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deli oğlanın türküsü, minsung
Fanfictionçok eski bir yerimdeyim, çürüyen bir yerimden geliyorum öldüklerimi sayıyorum, yeniden doğduklarımı anlıyorum, ama yepyeni anlıyorum bıktığımı evlerde, köşebaşlarında değişmek diyorlar buna değişmek