Hazırlanmam bitmek üzereydi, herkes aşağıda beni bekliyordu. Makyajımı bitirip aşağı indim, gördüğüm manzara beni çok şaşırtmıştı. Her zamanki gibi siyah değil -kıyafetinde yine siyah vardı tabi ki- bu sefer mor/eflatun bir şeyler giymişti.. O kadar güzel gözüküyordu ki konuşmayı unuttururdu insana...
Sasha**
Büge, her zamanki gibi şaheser gibi dikiliyordu karşımda. Meleğim, bembeyaz elbisesi ve kafasındaki tacıyla başımı döndürüyordu.. ''Hadi hazırsan gidelim'' dedi Barış. Sessizce evden çıktık, yol boyu hiç konuşmadık.
Bügenin o ateşin altında kalmasından korkuyordum, gelmesini hiç istememiştim zaten. Beni silahla görmesini istemiyordum.. O beni çok masum seviyordu, sevgisine layık olmaya çalışıyordum fakat elimde silah arkamda o kadar cesetle hiç kolay değildi. Hoş daha beni seviyor mu orası da kesin değil, ağzından bir şey çıkmamıştı ama davranışları sanki öyle diyordu.. Yalıya yanaştı Barış, bana dönüp;
''Baby hazır mısın içeri girdiğimizde geri dönüşü yok'' dedi.
Kafamı huzursuzca ileri geri salladım, gerçekten böyle aptalca bir şeye karışmak istemiyordum, daha fazla insan öldürmek istemiyordum suçlu suçsuz.. İçerdeki herkesi silahla tarayıp ne halt edecektik ki? Koskocaman yabancı uyruklu kaçakçılık kartelini on beş insanı öldürerek alt mı edecektik sanki..
İçeri girip Sinyor salağının konuşma yapmasını bekledik. Barış Bügeyi dansa kaldırdı, ben onlara bakmamayı tercih ettim. Ne kadar şanslı olduğunun farkındaydı Barış, kim olsa farkında olurdu zaten... Barışın Bügeye dansı bitti, kulağına gitmesini fısıldadı. Büge çıkar çıkmaz başlayacaktı katliamımız, tabi onun yapacaklarımızdan haberi yoktu.
Büge çıktı, bir tabanca aldım birini de Barışa verdim, eskiden yatarken bile yanımdan ayırmadığım silahımı tutmaktan iğrenir olmuştum. İlk başta Sinyorun peşinden koştuk beraber fakat Rafi bizi durdurdu. O bir şeyler gevelerken Fırat ve tayfasının içeri dalmasıyla dikkatimiz dağıldı, tekrar Rafi'nin olduğu tarafa bakınca kaybolduğunu fark ettik. Kaşla göz arasında kaybolmuştu.
''PATLATICAK BOMBA VAR GEBERTİCEK HERKESİ'' diye bağırdı bir anda Fırat. Tayfası da etrafı kolaçan etmişti, her yer kitliydi... O anda yalının merdivenlerinde üstünde bomba yeleğiyle bir adam çıktı. Hasiktir lan! Daha seni seviyorum diyemeden ölecek miydim? İki saniyeliğine girdiğim transtan, kafamı toplayıp çıktım.
''Fırat Barış bombayla ilgilenin, Hacı Paşa etrafı iyice arayalım büyük bir pencere cam balkon kapısı zayıf bir halka bulmamız lazım''
Hepsi onaylar şekilde kafalarını salladı, Hacı Paşa ben dağıldık, Barış ve Fırat adamla konuşup sakinleştirmeye çalıştırdı..
Büge**
Cemrenin bana söylediklerinden sonra ayakta duramıyordum, ama kafamı toplamam lazımdı..
''Cemre kapıları açmamız lazım zincir sarmışlar senin silahın falan yok mu?'' dedim hıçkıra hıçkıra, o da benden farksız ağlıyordu hüngür hüngür.. Onu bana yardım edemeyeceğini anladığımda şoförün yanına gittim, acilen zinciri kesecek bir şeyler bulmasını söyledim..
Hayatımda hiç bir şey yolunda değildi fakat iyi olan tek şeyi kaybedemezdim, onu yeni bulmuşken hem de...
Sasha**
Etrafta hiç açık yoktu, kaderimizi kabullenmeden önce Barış ve Fırat'a bakmaya gittim. Belki bir mucize olmuştur diye umarak hole doğru gittim. Yaklaştım, onlar beni fark etmemişlerdi, aralarında bir şeyler konuşuyorlardı, kulak kabarttım;
''Fırat bak ne olur gidelim bizim hikayemiz böyle bitemez''
''Barışım içerde bir ton insan var bak lütfen güven bana sevgilim çözeceğiz bunu''
Şaka mı lan bu? Ne biçim bir aşk dörtgeni bu? O kadar koşuşturma sırf bunların maskesi miydi sikerim ama! Şuan sakinliğimi korumam lazımdı daha sonra kafayı yiyebilirdim tabi hayatta kalabilirsem. Saklandığım yerden çıkıp yanlarına gittim, zamanlayıcı başlamıştı bile. Kesici bir şeyler bulmam gerekti, koşuşturup bir makas buldum. Yeleği arkasından hiç bir şeye dokunmadan kestik. O ikisine gitmelerini söyledim, yeleği alıp kaptanla beraber en uzak odaya koşar adım götürdüm..
Büge**
Şoför bir yerden demir makası bulmuş, zinciri zorluyordu. Zincirin kesilip yere düşmesiyle içerden bir insan seli akın etti... PATLAMA... Yalının üstü katı patladı, kalbim durdu sanki. Nefesim boğazıma dizildi, düğüm oldu. İnsan selinin sonunda Barış ve Fırat çıktı.
''SASHA NERDE BARIŞ SASHA NERDE'' diye kendimi tutamayıp bağırmaya başladım.
''Bombanın yanındaydı, uzaklaştırmaya götürmüştü. Hepimizin hayatını kurtardı..'' dedi yere bakarken. İşte o an, içime çektiğim havada oksijen yoktu. Akan gözyaşlarımı hissedebiliyordum sadece. Ayakta kalmaya mecalim kalmamıştı, kendimi boşluğa bırakıp dizlerimin üstüne düştüm.. Bağırıp ağlamak istiyordum fakat bedenim beynime uymuyordu, hiç bir uzvumu hareket ettiremiyordum. Ve acı, damarlarımda kan değil arsenik dolaşıyordu sanki.. Her aldığım nefes batıyor, kalbim her atışında sanki çatlıyordu... Fırat ve Barış soluklanıyor, Fırat'ın hapishane arkadaşları da içerde kalan insanları arıyordu etrafa, içerisi yandığı için giremiyordu kimse.. Sadullah Anzerli , ailesi ve Sashadan hiç haber ve iz yoktu.. Artık onsuz, tek dayanağım olmadan bir başıma olduğum gerçeğini sindirmeye çalışıyordum.
Tam o anda en çok ihtiyacım olan şey, koşarak yalıdan çıktı... Bırakmamıştı beni..
Kıyafetinin belli yerleri küle dönüşmüş, elleri yüzü is olmuştu. Öksüre öksüre koşarak çıktı , merdivenleri atladı, yere inip temiz havayı ciğerlerine çekti uzun uzun öksürürken. Ben de onu görünce nefes alabildiğimi hatırlayıp havayı içime çektim.
Tam sonunda rahat nefes alıcakken bu sefer de yaylım ateşi başladı, herif kimseyi canlı çıkarmamaya yemin etmiş! Alelacele arabalara geçtik, Barış sürüyor, ben önde Sasha da arkada oturuyordu. Arkamızda Fırat, onun arkasında Sinyor belasının adamları vardı. Uzaklaştık sanarken yol ayrımında bir Vito önümüzü kesti. Kapıları açıldı, içinden Efkan andavalı çıktı. Barış ve Fırat inme denilmelerine rağmen inip Sinyorun karşısına çıktılar. Ne konuştuklarını duyamıyordum zaten, o yüzden arkamı dönüp onun isten simsiyah olmuş suratına baktım.
'' İyi misin bir yerine bir şey oldu mu nasıl oldu bu ya niye kahramanlık yapmaya çalışıyorsun sen'' diye patlayıp ağlamaya başladım bir anda.
''Bak iyiyim burdayım endişelenme bu durumdan bir kurtulalım anlatıcam söz hem sana söylemem gereken şeyler var'' dedi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zemheri ~sasbüg
FanfictionKartel üyesi kocasının, ikiz kardeşi aynı zamanda çocuğunun babası tarafından öldürülmesiyle hayatı alt üst olan Büge, bu olayların içinde hiç yaklaşmaması gereken birinde teselli bulmaktadır...